
Mayaların gizemli harabe şehri Chichen Itza (Itzaların kuyusunun başında anlamına gelir), 16. yüzyılın sonlarında Yucatan’ın tarihini yazan Piskopos Diego de Landa burayı keşfedip anlattığından beri arkeologları, kaşifleri ve tarihçileri büyülemiş ve büyük merak uyandırmıştır
Chichen Itza, görkemli yapılarıyla yıllardır dünyanın her yerinden birçok ziyaretçiyi kendine çekerken, Maya ve Toltek uygarlıklarıyla ilgili de çok önemli ipuçları sunuyor: Bu görkemli mimari, gizemli uygarlıkların günlük yaşamının sırlarını açıklamakla matematik, astroloji ve mimarinin mükemmel birlikteliğini de gözler önüne seriyor.
Chichen Itza Nerededir?
Chichen Itza, Meksika’nın Yucatan Yarımadasında yer alan bir Maya kentidir. Bir dönem Yucatan’ın dini merkezi olduğu tahmin edilen kent, gizemli tapınakları ve arkeolojik özellikleriyle Mayalar üzerine çalışan araştırmacıların odak noktalarından biridir.
Arkeologlar burada hem Maya, hem de Toltek kültürünün müşterek bir şekilde yaşadığı düşüncesindedirler. Araştırmacılara göre burada yaşayan ilk insanlar MS 600-900 arası Maya ırkına aittiler. Devamında yerel halk şehri 10. yüzyılda terk etmiştir. Fakat sonradan Toltek’ler gelip buraya yerleşmişlerdir.
Mayalar şehri iki kuyu arasında kurmuşlardır. Bu kuyulardan biri dünyevi, diğeri ise kutsaldır. Bu kuyular ve su yolları, sosyal hayatın kan damarlarıdır. Chichen Itza diğer birçok Maya şehri gibi ticari bir merkezden çok spiritüel, dini bir merkezdi. Civardaki çiftliklerin halkı belli zamanlarda Chichen Itza’daki büyük meydanda toplanır ve burada dinsel törenler yapılırdı.
Bu meydanın altındaki kutsal kuyunun bulunduğu bölgede çok miktarda insan kurban edilmiş; burada insan iskeletleri, ayin sırasında kullanılan eşyalar ve kemik parçaları ortaya çıkmıştır. Bölgedeki arkeolojik alan üç bölüme ayrılmıştır. Kuzey Bölge, tamamen Toltek devrine ait merkezi bölümdür. Erken dönem ve güney bölüm ise eski Chichen kısmı olarak görülür. Bu bölge diğer binalardan epey uzakta inşa edilmiştir.

Piramidin dört cephesinin her birinde 91 basamak yer alır. Böylece 4×91’le bulunan 364 sayısına en tepedeki düzlük de +1 olarak eklendiğinde yıldaki günlerin sayısı olan 365 sayısı ortaya çıkar. Aynca, piramidi yönlendirme ve inşa etme tercihleri sayesinde, ilkbahar ve sonbaharda ekinokslarının gerçekleştiği anlarda, güneş ışınları, piramidin çıkıntıları sayesinde, merdiven basamaklarının dibinde bulunan iki yılan başı yontusunun “S’ler çizen bir gövde uzantısı” oluşacak şekilde bir gölge oluşturmasını sağlar.
Bu yılan, piramidin tepesindeki bir tüylü yılan oymasından anlaşılabileceği gibi, Kukulkan adıyla bilinen ilah tüylü yılandır. Yılanın vücudunun gökcisimlerinin yörüngelerinin şeklini alabilmesi, yani S’ler çizebilmesi özelliğinden ötürü Mayalarda göksel bir sembol olarak seçilmiş olduğu düşünülür.
El Castillo

İlk inşa edildiğinde El Castillo yanındaki Yılan Dağı’nı temsil etmesi için yapılmıştı. Maya efsane ve inanışlarına göre bu dağ bütün bu medeniyetin oluştuğu yerdi. Bu dağ aynı zamanda kutsal kabul ediliyordu. Mayalar tarihte bilimdeki ileri görüşlülükleri ve buluşları ile ünlüdür. El Castillo da hem bir mabet, hem de Mayaların çok ileri oldukları astronomiye hizmet eden bir gözlemeviydi. Yapısı, Mayaların kullandıkları Güneş takviminin özeliklerini sergiler. İnşaatında esas alınan matematiksel veriler o takvimde geçerli olan rakamlardır.
Araştırmalara göre yapının inşaatı sırasında binanın belirli yerlerine konan işaretlere bakılarak senenin hangi ayının hangi günü olduğu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. Ayrıca mevsim dönenceleriyle güneşin hareketini iyice ölçerek tam olarak tespit edildiğinden, senenin başı ve bitişi de tam olarak biliniyordu. El Castillo iç içe iki kısımdan oluşur. İç mabet dış mabedin bir daha küçük benzeri olarak inşa edilmiştir. Bu mabedin de içeride Maya ve Aztek kültürlerinde kutsal kabul edilen jaguara ithafen bir jaguar tahtı ve dini seremonilerin yapıldığı bir meydan bulunur.
1841’de John L. Stephens tarafından bulunmuş olan El Castillo piramidinin yüzde 60’ı seneler boyunca iklim, orman ve su tarafından erozyona uğramış olduğundan aslına uygun olarak restore edildi. Yine de bugün batı ve güney cepheleri o yıpranmanın izlerini az da olsa taşır. Bu iki cephenin restore edilmesi için elde yeterince bilgi bulunmamaktadır.
EL CARACOL

Bu tarihi sitede diğer önemli bir kalıntı da El Caracol olarak isimlendirilen gözlemevidir. Bu bina o dönemde son derece ileri astronomi bilgilerine sahip olan Mayalar tarafından özel hesaplar ve denklemler göz önüne alınarak inşa edilmişti. Yapının en önemli özelliği son derece hassas ölçülere sahip olmasıdır. Bu hassasiyet sayesinde tam istenen tarihte belli bir yıldız gözlenebiliyordu. Yapının inşasının üzerinden geçen onca seneye rağmen bu astronomik gözlemler bugün bile burada yapılabilmektedir.
Yıllardır güneşin kuvvetli ışınları piramidin kuzey ve doğu duvarlarındaki merdivenlerde iki büyük Maya piramidi ile unutulmaz bir görsel şölen sunar. Kuzey tarafta güneş ışınlarıyla kıvrılarak aşağıya inen Tüylü Yılan’ın vücudu oluşur. İşte bu nedenle Maya medeniyetlerinin bulunduğu hiçbir yerde Yılan Tanrısı, Chichen Itza’daki gibi büyük ve gösterişli bir şekilde sembolize edilmemiştir. Bahar gündönümünde, Chicken Itza bu nedenle ziyaretçilerin akınına uğrar. Bu özel günde, Tüylü Yılan, piramidin basamaklarından aşağı iniyormuş gibi görünür. Göz atmak isterseniz…
Bu yazılarımıza da göz atmanızı öneririz
Maya Medeniyeti Neden Yıkıldı?
Kaynaklar ve ileri okumalar:
Kayıp Dünyalar Atlası, Boyut Yayın Grubu – Atlas Dizisi
YolveMacera