Yaşadığımız salgın süreci bizlere büyük şehirlerin aslında ne kadar riskli olduğunu daha iyi öğretti. Küçük kentler ve kasabalarda yaşam, hala daha doğal, daha samimi ve nispeten daha sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Elbette bu kasabalar sizin gibi başkalarının da dikkatini ve ilgisini çekiyor. Bu nedenle eğer ziyaret etme şansınız olursa mümkün oldukça sezon dışı zamanları tercih edebilirsiniz. Bu küçük kasabalardan doğal güzellikleri ve tarihleriyle öne çıkanlardan bir kaçını tanıyalım…
Cinque Terre, İtalya
İtalya’nın her bölgesi kendine özgü güzelliklere ev sahipliği yapıyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde de bulunan ve beş kasabadan oluşan Cinque Terre bölgesi ise muhtemelen aralarında en ünlülerinden. Cinque Terre İtalya’nın kuzeyinde ülkenin en büyük liman kenti olarak bilinen Cenova ile, pek de bilinmeyen La Spezia kentleri arasında kalıyor. Kuzey-güney ekseninde sıralanmış, Türkçesiyle beş toprak parçasını gezmenin birkaç yolu var. İster gün boyu geçerli olan ulaşım kartından satın alıp bu kasabalar arasında dilediğiniz kez trene binerek ulaşımınızı sağlayabiliyor, isterseniz de patikaları kullanarak toplamda 12 kilometrelik rotayı kendiniz yürüyerek tamamlayabiliyorsunuz.
Oia, Yunanistan
Yunan adalarının en popülerlerinden Santorini’nin en ünlü kasabası Oia, fotoğraflarda sıkça gördüğümüz o meşhur mavi çatılı bembeyaz yapılarıyla biliniyor. Oia köyü kendine özgü dokusu ve tatlarıyla sakin bir akşam geçirmek isteyenler için bulunmaz bir nimet. Burada tepeden deniz kıyısına doğru alçalarak sıralanmış beyaz evlerin taraçalarından ve manzarada birbirinden aşağı kalmayan butik otellerin şık teraslarından yüzlerce insan aynı anda sanki bir ayin yapar gibi günbatımını izliyor. “Dünyanın en güzel günbatımı burada izlenir” diyenlere katılmamak imkânsız.
Reine, Norveç
Fiyortları ve yürüyüş rotalarıyla ünlü Norveç’in Atlas Okyanusu kıyısındaki Lofoten adalarında bulunan Reine Köyü, inanılmaz doğasıyla her yıl on binlerce turisti kendine çekiyor. Bu kasaba, Norveç’in en büyük haftalık dergisi (Allers) tarafından 1970’lerin sonlarında ülkenin en güzel köyü seçilince dikkatleri üzerine çekmişti. Bir Norveç balıkçı kasabası olan Reine’de yaklaşık üç yüz hane bulunuyor. Bu evler ise Norveç dendiğinde akla ilk gelen minik kırmızı kulübeler. Bölgeyi ziyaret edenlerin ilk tercihi genelde Kuzey Işıkları’nın görüldüğü dönem oluyor. Kamp yapmak için uygun olan bu kasabada isterseniz bu otantik balıkçı evlerinde de konaklayabiliyorsunuz. Sessizlik ve huzura doymak için kusursuz bir destinasyon.
Wengen, İsviçre
Wengen Orta İsviçre’de bulunan, Bern kantonunda, Bernese Oberland’da bir köy. Alplerin arasında gizlenmiş minik bir mücevhere benzeyen bu dağ kasabası aynı zamanda Avrupa’nın en yüksek rakımlı tren istasyonuna da ev sahipliği yapıyor. Bern şehrinde bulunan kasaba, dağ evleri ve göz kamaştıran manzaralarıyla dört mevsim ilgi çekse de Wengen kasabasının atmosferi, en güzel kış mevsiminde, karlarla kaplı olduğunda yaşıyor.
Bibury, İngiltere
Gloucestershire’in güneydoğusunda konumlanan Bibury, Stardust ve Birdget Jones’un Günlüğü gibi filmlere de set lokasyonu olan bir köy. Köye adım atar atmaz taş evlerin, nehrin sakin sularının ve yeşilliklerin kapladığı manzara, gerçeküstü gibi görünen bir atmosfere davet ediyor.. Çiçeklerin açtığı ilkbahar döneminde taş evlerin gri tonlarıyla muhteşem kontrastlar yaratan pembe yapraklar, bakmaya doyum olmayan görüntüler sunuyor. Özellikle sıra sıra dizilmiş, geçmişte dokumacılık alanında kullanılmış taş evlerin bulunduğu Arlington Row, köyün en büyüleyici köşelerinden biri.
Sidi Bou Said, Tunus
Tunus’un Kuzey’inde, Akdeniz kıyısında yer alan Sidi Bou Said, minicik dükkanları, taş kaplı sokaklarıyla şirin bir tatil kasabası. Beyaz ve mavi tonlarındaki evleri, dekoratif işlemeli kapılarıyla Akdeniz havasını sonuna kadar hissettiren bir kasaba. Aynı zamanda muhteşem deniz manzaraları da konuklarına sunuyor. Şehir adını 13. yüzyıl başlarında burada yaşamış çok önemli bir din adamından almış.
Ait Ben Haddou, Fas
Eskiden kervanların uğradığı bir kasaba olan Ait Ben Haddou, Fas’ın başkentine 32 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Sahra ile Marekeş arasında, dağların eteklerindeki bir vadiye kurulan kasaba ilginç mimarisi ile göz kamaştırıyor. Kendine has coğrafyası ve mimarisi sayesinde Game of Thrones dahil birçok yapım için de set olarak kullanıldı. Ait-Ben-Haddou, 1987’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Fas toprak mimarisinin geleneksel örneklerini barındıran evler, köşe kuleleri ile güçlendirilmiş savunma duvarlarının içinde konumlanıyor.
Alberobello, İtalya
İtalya’nın bir başka bölgesinden bambaşka bir mimariye sahip bir kasaba Alberobello. UNESCO Dünya Mirası listesinde de bulunan bu kasaba Trulli adı verilen evleriyle ünlenmiş. Koni biçimindeki çatılarıyla çok özel bir görünüme sahip olan evler bir masal sahnesini çağrıştırıyor. Ayrıca çatılarına beyaz kireçle boyanmış semboller ise o evde yaşayan ailelerin statüsü ve dini görüşü hakkında bilgiler veriyor. İtalyanca albero bello yani “güzel ağaç” anlamına gelen Alberobello, İtalya’nın az bilinen fakat çok güzel bir kasabası.
Şimdi olmasa bile bir gün hepsini keşfedilmeniz dileğimizle…
YolveMacera