Yeni Eklemelerle Türkiye’nin Dünya Mirası Listesi’ne Giren Yerlerini Tanıyalım

Tarihi, bilimsel ve doğal değerler açısından önemli rollere sahip yerlerin korunması, bilinir olması ve tanıtılması misyonunu da üstelenen UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Türkiye’den 21 yer bulunuyor. İşte, seyahatlerinize ilham verecek Türkiye’nin Dünya Mirası…

dunya mirasi
UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer alan alanlar iki kategoride bulunur: kültürel miras ve doğal miras. Kültürel miras, insan eliyle yaratılmış önemli tarihi yapılar, şehirler, arkeolojik siteler, dini yerler ve diğer kültürel eserleri içerir. Doğal miras ise benzersiz ekosistemler, milli parklar, biyolojik çeşitlilik açısından önemli bölgeler ve doğal güzellikleri kapsamaktadır.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almak, bir alanın uluslararası tanınırlığını artırır ve koruma çabalarına destek sağlar. Bu nedenle birçok ülke, Dünya Mirası statüsünü kazanmak için önemli çalışmalar yapar. Türkiye’nin UNESCO yolculuğu, Sivas’ın Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, İstanbul’un tarihi alanları, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya ile 1985 yılında başlamıştı. En son 2018 yılında Göbeklitepe dahil olmuştu. Ancak son 3 yılda, 3 önemli lokasyon daha bu listeye girme şerefini kazandı. Bu sayede de Unesco Dünya Mirası listesinde kayıtlı varlık sayımız 21’e yükseldi.

Türkiye’nin Dünya Mirası Listesi’ndeki eserleri

1- Kapadokya ve Göreme Milli Parkı – Nevşehir (1985)

Kapadokya

Türkiye’nin Dünya Mirasına dahil olan ilk yerlerinden biri olan Kapadokya ve Göreme Milli Parkı, tarih, kültür ve doğal güzelliklerin birleştiği özel bir yerdir. Kapadokya, benzersiz kaya oluşumları, yer altı şehirleri, peri bacaları, mağara kiliseleri ve tarihi zenginlikleri ile ünlüdür. Kapadokya’da bir dizi yeraltı şehir bulunur. Bu şehirler, Hititlerden başlayarak Bizans İmparatorluğu’na kadar farklı dönemlerde inşa edilmiş ve savunma amaçlı kullanılmıştır. Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri en iyi bilinenlerindendir.

2- Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası Sivas (1985)

Divrigi Ulu Camii

Divriği Ulu Camii 1228 yılında Mengücekli Beyi Ahmet Şah tarafından yaptırılmıştır. Ulu Camii, Selçuklu döneminin önemli bir mimari eseridir ve özellikle taş işçiliği, süslemeleri ve detaylarıyla ünlüdür. Caminin en dikkat çekici özelliklerinden biri, mihrap bölümünün muhteşem taş işçiliğidir. Divriği Ulu Camii’nin hemen yanında bulunan Darüşşifa, tarihi bir hastane ve sağlık kompleksi olarak kullanılmıştır. Darüşşifa, Selçuklu dönemi mimarisinin harika bir örneği olarak kabul edilir. İçinde yer alan mozaikler ve çini işçiliği dikkat çekicidir.

3- İstanbul’un tarihi alanları (1985)

57969 sultanahmet ayasofya tarihiyarimada bogazici istanbul 160520 2000x3 1

İstanbul, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dört ana bölüm olarak yer alıyor: Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı’nı içine alan “Arkeolojik Park”. Süleymaniye Camisi ve çevresini içine alan “Süleymaniye Koruma Alanı”. Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan “Zeyrek Koruma Alanı” ve “Tarihi Surlar Koruma Alanı.”

4- Hattuşaş: Hitit Başkenti – Çorum (1986)

Hattusas

Hattuşa, antik Hitit İmparatorluğu’nun başkenti ve en önemli şehirlerinden biridir. Hattuşa, günümüz Türkiye’sinin Çorum ilinin Boğazkale ilçesinde yer almaktadır. Hattuşa, 20. yüzyılın başlarında Alman arkeologlar tarafından kazılmış ve Hitit İmparatorluğu hakkında önemli bilgiler sunmuştur. 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Hattuşa, tarih ve arkeoloji meraklıları için önemli bir ziyaret noktasıdır.

5- Nemrut Dağı – Adıyaman (1987)

Nemrut Dagi

Nemrut Dağı, 2.134 metre yüksekliği ile Adıyaman iline aittir ve 1987 yılında Türkiye’nin Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Nemrut Dağı’nın en önemli özelliklerinden biri, Kommagene Krallığı dönemine ait olan ve M.Ö. 1. yüzyılda inşa edilen Antik Kommagene Kralı I. Antiochus’un tümülüsüdür. Bu tümülüs, devasa taş heykeller ve anıtsal heykelsi başlar içerir. Kral Antiochus’un anıtsal heykeli ve yanı sıra İran, Yunan ve yerel Kommagene tanrılarının heykelleri tümülüsün zirvesinde yer almaktadır.

6- Pamukkale ve Hierapolis Milli Parkı – Denizli (1988)

pamukkale 14999 1280

Pamukkale ve Hierapolis Milli Parkı, Türkiye’nin batısında, Denizli ilinde yer alan ve eşsiz doğal güzellikleri ve antik kalıntıları içeren bir milli parktır. Pamukkale, beyaz traverten teraslarla kaplıdır ve bu travertenler, binlerce yıllık mineralli sıcak su kaynaklarının birikimi sonucu oluşmuştur.

Hierapolis, antik bir Roma şehri olup Pamukkale’nin hemen üstündedir. Hierapolis, Roma dönemine ait kalıntıları içerir ve antik tiyatrosu, Roma hamamları, antik caddeleri ve tapınakları gibi tarihi yapılar bulunur.

7- Ksanthos – Letoon Antalya – Muğla (1988)

Ksanthos

Xanthos, Likya’nın en önemli şehirlerinden biriydi ve antik dünyada önemli bir tarihi ve kültürel merkez olarak kabul edilirdi. Şehir, tarihi boyunca birkaç kez farklı hükümetlerin eline geçti ve bu nedenle hem Likya hem de Pers etkilerini yansıtan kalıntıları içerir.

Letoon ise Xanthos’un kutsal alanlarından biriydi ve Likya’da dini ritüellerin merkezi olarak kullanıldı. Letoon aynı zamanda tanrıça Leto’nun onuruna inşa edilmiş ve mitolojik bir öneme sahip bir tapınağı içerir. Xanthos-Letoon kompleksi, antik Likya kültürünün ve tarihini anlamak için önemli bir kaynaktır. Ayrıca, bu alanlar, antik Yunan ve Roma dönemlerine ait tarihi ve arkeolojik zenginlikleri içerdiği için tarih ve arkeoloji meraklıları için ilgi çekici bir ziyaret noktasıdır.

8- Safranbolu Şehri – Karabük (1994)

safranbolu 3655190 1280

Karadeniz kıyılarını Batı, Kuzey ve Orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan Safranbolu, tarih boyunca önem taşıyan, canlı bir kent oldu. Osmanlı İmparatorluğu’ndan 1858’de İngiltere’ye ihraç edilen on tona yakın safranın önemli bir bölümü Safranbolu çevresinde yetiştiriliyordu. Ancak safran üretimi yıllar içinde giderek azaldı.

