ÖĞREN

Dünyanın En Yağışlı Yeri Olan Meghalaya’nın Yaşayan Köprüleri

Hindistan’ın kuzeydoğusunda, Meghalaya eyaletinde bulunan bu köprüler, bambu iskeleler üzerinden yönlendirilerek büyütülen canlı ağaç köklerinden oluşan bir tür asma köprüdür. Oluşmaları onlarca yıl sürebilir. Görünümleri son derece etkileyici olsa da, bu köprüler sadece estetik yapılar değil; yoğun ve nemli ormanlık alanlarda ulaşım için hayati birer geçit niteliğindedir.

Bu etkileyici canlı kök köprüler, yüzyıllardır Hindistan’ın yerli Khasi kabilesi tarafından inşa edilmektedir. Doğayla uyum içinde geliştirilen bu yapı tekniği, hem çevre dostu hem de dayanıklıdır. Khasi halkı, kauçuk ağaçlarının köklerini yönlendirerek nesiller boyu sürebilecek bir altyapı mirası oluşturmuştur.

Hindistan’ın ünlü canlı köprüleri — ağaç köklerinin yönlendirilip uzatılarak bir nehir üzerinde asma köprü formuna getirilmesiyle oluşan yapılar — UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne sunuldu.

Ülkenin kuzeydoğusundaki dağlık Meghalaya eyaletinde, doğayla insan zekâsının iş birliğiyle inşa edilmiş bu eşsiz yapılardan 70 köyde 100’den fazla bulunuyor. Genellikle kauçuk ağacına (Ficus elastica) ait kökler, bambudan yapılmış geçici bir yapı boyunca yavaşça yönlendirilerek sarmaşık gibi örülüyor. Zamanla bu kökler kalınlaşıyor, birbirine kenetleniyor ve güçlü bir ağ yapısı haline geliyor.

Bu köprülerin oluşması uzun bir süreç gerektiriyor. İlk aşamalarda, günde yalnızca 15-20 kişi geçebiliyor. Ancak kökler yıllar içinde güçlendikçe bu sayı 50’ye, hatta daha fazlasına çıkabiliyor. Bir köprünün tamamen kullanılabilir hale gelmesi 20 yılı bulabiliyor.

Meghalaya'nın köprüleri
Bu canlı köprüler, nehirlerin üzerine gerilen bambu yapılar ve kauçuk ağaçlarının (Ficus elastica) köklerinden oluşur. İnsanlar, bu kökleri dikkatle yönlendirip bambuların etrafında büyümeye teşvik eder. Zamanla kökler birbirine dolanarak sağlam bir ağ oluşturur. Sonuçta ortaya çıkan yapı, inanılmaz bir şekilde aynı anda 50 kişiyi — hatta at üstündeki yolcuları bile — taşıyabilecek kadar güçlü hale gelir.

“Bulutların Evi” olarak bilinen Meghalaya, aynı zamanda “dünyanın en yağışlı yeri” Cherrapunji’ye de ev sahipliği yapıyor. Bu bölgenin engebeli, ormanlık ve akarsularla dolu yapısı nedeniyle modern yollar inşa etmek neredeyse imkânsız. Bu yüzden bu canlı köprüler, yöre halkının karşı kıyıya geçip tarım yapması, ürün satması, doktora ulaşması ya da çocuklarını okula göndermesi için tek geçit oluyor.

Yerel halkın “Jingkieng Jri” adını verdiği bu köprülerden bazıları iki katlı; bazıları vadilerin üzerinden yükselirken, bazıları nehir seviyesinin sadece birkaç metre üzerinde bulunuyor. Bu yapılar, doğanın rehberliğinde insanın sabırla inşa ettiği eşsiz bir yaşam hattı olarak hizmet veriyor.

Meghalaya'nın köprüleri
Geleneksel olarak, Khasi halkı sürece bir nehir kıyısının her iki tarafına bir ağaç dikerek başlar. 
Ardından, ağacın köklerini nehrin diğer tarafına yönlendirmeye yardımcı olan derme çatma bir ahşap köprünün etrafından geçirip bükülür. Kökler diğer nehir kıyısına ulaşacak kadar uzun olduğunda, toprağa ekilir. Zamanla kökler büyür ve güçlenir, bu da köprüyü güçlendirir.

Meghalaya Köprülerinin Özelliği Nedir?

Canlı kök köprüleri henüz UNESCO Dünya Mirası statüsüne kavuşmadı. Ancak Hindistan hükümeti, bu yapıları UNESCO’nun “geçici listesi”ne alarak, Dünya Mirası Komitesi’ne resmi başvuru yapılması için gerekli olan önemli bir adımı atmış oldu.

Zaten turistler arasında oldukça popüler olan bu köprüler için, Meghalaya eyalet yönetimi uzun süredir UNESCO etiketi için çaba harcıyor. Amaç, köprülerin korunmasını kolaylaştırmak ve aynı zamanda bölge turizmini canlandırmak.

Jingkieng Nongriat olarak da bilinen bu etkileyici yapı, üst üste inşa edilmiş iki canlı asma köprüden oluşur. Köprüler, Umshiang Nehri boyunca uzanır ve dünyanın dört bir yanından turistlerin ilgisini çeker. Nongriat köyünde bulunan bu doğal mühendislik harikasına, ziyaretçiler Tyrna köyünden yürüyerek ulaşabilirler. Köye ulaşımın ilk adımı, Cherrapunjee’den özel araçlarla Tyrna’ya gitmektir. Ancak yolculuk burada bitmez. Nongriat’a varmak için, bölgenin yemyeşil vadileri arasında yaklaşık 3.000 basamaklı zorlu ama bir o kadar da büyüleyici bir yürüyüşe çıkmak gerekir.

Bu arada bölgeye yolculuk yapmayı düşünenlere küçük bir hatırlatma. Mawsynram ve Dawki kasabaları arasındaki tüm vadilerde bulunabilen düzinelerce köprü olmasına rağmen, bunlardan birkaçına kolayca erişilebilir veya yakınlarda turistik tesisler bulunur.

Bu köprüleri keşfetmek istiyorsanız yerel bir rehber mutlak bir zorunluluktur. Bölge hakkında kısa bir video izlemek isterseniz buraya göz atabilirsiniz. Ayrıca ilginç bir coğrafya daha tanımak isterseniz: Houtouwan: Çin’de Bulunan Doğa Tarafından Yutulmuş Terk Edilmiş Bir Köy


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var

YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz topluluğumuza dahil olabilirsiniz.

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir