İbn Battuta: 120.000 Km Yol Almış Büyük Gezgin

“Tarihin en ünlü gezgini” unvanı genellikle 13. yüzyılda Çin’i ziyaret eden Venedikli gezgin Marco Polo’ya verilir. Ancak kat edilen mesafe açısından Polo, Ibn Battuta’nın çok gerisinde kalıyor. Yaklaşık 120 bin km. yol kat eden ve 40’tan fazla ülkeyi ziyaret eden İbn Battuta, tüm zamanların en çok seyahat eden kişilerinden biridir.

ibn battuda 3
İbn Battuta, 1325’te Mekke’ye hacca giden zengin, Faslı bir Müslümandı. Bu esnada yaşadığı maceralar onu daha uzaklara yolculuk etmeye sevk etti. İbn Battuta, Avrupalılarca çok az bilinen Afrika, Orta Doğu ve Uzak Doğu’ya cesur yolculuklar yaptı. 28 sene boyunca durmadan gezdi.

İbn Battuta 1325 yılında 21 yaşında iken seyahatlerine başlamıştır. Başta amacı hac görevi yerine getirmek ve Mısır, Suriye ve Hicaz’daki (Batı Arabistan) ünlü alimlerden eğitim almaktır. Ancak bu yolculuğu tam olarak 29 yıl sürmüştür. İbn Battuta bu yolculuğu süresinde Marco Polo’dan daha geniş bir coğrafyayı gezmiş ve gittiği yerler hakkında çeşitli gözlemler yapmıştır.

İbn Battuta
Ibn Battuta, çoğunlukla siyah sınırın içindeki bölgelerde Müslüman hükümetlerin bulunduğu yerlere seyahat etti

İbn Battuta Kısaca Kimdir?

İbn Battuta olarak tanınan Ebû Abdullah Şemsuddîn (Bedruddîn) Muhammed b. Muhammed b. İbrahim el-Levâtî et-Tancî, 25 Şubat 1304 tarihinde Fas’ın Tanca şehrinde dünyaya geldi. Köklü ve zengin bir ailenin çocuğu olan İbn Battuta’nın yetişmesinde ailesinin önemli rolü oldu. Dönemin gözde ilimlerinden edebiyat, din ve fıkıh öğrenimi görmesine rağmen bu alanlarda derinleşemeyen İbn Battuta içinde var olan yeni yerler görme, yeni insanları, farklı inanç ve gelenekleri tanıma arzusu sayesinde yaşantısına farklı bir yön çizecekti.

İbn Battuta
Mısır’da İbn Battuta; Hippolyte Leo’nun tablosu

Yolculukları boyunca geçimini önce akademik statüsünden ve sonra da gezgin ününden yararlanarak sağladı. Kendine kural olarak asla bir yolu ikinci defa geçme demişti. Bunun neticesinde yolculuğu düşündüğünden çok daha uzun sürecekti.

Seyahatleri sırasında iki yüzün üzerinde devlet adamıyla tanışan, uğradığı coğrafyaların halkları ve yaşamları hakkında zaman zaman son derece detaylı bilgiler veren İbn Battuta tüm bu yolculuklarını ulaşım imkanları ve yol güvenliğinin olmadığı bir zamanda gerçekleştirmişti. Bu da ona haklı olarak Ortaçağ İslâm dünyasının en büyük seyyahı unvanını kazandıracaktı.

Seyahatleri boyunca uğradığı ülkelerde Arapça, Farsça ve biraz da Türkçe bilmesi, derviş gibi giyinmesi, derviş gibi davranması sebebiyle kendisine büyük itibar gösterilmiş, bazı yerlerde kadılık görevi verilmiş, bazen de diplomatik vazifelerde bulunması talep edilmişti.

Kendisinin kimi zaman dünyadan elini eteğini çekerek inzivaya çekildiği, kimi zaman malını mülkünü elden çıkarıp bir tekkeye dahil olduğu kimi zaman da savaşlara katılmıştır. Bütün bu davranışlar onun sürekli bir arayışta olduğunu göstermektedir. İbn Battuta 1368 yılında Tamesna-Merrakeş kadısı iken vefat etmiş olup mezarının nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir. Hayatı ile ilgili bilgiler ise kendi eserine dayanmaktadır.

İbn Battuta
İbn Battuta dünyanın en büyük seyyahları olarak bilinen Marco Polo ve Zheng He’den daha uzun bir yolculuk gerçekleştirmiştir.

Kısaca özetlemek gerekirse İbn Battuta’nın gördüğü yerler; “Fas, Cezayir, Tunus, Trablusgarb, Mısır, Filistin, Suriye, Hicaz, Yemen, Irak, İran, Mozambik’e kadar Doğu Afrika kıyıları, Arabistan Yarımadası’nın güney ve doğu kıyıları, Anadolu, Kırım, Kıpçak illeri, İstanbul, Buhara, Türkistan, Afganistan, Hindistan, Seylan, Hind Okyanusu’nda birçok ada, Endonezya, Hindicini, Çin, Akdeniz’de Sardunya Adası, İspanya, Sudan biçimindedir.

İbn Battuta’nın Seyahatnâmesi ve Önemi

İbn Battuta

İbn Battuta, seyahatleri neticesinde Aralık 1353’de ülkesine geri dönmüş, Fas sultanı Ebu İnan Farisî’nin emriyle kendisine yardım etmekle görevlendirilen kâtip İbn Cüzeyy Kelbî’ye yaklaşık iki yıl boyunca anılarını aktararak kitaplaştırmıştır. Seyahati sırasında bir defasında boğulma tehlikesi geçiren, bir defa da soyulan İbn Battuta başına gelen bu iki olay esnasında tuttuğu notların önemli bir kısmını kaybetmişse de çok güçlü hafızası sayesinde pek çok detayı bizlerle paylaşmıştır.

Sonucunda hikayesi, “Tuhfetü’nNuzzâr fî Garâibi’l-Emsâr ve Acâibi’l-Esfâr” (İlginç Ülkeleri ve Macera Dolu Yolculukları Merak Edenlere Armağan) adıyla bir kitap haline gelmiştir. Seyyahın üç kıtayı kapsayan gezilerindeki hatıralarından oluşan ve daha çok Rihle olarak bilinen bu eser büyük beğeni toplamış ve pek çok dile tercüme edilmesinin ardından da İbn Battuta’nın bütün dünyada tanınmasını sağlamıştır.


Ayrıca göz atmak isteyebilirsiniz: Diriliş Filminde Adını Duyduğumuz Hugh Glass’ın Gerçek Hikayesi


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var

YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz bu bağlantıdan topluluğumuza dahil olabilirsiniz.

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu