KESFET

Ürdün’de Bulunan Ölü Deniz Neden Ölü Olarak Bilinir?

Ölü Deniz, Orta Doğu’da, karayla çevrili ve neredeyse hiçbir canlının yaşamadığı bir tuz gölüdür. Doğu kıyıları Ürdün’e, güney ve batı kıyıları ise İsrail’e aittir. Batı kıyısının kuzey bölümü Batı Şeria sınırları içinde yer almaktadır. Günümüzde, eşsiz özellikleri sayesinde Ölü Deniz, dünyanın dört bir yanından gelen turistler için popüler bir destinasyondur.

ölü deniz
Riskleri en aza indirmek için bölgede cankurtaranlar görev yapsa da, Ölü Deniz’de yüzerken dikkatli olunmalı ve güvenlik kurallarına mutlaka uyulmalıdır.

Ölü Deniz’in adı, içeriğindeki aşırı tuz oranından kaynaklanır. Bu yüksek tuzluluk, su kütlesini çoğu canlı için yaşanmaz hale getirir. Her litre su yaklaşık 340 gram tuz içerir ve bu oran, Ölü Deniz’i okyanus suyundan yaklaşık 10 kat daha tuzlu yapar.

Bu aşırı yoğunluk, suyu insan vücudundan daha ağır hale getirir. Bu yüzden Ölü Deniz’de yüzmek yerine, suyun üzerinde zahmetsizce süzülmek mümkündür. Hatta birçok kişi, burada sırtüstü uzanıp rahatça kitap okuyabilir.

Yüksek atmosferik basınç, düşük alerjen sayısı ve suların mineral içeriği nedeniyle Ölü Deniz, bir şifa kaynağı olarak da nitelendirilebilir. Ancak bölgenin özellikle yazları sıcak olduğunu anımsatalım.

Ölü Deniz’de asla boğulmayacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Yüzeyde kolayca süzülme özelliğine sahip olsa da, burası İsrail’de yüzmek için en tehlikeli ikinci bölge olarak kabul edilmektedir. Bu tehlikenin başlıca nedeni, suyun kaldırma gücüne güvenerek hiçbir risk taşımadığını düşünen yüzme bilmeyen kişilerdir.

Ölü Deniz’in aşırı tuzlu suyu, bir kez içine düştüğünüzde kendinizi kurtarmayı zorlaştırır. Suya başınızın üstü gelecek şekilde düşerseniz, yoğunluk nedeniyle doğru pozisyona dönmek sandığınızdan çok daha güç olabilir. Bu durum, istemeden su yutma riskini artırır. Ölü Deniz’in yüksek tuz içeriği, içildiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Vücutta tehlikeli bir elektrolit dengesizliği oluşturarak böbrek ve kalp fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

Ölü Deniz Bir Zamanlar Canlı Bir Denizdi

Ölü Deniz, Dünya’nın en alçak noktasıdır. Deniz seviyesinden yaklaşık 430 metre aşağıda yer alır. En derin noktası yaklaşık 300 metreyi bulur. Bu da Ölü Deniz’in en derin noktasının deniz seviyesinden yaklaşık 730 metre aşağıda olduğu anlamına gelir.

Tuz Denizi olarak da bilinen Ölü Deniz aslında deniz değil, tuz gölüdür. Tek kaynağı Ürdün Nehri’dir ve okyanusa bağlı değildir. 

Ölü Deniz’in olağanüstü yüksek tuz içeriği birkaç faktörden kaynaklanır. Bunların en önemlisi, tamamen karayla çevrili olmasıdır. Ölü Deniz’in ana su kaynağı Ürdün Nehri’dir. Ancak bu göl, deniz seviyesinin çok altında olduğu için buradan başka bir su çıkışı olmaz. Bunun yerine, suyun tek çıkış yolu buharlaşmadır ve bu süreç geride büyük miktarda tuz bırakır.

Bir diğer önemli faktör ise sıcaklıktır. Bölgenin sıcak ve kuru iklimi nedeniyle buharlaşma hızı oldukça yüksektir. Su kayboldukça, geride kalan mineral tuzların konsantrasyonu giderek artar. Bu süreç, Ölü Deniz’i dünya üzerindeki en tuzlu su kütlelerinden biri haline getirmiştir.

Ölü Deniz’in oluşumundan önce, bölgede Lisan Gölü bulunuyordu. Yaklaşık 55.000 yıl boyunca varlığını sürdüren bu göl, tahminlere göre Ölü Deniz’in üç katı büyüklüğündeydi. Lisan Gölü’nün geride bıraktığı tortular, bugün Ürdün Vadisi boyunca, özellikle de Ölü Deniz kıyılarında gözlemlenebilir.

Ölü Deniz’de Canlı Bir Şey Var mı?

Ölü Deniz’in aşırı tuzluluğu, yüksek magnezyum seviyeleri ve asidik yapısı, çoğu canlı için yaşanmaz bir ortam oluşturur. Bu gölde balık, yengeç veya diğer tuzlu su canlıları yaşamaz. Ancak, bazı mikroorganizmalar bu zorlu koşullara uyum sağlamayı başarmıştır.

Bakteriler, arkeler ve tek hücreli algler, Ölü Deniz’in ekstrem ortamında hayatta kalmanın yollarını bulmuştur. Bu mikroorganizmalar büyük olasılıkla Ölü Deniz’e özgüdür ve benzer türlerin Dünya’nın başka bir bölgesinde gelişmesi pek mümkün değildir.

Ölü Deniz, son yıllarda su seviyesindeki hızlı düşüş nedeniyle ciddi bir çevresel krizle karşı karşıyadır. Bu durum, büyük ölçüde Ürdün Nehri’nden gelen suyun tarımsal ve kentsel kullanım için yönlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, bölgedeki yüksek buharlaşma oranları da su kaybını artırmaktadır.

Ne yazık ki, Ölü Deniz ve çevresi 2050 yılına kadar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Su seviyesindeki sürekli azalma, büyük ölçüde insan faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Boru hatları, barajlar ve depolama rezervuarları, göle ulaşan su akışını keserek kuruma sürecini hızlandırmaktadır. Ölü Deniz’in yıllar içindeki değişimini yukarıda görebilirsiniz.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var

YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz topluluğumuza dahil olabilirsiniz.

YolveMacera


Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu