Modern Zaman Sorunu: Sürekli Meşgul Olmak Zorunluluğu

İki kişi karşılaştığında, biri diğerine nasılsın diye sorar ise diğerinin vereceği cevap büyük bir ihtimal ile çok meşgulum biçiminde olacaktır. Ancak bu kişiye kendisini bu kadar meşgul eden şeyin ne olduğu sorulduğunda da buna cevap verememesi olasıdır.

Oysa ki meşgul olmak aslında bir seçimdir. Bir erdem değildir. Ancak bunu bir kısmımız kolayca kabul etmeyiz. Bunun sonucunda da sürekli meşgul olmak sorunu olarak tanımlanan gayri resmi bir hastalık ile uğraşmak zorunda kalırız.

Aslında meşguliyet, genellikle kendi düşüncelerinizle baş başa kalmanın verdiği rahatsızlık için bir bahanedir. En yaygın nedenlerinden biri, öz değerimizi meşguliyet ölçeğinde ölçme eğiliminde olmamızdır. Sonuçta boş zamanın olmaması doğrudan bir statü göstergesi olarak görülür.

Kendine değer ve statü duygularıyla bağlantısına ek olarak, meşgul olmak aynı zamanda acı veren duygu ve durumlardan kaçınmanın veya onları uyuşturmanın bir yolu olabilir. Çok meşgulseniz, sizi rahatsız eden veya yüzeyin altında sizi rahatsız eden şeye odaklanamazsınız.

Bu nedenler sonucunda da insanlar kendilerine sorumluluklar yükler ve düşünmek için bile boş zamanları kalmayana kadar takvimlerini işler ile doldururlar.

Meşgul Olmak Üretken Olmak Demek Değildir

wheel
Meşgul olmak başka şey, üretken olmak başka şeydir. Meşgul olmak ve üretken olmak çoğu zaman birbiriyle karıştırılabilir. Meşgulseniz, yapacak çok işiniz vardır, ancak bu mutlaka üretken olduğunuz veya zamanınızı verimli kullandığınız anlamına gelmez.

Ayrıca meşgul olmak ve üretken olmak çoğu zaman birbiriyle karıştırılabilir. Meşgulseniz, yapacak çok işiniz vardır, ancak bu mutlaka üretken olduğunuz veya zamanınızı verimli kullandığınız anlamına gelmez. Üretken olmak, bir görevi tamamlayabilmek veya bir şeyler yapabilmek anlamına gelir.

Üretken olmak için meşgul olmanıza gerek yoktur. Meşgul olmak, zamanınızı nasıl harcadığınızla, üretkenlik ise daha çok neyi başardığınızla ilgilidir.

İş-yaşam dengesi her bir benzersiz birey için farklı bir anlam taşır. Ancak belli bir iş-yaşam dengeniz varsa, zamanınızın nasıl harcandığı konusunda kendinizi rahat ve kontrol altında hissedersiniz. İş-yaşam dengeniz bozulursa, tükenmişlik, aşırı çalışma, bitkinlik ve sosyal ve/veya aile hayatınızdan kopuk hissetme duygularını yaşamanız muhtemeldir.

Kötü iş-yaşam dengesi, fiziksel sağlığınızın yanı sıra zihinsel sağlığınızı da etkileyebilecek kronik strese yol açma potansiyeline de sahiptir.

Tüm bunların yanı sıra, kendinizi aşırı programlamak, duygusal ve fiziksel sağlığınızın yanı sıra sağlıklı ilişkileri sürdürme yeteneğinizi de olumsuz etkiler. İlişkiler, katılan tüm tarafların zamanını ve çabasını gerektirir. Yükümlülükleriniz tarafından birden fazla yöne çekilmek, kendinizi stresli hissetmenize ve ilişkilerinize tam olarak dahil olamamanıza neden olur.

Sürekli Meşgul Olmaktan Nasıl Vazgeçebiliriz?

mesgul olmak
Çoğumuz, bir şeyleri kaçırma veya verimsiz olma korkusu nedeniyle programlarımızı patlama noktasına getiririz. Yavaşlama ve işleri bitirmeme düşüncesiyle endişelenirseniz, meşgul olmaya bağımlı olabilirsiniz.

 Kendinizi çok yorgun, bunalmış veya tükenmiş hissediyorsanız, sağlığınıza ve zindeliğinize öncelik vermeniz önemlidir. Önceliklerinizi ve iş yoğunluğunuzu değiştirmek zor gelse de, bunu yapmak zihinsel ve fiziksel sağlığınızın artmasını sağlar.

Ayrıca sevdiklerinizle daha kaliteli ilişkiler geçirmenizi sağlar. Gelecek hakkında hepimizin kaygıları var elbette, ancak önemli olan şimdiki zamanı kaçırmadan gelecekteki hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalış­malar yapmak.

  • Mümkünse, yeniden şarj olabilmek için kendiniz için bir tatil veya bir yerlerde bir konaklama planlayın (ve bunu aktivitelerle doldurmayın).
  • Sevdiklerinizle vakit geçirmeyi bir öncelik haline getirin. Bunu yapmak, sevilmiş ve enerjik hissetmenize yardımcı olur.
  • Kendinize değerinizin üretken veya meşgul olmaktan gelmediğini hatırlatın.
  • Telefonunuza bir hatırlatıcı kurun veya evinize nefes almanızı ve kendinize zaman ayırmanızı hatırlatan bir not bırakın .Küçük bir mola için bile olsa gün boyunca kendinize zaman ayırdığınızdan emin olun ve kasıtlı olarak işinizden kopun.
  • Kendinize uygun beklentiler belirleyin ve bunun zamanla değişebileceğini bilin. Gereğinden fazla işi üstlenmeye çalışmayın.

Zamanın Kölesi Değil Efendisi Olmaya Çalışın

yavaşlamak
Fark edilmek, takdir edilmek, yakınlık hissetmek ve önemsenmek insanın ken­dini bir yere, kişiye veya nesneye ait his­setmesini sağlayan olgulardır. Bu ihti­yaçlar, ancak insan ilişkilerinde yavaş­lama sağlanırsa giderilebilir

İster tam bir tatil, ister gün içinde kısa molalar olsun, kendinize zaman ayırmayı hak ediyorsunuz. Sürekli meşgul olmak gibi bir takıntınız var ise belki de daha sık hiçbir şey yapmama alıştırması yapmalıyız. Bu anlamda can sıkıntısının zihni özgürleştirici avantajlarından faydalanmanız mümkün olacaktır.

Bunun için önce yeterince yavaşlamanız ve ardından belki de en önemlisi hiçbir şey yapmamaya çalışmanız gerekmektedir.

tatil
Bilişsel süreçler üzerine yapılan araştırmalarda çalışmaya ara veren insanların daha yaratıcı olabildikleri, uzun süre masada oturanların ise ileriki yaşlarda düşüncelerinde körelmeler yaşayacaklarını ortaya çıkarıyor. Bu nedenle, işyerinizden ve işlerinizden biraz uzaklaşmak, geri döndüğünüzde sizi daha üretken kılacaktır.

Unutmayın, zamanı bize kolaylık yaratması için bizler günlere, saatlere böldük, onun kölesi değil efendisi olmak da elbette bizim hakkımız. Yaşanılan son an belki de şu andır kim bilir, her anınızın tadını doyasıya çıkarmanız dileğimizle…


Göz atmak isterseniz


Kaynaklar ve ileri okumalar:

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu