1977 yılının Nisan ayında, Avustralya’nın batısında yer alan Alice Springs kasabasından yola çıkan bir kadın, kuzeye doğru ilerleyerek çölü aşmayı ve Hint Okyanusu’na ulaşmayı hedefliyordu: Robyn Davidson. O dönemde, muhtemelen çoğumuz onun adını hiç duymamıştık.

Ancak, Tracks ya da ülkemizde bilinen adıyla “Çöldeki İzler” adlı film olmasaydı, belki de Robyn Davidson’un bu olağanüstü yolculuğundan hiç haberimiz olmayacaktı. Film, onun yalnızlık, doğayla bütünleşme ve içsel keşif dolu macerasını beyaz perdeye taşıyarak, yıllar sonra geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi başardı.

Babasının gençliğinde Kuzey Afrika’da yaptığı benzer türdeki bir yolculuktan ilham alan Robyn Davidson, bu serüvene aslında kendini keşfetme amacıyla atılmıştı. Bu yolculuk, onun için yalnızca fiziksel bir meydan okuma değil, aynı zamanda kendi olma yolunda bir deney anlamına geliyordu.
Ancak Robyn bu uzun ve zorlu yolculukta tamamen yalnız değildi. Ona, dört deve ve yol boyunca defalarca hayatını kurtaracak sadık dostu, köpeği Diggity eşlik ediyordu. Vahşi doğanın sert koşullarına karşı bu küçük yol arkadaşlarıyla birlikte mücadele ederken, kendi sınırlarını keşfetmeye ve doğayla derin bir bağ kurmaya başladı.
Robyn Davidson Yolculuğunu Nasıl Gerçekleştirdi?

Böyle bir yolculuk hikayesiyle karşılaştığımızda, aklımıza ister istemez bu yolculuk için gerekli parayı nasıl bulduğu sorusu geliyor. Robyn Davidson’a bu fırsatı sağlayan, para biriktirmek amacıyla geçici bir süre çalıştığı deve çiftliğinde tanıştığı National Geographic fotoğrafçısı Rick Smolan oldu.
Bu tanışıklık sonucunda, National Geographic dergisi Robyn’in yolculuğuna sponsor olmayı kabul etti. Ancak derginin tek bir koşulu vardı: fotoğrafçı Rick Smolan yolculuğun bir kısmında ona eşlik edecekti.

Rick Smolan, yolculuk boyunca onu beş kez ziyaret etti ve ikili arasında güçlü bir dostluk gelişti. Yolculuk devam ederken, Smolan aracılığıyla bu olağanüstü serüven dünya çapında ilgi çekmeye başladı. Robyn Davidson artık “Develi Kadın” (The Camel Lady) olarak anılıyordu.

Yine de bu yolculuk, onun kendini tanıması ve içsel dönüşüm yaşaması açısından bir dönüm noktası oldu.
Her ne kadar yolculuğu başta altı ay olarak planlansa da, tamamlanması dokuz ay sürdü. Robyn Davidson, 1700 millik bu zorlu yolculuğun sonunda Hint Okyanusu’na ulaştı. Fiziksel yolculuğu sona ermişti, ancak şimdi yaşadıklarını tüm dünya ile paylaşma zamanı gelmişti.
Önce, 1978 yılında National Geographic dergisinde deneyimlerini anlatan bir makale yayımladı. Ardından, yolculuğunu kaleme aldığı “Tracks – İzler” adlı kitabını yazdı. Kitap büyük ilgi gördü ve yıllar sonra bu etkileyici hikâye, Mia Wasikowska ve Adam Driver’ın başrollerini paylaştığı “Çöldeki İzler” adlı filme uyarlandı.

Çöl yolculuğunda kazandığı güven, Robyn Davidson’u hayatı boyunca yalnızlığı aramaya, uzun inzivalara çekilmeye ve dünya çapında yolculuklara çıkmaya yöneltti. Doğayla kurduğu derin bağ, onu yalnızca fiziksel keşiflere değil, aynı zamanda içsel bir yolculuğa da çıkmaya teşvik etti.
Robyn Davidson günümüzde hala seyahat etmeye ve kitap yazmaya devam ediyor. Çıktığı yolculuklar, onda göçebe yaşam hakkında daha fazla şey öğrenme arzusu uyandırdı. 1990 yılında, Rajasthani koyun çobanlarının kaybolmaya yüz tutmuş kültürünü belgeledi. O zamandan beri de göçebe yaşam tarzını benimseyerek, sürekli hareket halinde bir yaşam sürüyor.
Onun hikayesi, yalnızca doğaya duyulan sevgiyi değil, aynı zamanda özgürlüğün ve bilinmeyene doğru yapılan yolculukların bir insanın hayatını nasıl şekillendirebileceğini de gözler önüne seriyor. Yazının bitiminde bu yazımıza da göz atmanızı öneririz: Sosyeteden Kutup Kaşifliğine: Louise Arner Boyd
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Rick Smolan’s Trek with TRACKS, from Australian Outback to Silver Screen; http://proof.nationalgeographic.com/
- 15 striking photos of one woman’s 1,700-mile trek across the Australian outback. Yayınlanma tarihi: 13 Şubat 2015; Bağlantı: https://www.businessinsider.com/
- Australian Explorer Robyn Davidson on the Value of Solitude in the Pandemic Era. Bağlantı: https://time.com/
Size Bir Mesajımız Var
YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz topluluğumuza dahil olabilirsiniz.
YolveMacera