Danimarka’nın dünyadaki en mutlu ülke olduğunu duymuş olabilirsiniz ama tek birincilikleri bu değil. Yalnızca günlük yaşamlarında mutlu değil Danimarkalılar, aynı zamanda iş hayatlarında da dünyanın en mutlu çalışanları konumundalar. Danimarkalılar iş yerinde o kadar mutlular ki bunun için bir kelimeleri bile var: arbejdsglæde.
“İş” anlamına gelen arbejde ve “mutluluk” manasındaki glæde kelimelerinin birleşimi olan arbejdsglæde (“ahh-bites-gle-the”) “iş yerinde mutluluk” demek. Dancada böyle bir kelime olmasının nedeni Danimarka’daki iş yerlerinin çalışanlarını mutlu etmek gibi epeydir devam eden bir geleneğinin olması.
Sonucunda dünyanın dört bir yanındaki birçok insan işlerinden nefret ediyor ve bunun tamamen normal olduğunu düşünüyor. Örneğin, İskandinavların arbejdsglæde kelimesine karşılık, Japonlar’ın “Fazla çalışmaktan ölüm” anlamına gelen karoshi’ biçiminde bir kelimesi var. Peki aradaki fark nedir? Anlamaya çalışalım.
İş Yerinde Mutluluk Neden Önemlidir? Bunun İçin İskandinavlardan Ne Öğrenebiliriz?
İşlerimiz hayatımızın ortalama 13 yılını alıyor. Bu da aslında bir ömür boyu arkadaşlarımızla, ailemizle ve hobilerimizle geçirdiğimiz zamandan daha fazla bir zaman demek oluyor. Bu nedenle, tüm bu zamanı çalışmaya harcarsak, en azından bizi mutlu edecek bir şey yapıyor olmalıyız.
Ayrıca işyerinde mutluluk, bir kişinin hayattaki mutluluğuna katkıda bulunur. Sevdiğiniz anlamlı bir iş, sevgi dolu romantik bir ilişki ve değerli arkadaşlıkların yanı sıra hayatta mutluluğa katkıda bulunan üç şeyden biridir. İskandinavlar işte bu üç ana nedenden dolayı işlerinde mutlulardır; iş-yaşam dengesi, özgürlük ve işyerinde güven ve en önemlisi eşitlik.
Danimarka’da “iş-yaşam dengesi” sadece bir İK terimi değil, bir yaşam biçimidir. Aslında Danimarkalılar yılda 52 haftanın tamamında çalışsa bile, ortalama haftada yalnızca 27 saat çalışırlar. Ancak Danimarkalı işverenlerin çoğu en az beş haftalık ücretli izin sunduğundan, gerçek sayı haftada 33 saat civarındadır.
Ebeveyn izni konusunda Danimarka yine dünyanın en cömert politikalarından birine sahiptir. Hükümet, tüm işverenlerin anne veya baba için 52 haftaya kadar izin vermesini şart koşar. Ayrıca devlet 32 haftaya kadar parasal destek sağlar. Genel olarak Danimarkalılarda fazla mesaiye kalma kültürü yoktur. Böylece aileyle daha fazla zaman geçirebilirler.
Sürekli Eğitim Ve Gelişime Odaklanma
Sadece bu kadar da değil. 1800’lerin ortalarından beri Danimarka, çalışanlarının yaşam boyu eğitimine odaklandı. Bu politika, isteyen hemen hemen her çalışanın ücretli eğitime katılmasına ve yeni beceriler kazanmasına izin veren son derece ayrıntılı bir dizi hükümet, sendika ve şirket politikasıyla bugüne kadar devam ediyor.
Buna “aktif işgücü piyasası politikası” denir ve Danimarka bu tür programlara OECD’deki diğer tüm ülkelerden daha fazla harcama yapar. Bu, Danimarkalı işçilerin sürekli büyümelerine ve gelişmelerine olanak tanır ve değişen çalışma ortamlarında bile ilgili kalmalarına yardımcı olur. Aynı zamanda işlerini daha zengin ve daha ilginç hale getiriyor.
İskandinav ülkeleri, çalışma saatleri ve çalışma yeri göz önüne alındığında çalışanlara işyerinde daha fazla esneklik de sağlamaktadır. Son olarak, İskandinavlar işyerinde yüksek düzeyde güven ve eşitliğe sahiptir. Her pozisyondaki çalışanlardan kararlar ve öneriler alınmakta, her taraftan katılım sağlanmaktadır.
Bizi Gerçekten Mutlu Eden Nedir?
Tatile çıkmak, ev almak, araba almak gibi hayallerimize yetecek parayı kazanabilmek için yaşamımız boyunca çalışıyoruz. Liste uzayıp gidebilir; “Yeterince param olduğunda şunu yapacağım, bunu yapacağım” diyoruz. Fakat “yeterince para”nın tanımı nedir? Bu parayı elde ettiğimi zaman gerçekten de mutlu olabilecek miyiz?
İşyeri mutluluğu uzmanı Alexander Kjerulf’a göre, işyerinde mutluluğa yol açan iki faktör vardır: sonuçlar ve ilişkiler. Sonuçlar, işinizde ne zaman iyi olduğunuzu ve ne yaptığınızı tanımlar. Kendiniz ve konumunuz hakkında kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Sonucunda hepimiz kendimizle ilgili olumlu şeyler söylemesine gereksinim duyuyoruz. Değerli ve önemli hissetmek için, diğer insanların onayını arıyoruz.
İlişkiler ise meslektaşlarınızı sevmek ve birlikte zaman geçirmekten zevk almakla ilgilidir. Meslektaşlarınızla hoş bir bağ kurmak, birbirinizle bir bağ kurmanızı sağlar ve daha olumlu bir çalışma deneyimi yaratır.
Sonuç olarak mutlu insanların başarılı olma olasılığı daha yüksektir çünkü daha verimli çalıştıkları ve daha motive oldukları kanıtlanmıştır. Ek olarak yapılan bir çalışmaya göre de mutlu çalışanların daha yaratıcı olduğu da kanıtlanmıştır.
Son olarak, mutluluk gibi olumlu duygular çalışanların dayanıklılığını artırarak, onları başarısızlıktan kurtulmak için daha donanımlı hale getirir. Hepimizin sevdiği işleri yapması ve ömür boyu mutlu olabilmesi dileğimizle. Ayrıca göz atmak isterseniz: Seyahat Etmek, Alışveriş Yapmaktan Daha Fazla Mutluluk Getirir
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Arbejdsglæde: the Danish concept of happiness at work; Bağlantı: https://timetastic.co.uk/
- 5 reasons why Danish workers are the happiest in the world. Yayınlanma tarihi: 18 Mayıs 2021; Bağlantı. https://positivesharing.com/
YolveMacera