
Bafa Gölü (Çam içi Gölü olarak da bilinir), Büyük Menderes Nehri deltasının güneydoğu kesiminde, Menteşe Dağlarının içine sokulmuş Ege Bölgesi’nin en büyük tatlı su gölüdür. Göl ve çevresi binlerce yıldan beri insanların yaşam alanı olarak seçtikleri bereketli bir alandır. Göl çevresindeki mağaralarda bulunan antikçağ mağara resimleri, bölgedeki yerleşimin başlangıcının en azından prehistorik döneme kadar uzandığını ispatlamaktadır.
Muğla-Aydın sınırında bulunan bu göl, hem birçok mahallenin geçim kaynağı hem de onlarca canlının yaşam alanıdır. Aynı zamanda bir kuş barınağı olan göl, çevresindeki ve içindeki adalarda bulunan antik kalıntılarla binlerce yıl öncesinin de tanıklığını yapıyor. Arkeolojik ve tarihi değerler bakımından Türkiye’nin en zengin coğrafyalarından biri olan Bafa Gölü, 1994 yılında tabiat parkı ilan edildi.
Latmos Dağları ve Heraklia Antik Kenti

Latmos, Hellen dilinde bir sözcüktür. Antik çağlarda bu bölge Ana Tanrıça Lada’dan ötürü bu isimle tanınmaktadır. Hellenler Lada ismini Latmos olarak değiştirerek şehre de bu ismi vermişlerdir. Şehrin ne zaman inşa edildiği kesinlik kazanamamakla beraber M.Ö. II. yüzyılda olduğu düşünülmektedir. Şehir en parlak devrini Helenistik dönemde yaşamıştır.

Kent adını ünlü mitolojik kahraman Herakles’ten almıştır. Çok kayalık ve engebeli bir arazi üzerinde kurulan antik kentin etrafı 65 kule ve takviye edilen, 6.5 km. uzunluğunda bir sur ile çevrilmiştir. Düzgün, dikdörtgen ve kare taş işçiliği gösteren sur duvarları Hellenistik Dönem’de yapılmıştır. Kayalık arazi üzerinde yer alan Athena Tapınağı kentin en iyi korunmuş yapılarından biridir ve yine Hellenistik Dönem’e aittir. Kentteki diğer yapılar arasında, Agora, Bouleuterion, Tiyatro ve Endymion Kutsal Alanı yer almaktadır.

“Anadolu Efsaneleri kitabında Halikarnas Balıkçısı, Latmos Dağları hakkında şöyle der: “Beşparmakların görkemli gösterişi insan hayalini uzak geçmişlere ve kıtaları sarsıp birbirinin üzerine yığmış büyük depremlere götürür ve insan sessiz dağa bakarken o depremlerin gürleyişini duyar gibi olur. Ne var ki ay ışığı bu dağların yabanlığını şeker gibi eritir ve çatık kaşlarını çözer. O zaman insan bir dünya manzarası değil, paldır küldür yıkılmış bu örenlikte bir cennet görmüş gibi olur.”

Antik Heraklia kentinin tam üzerinde kurulmuş Kapıkırı köyünün farklı köşelerinde görülen kalıntılar, anıtsal yapılar, dev kayalar göl kıyısına gerçeküstü bir manzara kazandırır. Herakleia ile adeta bütünleşmiş köyün evlerinin birçoğunda da antik taşlar kullanılmış.
Bafa Gölüne Bir Yolculuk Aslında Tarihe Bir Yolculuk Anlamına Gelir
Latmos’un belki de en esrarengiz çehresi, tarihöncesi çağlardan bu yana kuytu kayalıklarında sakladığı kaya resimlerinde gizlidir. Bu kaya resimleri, 1994’te Alman arkeolog Dr. Anneliese Peschlow-Bidokat’ın Latmos Dağı’nda yaptığı yüzey araştırmaları sırasında gündeme gelmiştir. Kaya resimleri Geç Neolitik dönemden Kalkolitik döneme kadar (İÖ 6000-5000) tarihlendirilmektedir. Sayılarının 200 civarında olduğu düşünülen bu resimlere sürekli olarak yenileri eklenmektedir.

Ay Tanrıçası Selene’nin saçlarını taradığı ve ayna olarak kullandığı anlatılan göl, kendisine gelenleri papatyalarla karşılar. Ancak ne yazık ki bu bölgede bilinçsiz ve kitlesel turizmden nasibini almaya başlamış durumdadır. Özellikle tatil dönemlerindeki kalabalık ve beraberinde getirdiği sorunlar tüm bu huzurun tadını bozabilmektedir. Ayrıca SİT ve Tabiat Koruma Alanı olmasına rağmen gölün doğasının değişmesine engel olunamamıştır.
Bafa Gölünde tuzluk oranı hızla artmakta ve suyu kalitesi giderek bozulmaktadır. Ayrıca, Latmos Dağı’nın çevresindeki feldspat ve kuvars maden ocakları da coğrafyanın jeolojik, yabani ve antik zenginliğine gölge düşürmektedir. Yüzyıllardan beri huzurun hüküm sürdüğü Bafa Gölü, sırt çantalarını kaparak tepelerine, kumsallarına koşanları sabırla bekler. Ancak onu her gördüğümüzde bunun son görüşümüz olmaması için bilinçli davranmamız bir zorunluluktur.
Ayrıca göz atmak isterseniz
- Bir Zamanlar Dünyanın En Tehlikeli Yolu Olan El Caminito del Rey
- Dünyada Girilmesi Yasak Olan 10 Yer
- Gürleyen Duman Yani Victoria Şelaleleri Neden Özeldir?
- Büyük Şehirler Yerine Kasabaları Keşfedin
YolveMacera