Çok sayıda ahşap konağın süslediği ilçedeki başlıca tarihi eserler arasında Gazi Süleyman Paşa Camisi, Taş Minare Camisi, İzzet Paşa Camisi, Köprülü Mehmet Paşa Camisi, Cinci ve Tuzcu hanları, Eski Hamam, Yeni Hamam, Gazi Süleyman Medresesi sayılabilir. Ahşap evleri ve anıtsal yapılarıyla Safranbolu yerleşimi bir bütün olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

9- Truva Antik Kenti – Çanakkale (1998)

Truva

Truva Antik Kenti, Türkiye’nin Çanakkale ilinin sınırları içinde yer alan ünlü bir arkeolojik alan ve antik şehir kalıntısıdır. Truva, antik Yunan efsanelerine göre, Homeros’un İlyada ve Odysseia adlı eserlerinde anlattığı Troya Savaşı’nın mekânıdır. Bu savaş, Truva şehriyle Yunan orduları arasında geçmiştir ve efsaneye göre Truva Atı’nın kullanılmasıyla sonuçlanmıştır. Truva Antik Kenti, antik dönemin tarihini ve kültürünü anlamak için kritik bir kaynaktır. Bu nedenle de 1998 yılından beti Türkiye’nin Dünya Mirası listesindeki eserlerinin arasında yer almaktadır.

10- Selimiye Camii ve Külliyesi – Edirne (2011)

selimiye mosque 64809 1280

Bu muhteşem eser, 16. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı Padişahı II. Selim’in emriyle yapımına başlanmış ve II. Selim’in tahtına geçmesinin ardından tamamlanmıştır. Selimiye Camii, Mimar Sinan’ın ustalığının en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir ve 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak listelenmiştir.

Selimiye Camii’nin dikkat çeken özelliklerinden biri, muhteşem bir kubbesi ve dört minaresi bulunmasıdır. Caminin içi, akustik açıdan da mükemmel tasarlanmıştır.

11- Çatalhöyük Neolitik Kenti – Konya (2012)

Catalhoyuk James Mellart 1964 atolyemimarlik 1

Çatalhöyük, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilir ve bu nedenle büyük tarihi ve arkeolojik öneme sahiptir. Çatalhöyük, yaklaşık 18 metre çapında ve 2 katlı toprak evlerden oluşur. Bu evler, yer altındaki geçitlerle birbirine bağlanır ve çatılarına merdivenlerle çıkılır. Evlerin içi, freskler ve çeşitli objelerle süslenmiştir. Çatalhöyük, Neolitik dönemin yerleşik yaşam tarzını ve kültürünü incelemek için önemli bir kaynaktır.

12- Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğuşu (2014)

cumalikizik

Cumalıkızık, Osmanlı İmparatorluğu’nun erken dönemlerine, yaklaşık olarak 13. yüzyıla kadar uzanan tarihi bir köydür. Köy, tarihi evleri, dar sokakları ve geleneksel Osmanlı mimarisi ile ünlüdür. Evler genellikle ahşap ve kerpiçten inşa edilmiştir ve çoğunlukla iki katlıdır.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 2014’te giren Bursa ve Cumalıkızık: Orhangazi Külliyesi ve çevresini içine alan Hanlar Bölgesi, Hüdavendigâr (I. Murat) Külliyesi, Yıldırım (I. Bayezid) Külliyesi, Yeşil (I. Mehmet) Külliye, Muradiye (II. Murat) Külliyesi ve Cumalıkızık köyü alanlarından oluşuyor.

13- Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı – İzmir (2014)

istockphoto 529539463 612x612 1
Temple of Trajan in the ancient city of Pergamon, Bergama, Turkey

İzmir iline bağlı Bergama ilçesinde yer alan bu alan, tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış ve önemli bir kültürel mirasa sahiptir. Bu nedenle de Türkiye’nin Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Alan Pergamon (çok katmanlı kent), Kibele Kutsal Alanı, İlyas Tepe, Yığma Tepe, İkili, Tavşan Tepe, X Tepe, A Tepe ve Maltepe tümülüsleri olmak üzere dokuz bileşenden oluşuyor.

