Nepal ve Türkiye’nin bazı dağlık bölgelerinde yaşayan arılar, sıradan ballardan oldukça farklı, tuhaf ve tehlikeli bir karışım üretir. Bu karışıma günümüzde deli bal adı verilir. Diğer yüzlerce bal türüyle karşılaştırıldığında, deli balın kendine has özellikleri hemen fark edilir: Daha kırmızı bir renge ve acımsı bir tada sahiptir. Ancak onu asıl benzersiz kılan, fizyolojik etkileridir.

Deli balın etkileri, tüketim miktarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Düşük dozlarda tüketildiğinde, hafif baş dönmesi, sersemlik ve hatta sakinleştirici bir etki yaratabilir. Ancak, doz arttıkça etkiler ciddi boyutlara ulaşabilir. Daha yüksek dozlarda, tüketiciler halüsinasyonlar, kusma, bilinç kaybı, nöbetler ve nadir durumlarda ölüm gibi ciddi yan etkilerle karşılaşabilirler.
Bu tehlikeli etkiler, deli balın içerdiği grayanotoksin maddesinden kaynaklanır. Grayanotoksin, sinir sistemini etkileyerek vücutta beklenmedik tepkilere yol açar. Bu toksin nedeniyle, bazı ülkelerde deli balın üretilmesi ve satılması yasa dışı kabul edilmiştir.
Deli Bal Nedir?
Deli balın psikoaktif etkileri, balı üreten arılardan değil, arıların beslendiği ormangülü (Rhododendron) çiçeklerinden kaynaklanır. Bu bitkiler, grayanotoksin adı verilen nörotoksik bileşikler içerir. Arılar, bu çiçeklerden topladıkları nektarları bala dönüştürdüğünde, grayanotoksinler de balın yapısına karışır. İşte bu nedenle, deli bal benzersiz ve potansiyel olarak tehlikeli etkiler yaratır.
Deli bal, yaklaşık 2400 yıldır bilinen bir maddedir. Atinalı tarihçi Ksenophon, Pers prensi Kayros’un ordusuyla Anadolu’da seferdeyken yazdığı savaş günlüklerinde, Trabzon yakınlarında askerlerin yedikleri bal nedeniyle nasıl zehirlendiklerini detaylı bir şekilde tarif etmiştir. Bu olay, deli balın kayıt altına alınmış en eski vakalarından biridir ve o zamandan beri birçok yazılı kayda ve anonim bilgiye konu olmuştur.

Ancak, içerdiği grayanotoksin maddesi hakkında bilgiler hala sınırlı ve dağınıktır. Bu toksinin tam olarak nasıl işlediği, hangi dozlarda ne tür etkiler yarattığı ve farklı türlerdeki ormangüllerinin toksisite seviyeleri gibi pek çok detay, bilimsel araştırmalar için hâlâ açık bir alandır.
Deli bal, ormangüllerinin yoğun olduğu bölgelerde arılar tarafından daha sık üretilir. Bunun nedeni, o dönemlerde ve bölgelerde çiçek çeşitliliğinin az olmasıdır. Yeterli alternatif olmadığında arılar, neredeyse tamamen ormangüllerinden gelen nektarla beslenir.
Ancak deli bal üretimi, yalnızca arıların çabasıyla sınırlı olmayan zahmetli bir süreçtir. Ormangülleri genellikle yüksek rakımlarda yetişir ve arılar kovanlarını bu bitkilerin yakınlarındaki kayalıklara kurar. Bu durum, bu özel balı elde etmeyi son derece zahmetli hale getirir. Bal hasadı, yüksek dağlarda kayalık alanlara tırmanmayı ve zorlu koşullarda çalışmayı gerektirir.

Deli Bal Vücudu Nasıl Etkiler?
Birçok kişi deli balın tıbbi faydalarının normal baldan daha fazla olduğuna inanır. Geleneksel olarak, bu balın ağrıyı hafifletici, tansiyonu düşürücü ve cinsel gücü artırıcı etkileri olduğu düşünülür. Bu tür inançlar, hem fiyatını hem de popülaritesini artıran unsurlar arasında yer alır.
Ancak bu balın tıbbi faydalarına dair yapılan araştırmalar, belirsiz ve yetersizdir. Geleneksel kullanımı ne kadar yaygın olursa olsun, bu balın yanlış miktarda tüketilmesi ciddi sonuçlara yol açar.
Zehirlenme belirtileri genellikle balın tüketiminden yarım ila dört saat sonra ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında baş dönmesi, bulantı, terleme, bayılma ve nadiren nöbetler bulunur. Ortalama olarak, 15-30 gram tüketimi zehirlenmeye yol açabilir. Ancak bu miktar, baldaki grayanotoksin konsantrasyonuna ve balın üretildiği mevsimsel koşullara bağlı olarak değişir.
Günümüzde deli bal tüketimi kaynaklı zehirlenme vakalarına sık rastlansa da, ölümcül sonuçlar nadir görülür. Bununla birlikte, özellikle tansiyon veya kalp rahatsızlığı gibi sağlık sorunları olan bireylerin, bu tür bir balı tüketmeden önce mutlaka uzman görüşü alması önerilir.
Tarih Boyunca Deli Bal

Deli bal, binlerce yıldır Karadeniz kıyılarında yaşayan insanların dikkatini çekmiş ve büyülemiştir. En eski kayıtlardan biri MÖ 401 yılına dayanır. Bu tarihte, Yunan askerleri Trabzon’dan geçerken bol miktarda tüketmiş ve ardından zehirlenmişlerdir. Neyse ki bu olayda kimse hayatını kaybetmemiştir.
Ancak MÖ 67 yılında, Romalı askerler için bu kadar şanslı bir durum söz konusu değildi. Pontus Kralı Mithridates, Pers ordusuyla birlikte deli balı bir biyolojik silah olarak kullanmayı planladı. Düşman askerlerinin bulması için bal dolu kapları stratejik noktalara bıraktılar. Bu balı tüketen Romalı askerler, kafa karışıklığı ve zehirlenme nedeniyle etkisiz hale geldi. Ardından çıkan savaşta, binden fazla Roma askerinin öldüğü kaydedilmiştir.
Eğer siz de bu baldan tüketmeye karar verirseniz öncelikle doktorunuza danışmayı unutmayınız. Ayrıca küçük çocuklara asla yedirmeyiniz. Kendiniz içinde günde bir çay kaşığı sınırını hiçbir zaman geçmeyiniz. “Bir baldan ne olacak ki” demeyin tahmin ettiğinizden çok daha fazla sorunla karşılaşabilirsiniz.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- ‘Mad honey’: The rare hallucinogen from the mountains of Nepal; yayınlanma tarihi: 23 Nisan 2021; Bağlantı: https://bigthink.com/health/mad-honey/
- Abdülkadir Gündüz, , Süleyman Türedi, Faik Ahmet Ayaz; Deli Balın İçindeki Zehir: Grayanotoxin; Bağlantı: https://cms.galenos.com.tr/Uploads/Article_22184/EAJEM-10-95-En.pdf
- The Nepalese Honey That Makes People Hallucinate; Yayınlanma tarihi: 14 Eylül 2016; Bağlantı: https://www.youtube.com/
- Ozhan H, Akdemir R, Yazici M, Gündüz H, Duran S, Uyan C. Cardiac emergencies caused by honey ingestion: a single centre experience. Emerg Med J. 2004 Nov;21(6):742-4. doi: 10.1136/emj.2003.009324. PMID: 15496712; PMCID: PMC1726514.
YolveMacera