Bu 80000 Yıllık Pando Korusu Kendini Klonluyor

Dünyanın yaşayan en yaşlı organizması 80.000 yaşındadır ve kendini klonlamaktadır. Bu ormandaki her ağaç ve dal, birbirinin birebir kopyasıdır. Pando ağacı olarak bilinen ve Titreyen Dev lakaplı bu organizma, Amerika’nın Utah eyaletindeki Ulusal Orman’da bulunuyor. Pando aslında korunun lakabı ve yaydım anlamına geliyor. Aslında bu aspen ağaçları da tam olarak aynı şeyi yapıyor.

pando
Bu titrek kavak korusunun tamamı tek bir organizmadır. Tüm Pando genetik olarak özdeştir. Hepsi 420 dönümlük aynı büyük kök sisteminden doğan 47.000’den fazla gövdesi olan 6600 tonluk bir canlıdır.

Yaklaşık 47 bin titrek kavağın oluşturduğu Pando tek bir canlı organizma sayılıyor. Çünkü ağaç, tek bir ağacın ortak kök sisteminden büyümüş ve tümü aynı genetik bilgiye sahip. Yani bu ağacın tek bir kökü ancak 47.000 gövdesi mevcut.

Bu durumda da bu kavak klonu aynı zamanda gezegendeki en büyük canlı organizma olarak kabul ediliyor. Bu tek genetik bireyin ağırlığı yaklaşık 6.000 tondur. Bu nedenle Pando dünyanın en ağır canlısı olarak da kabul ediliyor.

Bristlecone Çamı
Antik Bristlecone Çam Ormanı, dünyanın en yaşlı ağaçları olan bristlecone çamlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu ağaçlardan bazılarının yaşı 4000 yıldan fazladır. Takma adı Metuşelah olan dünyanın en yaşlı ağacı da Doğu California’da Antik Bristlecone Çam Ormanı’nda bulunuyor. Ağacın 4 bin 853 yaşında olduğu tahmin ediliyor.

Dünyanın en uzun yaşayan ağacı binlerce yıl boyunca canlı kalan Kaliforniya’daki bristlecone çamıdır. Rüzgarla şekillenen bu kozalaklı ağaç Alp altı iklimde yaşıyor. Eski örneği ‘Methuselah‘ isminde ve yaşı 4.852 olarak doğrulandı.

Bununla birlikte topyekün düşündüğümüzde Pando büyük oranda daha yaşlı. Yakın zamana kadar yapılan kaba tahminler 80.000 yaşında olduğunu göstermişti ancak yaşadığı Utah bölgesinin 20.000 yıl önce buz tabakasıyla kaplı olduğu gerçeğinin ışığında yaşı bir kez daha ölçüldü. Şu anda Pando’nun 15.000 civarında olduğu düşünülüyor. Pando’nun dev bir organizma olduğu gerçeği ise 1970’lerde keşfedildi.

pando
Çarpıcı beyaz kabukları ve en hafif esintide uçuşan küçük yaprakları olan tek tek ağaçlardan oluşan bir ormanlık alan gibi görünse de, Pando aslında 
birbirine bağlı bir kök ağından ortaya çıkan, genetik olarak birbirinin aynısı 47.000 gövdeden oluşur

Pando Hayatta Kalmayı Nasıl Başardı?

Pando binlerce yıldır var. Uzun ömürlülüğü ve gözlerden uzak bir yerde konumlanması, 68 bitki türünden oluşan bir ekosistemin ve birçok hayvanın onun gölgesi altında evrimleşmesini sağladı. Pando, kozalaklı ağaçlara yakın olmadığı için bölgedeki orman yangınlarından etkilenmedi. Yaşlı ağaçlar öldükçe veya devrildikçe, ışık ormanlık zemine ulaştı. Bu da aynı özelliklere sahip yeni gövdelerin büyümesine imkan verdi.

pando korusu
ABD’nin batısındaki Wasatch Dağları’nda, bir gölün üzerindeki yamaçlarda, bitki ve hayvanların binlerce yıldır güvendiği ekosistemi sağlayan tek bir dev organizma yaşıyor.

Ancak, kesilme tehlikesiyle karşı karşıya olmasa da, diğer birçok faktörden dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Aslına bakarsanız dünyanın en büyük canlı organizması ve muhtemelen en eskisi olan Pando, geyiklerin doymak bilmez iştahı tarafından yok ediliyor.

Bölgedeki geyiklerin sayısı kurtlar ve pumalar gibi vahşi hayvanlar sayesinde bir zamanlar kontrol altındaydı. Ancak bu yırtıcı hayvanların kaybı nedeniyle sürüler giderek büyüdü ve daha güvenli olduğu için Pando’da toplanma eğilimi göstermeye başladı.

geyik
Taze fideleri yiyen bir geyik

Bu da yeni çıkmış fideleri geyiklerin yemesi ve ormanın yenilenmesini engellemesi anlamına geliyor. Pando’nun yarısından fazlasının hiçbir çitle çevrilmemesi nedeniyle, tek bir organizma esasen üçe bölündü ve değişen ekolojik baskılara maruz kaldı.

İklim Değişikliği de Bir Başka Risktir.

Bu değişikliklerin suçunu geyiklere yüklemek kolay olsa da asıl suç hâlâ biz insanlara ait. İnsanın ekosistemler üzerindeki etkileri karmaşık ve geniş kapsamlıdır.20. yüzyıl boyunca geyik popülasyonları insanlardan büyük ölçüde etkilendi. Bunun nedeni de kurtlar ve dağ aslanları gibi zirve yırtıcıların avlanmasıydı.

Pando, son buzul çağı geçtikten sonra ortaya çıktı ve o zamandan beri büyük ölçüde istikrarlı bir iklimle karşılaştı. Çöllerle çevrili bir dağ bölgesinde bulunduğu için sıcaklıklara veya kuraklığa yabancı değildir. Ancak iklim değişikliği, ağacın büyüklüğünü ve ömrünün yanı sıra barındırdığı tüm ekosistemi de tehdit ediyor. Pando dayanıklıdır ve birçok felaketten sağ çıkma yeteneğine sahiptir. Ancak ekosistemdeki kademeli bir değişimin geri dönüşü daha zor olabilir.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Pando, the world’s largest organism, has stopped growing. Yayınlanma tarihi: 30 Temmuz 2022. Kaynak site: Big Think Bağlantı: Pando, the world’s largest organism, has stopped growing
  • This 80,000-Year-Old Aspen Grove Clones Itself. Yayınlanma tarihi: 9 Ağustos 2022. Kaynak site: TreeHugger. Bağlantı: This 80,000-Year-Old Aspen Grove Clones Itself
  • The world’s largest organism is slowly being eaten by deer. Yayınlanma tarihi: 23 Kasım 2021. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: The world’s largest organism is slowly being eaten by deer
  • Paul C. Rogers, Pando’s pulse: Vital signs signal need for course correction at world‐renowned aspen forest, Conservation Science and Practice (2022). DOI: 10.1111/csp2.12804
  • DeWoody, Jennifer & Rowe, Carol & Hipkins, Valerie & Mock, Karen. (2009). “Pando” Lives: Molecular Genetic Evidence of a Giant Aspen Clone in Central Utah. Western North American Naturalist. 68. 493-497. 10.3398/1527-0904-68.4.493.
  • Ding C, Schreiber SG, Roberts DR, Hamann A, Brouard JS. Post-glacial biogeography of trembling aspen inferred from habitat models and genetic variance in quantitative traits. Sci Rep. 2017 Jul 5;7(1):4672. doi: 10.1038/s41598-017-04871-7. PMID: 28680120; PMCID: PMC5498503.

Size Bir Mesajımız Var

YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz bu bağlantıdan topluluğumuza dahil olabilirsiniz.

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Yazılar

Başa dön tuşu