Pergamon (Pergamum olarak da bilinir), antik dönemde önemli bir Helenistik şehir devletiydi. Pergamon’da görülmeye değer kalıntılar arasında Akropolis, Asclepius Tapınağı (tedavi tanrısı Asklepios’un adanmış olduğu tapınak) ve büyük bir tiyatro bulunur.

14- Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri (2015)

hevsel bahceleri 1648911893 1678267769

Diyarbakır Kalesi, birçok dönemde kullanılmış ve genişletilmiş olan büyük bir surla çevrili antik bir kaledir. Kale, Bizans, Roma ve daha sonraki dönemlerde İslam uygarlıkları tarafından kullanılmıştır. Hevsel Bahçeleri ise Diyarbakır Kalesi’nin etrafındaki alanı ifade eder. Bu bahçeler, Dicle Nehri’nin sularını kullanarak sulanan verimli tarım alanlarıdır.

Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri, tarih boyunca bu bölgedeki yerleşimlerin gelişimini ve çeşitli kültürlerin etkileşimini yansıtan önemli bir mirasa sahiptir. Bu nedenle de Türkiye’nin Dünya Mirası Listesine dahil edilmiştir.

15- Efes Antik Kenti- İzmir (2015)

Celsus kutuphanesi

Efes, tarihi ve kültürel önemi nedeniyle Türkiye’nin en önemli turistik destinasyonlarından biridir. Efes’in en ikonik yapılarından biri olan Celsus Kütüphanesi, Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş önemli bir kütüphaneydi. Bu yapı, Celsus’un mezarı ile birleşmiştir ve muhteşem bir cephe ve heykellerle süslenmiştir.

Antik dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağı da bir zamanlar Efes’te yer almıştır. Ayrıca Efes yakınlarında bulunan Meryem Ana Evi, Hristiyan inanışına göre Meryem Ana’nın yaşamının son dönemlerini geçirdiği yer olarak kabul edilir. Bu kutsal mekan, Hristiyan hacıları için önemli bir ziyaret noktasıdır.

16- Ani Arkeolojik Alanı – Kars (2016)

ani harabeleri kars

Ani Arkeolojik Alanı, Türkiye’nin doğu sınırında, Kars iline bağlı Ardahan ilçesinde yer alan tarihi ve arkeolojik bir bölgedir. Ani, Ortaçağ’da önemli bir şehir olan ve Bizans, Selçuklu ve Ermeni Krallığı dönemlerinde başkent olarak kullanılan bir yerleşim yeriydi.

Ani Arkeolojik Alanı, birçok tarihi yapı, kilise, kale, anıt ve surları içerir. Bu yapılar, Ortaçağ döneminin dini ve mimari zenginliklerini yansıtır. Fethiye Camii, Surb Astvatsatsin Kilisesi, Ani Katedrali ve çok daha fazlası, bu alandaki önemli yapılar arasında yer alır.

17- Afrodisias – Aydın (2017)

32970

Aydın ili, Karacasu ilçesi, Geyre Mahallesi sınırları içinde yer alan Aphrodisias Antik Kenti, Menderes Irmağı’nın bir kolu olan Dandalaz Çayı’nın oluşturduğu bereketli vadide, denizden yaklaşık 600 metre yükseklikte bir plato üzerinde yer almaktadır.

Yerleşim tarihi MÖ 5. bin yıl ortalarına kadar uzanan Aphrodisias, MÖ 6. yüzyılda küçük bir köy görünümünde iken, MÖ 2. yüzyılda Menderes Vadisi’ndeki yoğun şehirleşme döneminde kent devleti statüsü kazanmıştır.

Afrodisias, antik dönemde birçok önemli yapının yanı sıra Afrodit’e adanmış büyük bir tapınağı içeriyordu. Bu tapınak, antik dünyada Afrodit’in en önemli tapınaklarından biri olarak kabul edilir. Afrodisias şehri, aynı zamanda dönemin önemli heykeltıraşlarının ve sanatçılarının yetiştiği bir merkez olarak bilinmektedir. Bunun etkilerini günümüze kalan kalıntılarda görmemiz mümkündür.

18- Göbeklitepe Tapınağı – Şanlıurfa (2018)

Gobekli Tepe Urfa

Göbeklitepe, yaklaşık olarak 12,000 yıl önce, Neolitik dönemin sonlarında inşa edilmiş bir dizi dikilitaştan oluşan tapınak kompleksidir. Bu tapınaklar, büyük T şeklindeki dikilitaşlar, kabartmalar ve taş işçiliği ile süslenmiştir. Her biri yaklaşık 6 metreye kadar yükselebilen dikilitaşlar, insan ve hayvan figürlerini tasvir eden kabartmalarla süslüdür.

Göbeklitepe’nin en önemli özelliklerinden biri, bu dönemde bu kadar büyük ve karmaşık bir yapı kompleksinin inşa edilmiş olmasıdır. Tapınaklar, Neolitik dönemin yerleşik topluluklarının dini ve toplumsal yaşamının bir yansıması olarak kabul edilir. Göbeklitepe’nin keşfi, insanların tarıma dayalı yerleşik yaşamdan önce bile büyük ve karmaşık topluluklar oluşturduğunu gösteren önemli bir kanıttır.

19- Arslantepe Höyüğü – Malatya (2021) 

a45d6371 7775 4559 8c70 62ea342b9f49

Arslantepe Höyüğü veya Melid, Malatya’nın 7 km. kuzeydoğusunda yer alan bir arkeolojik yerleşimdir. Türkiye’deki en büyük höyüklerden biridir. Höyük, Fırat üzerindeki Karakaya Baraj Gölü’nün batısındadır. Arslantepe Höyüğü’nün tarihi oldukça eski dönemlere uzanır. Bu bölge, M.Ö. 4000’lerden M.Ö. 1. bin yıla kadar süren bir zaman diliminde kullanılmıştır. Höyüğün en önemli özelliği, bu dönemlerdeki yaşamın arkeolojik kalıntılarını korumuş olmasıdır.

20- Gordion Antik Kenti – Ankara (2023)

gordion

Gordion, Ankara iline bağlı Polatlı ilçesinin yakınlarında bulunan antik bir kenttir. Burası tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olmuş ve Frigler, Persler, Makedonlar ve diğer uygarlıkların egemenliği altında bulunmuştur. Gordion aynı zamanda “Gordion Düğümü” olarak bilinen ünlü bir mitolojik hikayenin merkezidir. Bu mitolojik hikaye, Büyük İskender’in Anadolu’yu fethederken, Gordion’daki bir arabada bulunan düğümü çözme efsanesini anlatır.

Gordion’un en önemli özelliği, Kral Midas’ın mezarının da burada bulunmasıdır. Ayrıca Gordion’un çevresinde, tarihi M.Ö. 9. ve 3. yüzyıla kadar uzanan, bir mezar ya da mezarlıklardan oluşan tümülüsler bulunuyor. Bu tip mezar biçimi Anadolu’da daha önce görülmediğinden bu uygulamanın Frigler tarafından bu topraklara getirildiği varsayılıyor. Tüm bunlar da Gordion’u Türkiye’nin Dünya Miraslarından biri yapıyor.

21- Anadolu’nun Ortaçağ Dönemi Ahşap Hipostil Camiileri 

sahip ata camisi

Türkiye’nin dünya mirasına dahil olan son değerlerimiz ise Türkiye’de yer alan ve Selçuklu mimarisi ile inşa edilmiş beş ahşap cami oldu. Hipostil, mimarlıkta sütunlarla desteklenen bir çatıya sahip bir salondur. Bu özelliğe sahip camiler Konya-Eşrefoğlu Camii, Kastamonu-Mahmut Bey Camii, Eskişehir-Sivrihisar Camii, Afyon-Afyon Ulu Camii, Ankara-Arslanhane Camii biçimindedir.

Keşfetmeniz dileğimizle.

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu