Terra Nullius, hiçbir devlete ait olmayan; hiçbir devletin egemenliği altında bulunmayan topraklar anlamına gelmektedir. Günümüz dünyasında böyle bir toprak parçasının mevcut olmadığı düşünülebilir ancak durum böyle değil.
Terra nullius olarak belki de ilk akla gelebilecek yer Antarktika ve onun batısında yer alan Marie Byrd topraklarıdır. ABD’li kutup kaşifi Richard E. Byrd tarafından keşfedilen bu bölge, adını da kaşifin karısından alıyor. Ancak uzaklığı nedeniyle hiçbir ülke tarafından henüz sahiplenilmemiş durumdadır.
Antarktika’nın geri kalanı, 1961’de kurulan ve kıtayı bilimsel bir koruma haline getiren ve oradaki tüm askeri faaliyetleri yasaklayan Antarktika Antlaşması kapsamında on iki ülke tarafından yönetiliyor. En büyük bölgeler, kıtayı ilk keşfeden (İngiltere, Norveç ve Fransa) ve en yakın olan ülkelere (Yeni Zelanda, Avustralya, Şili ve Arjantin) aittir.
Hiç kimseye ait olmayan topraklardan bahsederken verilebilecek en büyük örnek Marie Byrd toprakları olsa da, aynı statüyü talep edebilecek küçük bir Afrika bölgesi daha var.
Bir Tawil Bölgesi
Herhangi bir yerin, hiç kimse tarafından istenmeyecek kadar kötü düşünceler uyandırıyor olması, inanılır gibi bir şey değildir. Sudan ve Mısır arasında yaklaşık 2 metrekarelik bir yamuk şeklindeki Bir Tawil işte tam olarak da böyle bir yerdir. Burası, gezegen üzerindeki hem yaşanabilir hem de üzerinde hiçbir hak talep edilmeyen tek yer olabilir.
Bir Tawil’in aykırılığı dünya tarihinde yeni bir perspektif açmaktadır. Bu, bölgeyi istila etmeme mücadelesinin tarihidir ve kulağa tersten yazılmış bir tarih gibi gelmektedir.
Sudan ve Mısır’ın karayla çevrili bu bölgeyi istememeleri, daha büyük ve kârlı bir alan üzerindeki hak taleplerinden kaynaklanmaktadır. Bahsi geçen bu değerli toprak yaklaşık 20.720 kilometre kare büyüklüğündeki Hala’ib Üçgeni’dir ve Kızıl Deniz’e kıyısı vardır. İki ülkenin bu anlaşmazlıkları Mısır ve eskiden Anglo-Mısır Sudan olarak adlandırılan ülkeyi ayıran iki farklı sınır türünden kaynaklanmaktadır.
1899’da İngilizler bölgeyi kontrol ettiğinde, çöl haritasından düz bir çizgi çizerek iki ülke arasındaki sınırı tanımladılar. Bu sınır yaklaşık 1240 km uzunluğundadır ve çölü boydan boya geçer.
Bu Mısır’ın kabul ettiği sınırdır. Bu sınır Bir Tawil’i Sudan’a bırakmaktadır; ancak kenarındaki değerli Hala’ib Üçgeni’ni Mısır’a vermektedir. Sudanlılar bu sınırı kabul etmemektedir, bunun sebebi de 1902’de çizilen başka bir sınırdır. Sınırın bu versiyonunda çizgi büyük oranda düzdür; ancak kıyıya yakın kısımda bir çıkıntı parçasını ve Hala’ib Üçgeni’ni Sudan’a dahil etmektedir.
Uzun süre boyunca 1902 sınırları ciddi bir şekilde tartışılmamıştır. Ancak 1990’ların başında Sudan Hala’ib Üçgeni’nde petrol keşfi yapmak için izin almıştır. Mısır da buna bölgeyi işgal ederek cevap vermiş ve 1899 sınırını koruma hakkı olduğunu iddia etmiştir. Şimdilik Mısırlılar Hala’ib Üçgeni’ndeki haklarını almış gözükmektedir. Böylece de Bir Tawil’i sınır dışı kalmıştır.
Bu arada Bir Tawil’in istenmeyen bir yer oluşu coğrafya olarak değersi gözükmesinden kaynaklanmaktadır. Uzun süren kuraklık Bir Tawil’in sahip olduğu az miktardaki tarımsal değeri alıp götürmüştür. Uydu görüntüleri çorak topraklar boyunca tek bir binanın olmadığını göstermektedir. Çöl yolları bile artık kullanılmamaktadır.
Bir Tawil günümüzde, dünya haritasında bir gariplik bölgesi ya da jeopolitik kesinliğin bir dizi kesikli çizgiye dönüştüğü küçük bir karışıklık bölgesi olarak kabul edilmektedir. Bu bölgenin varlığı sınır adını verdiğimiz kavramın anlamsızlığını da bizlere bir kere daha düşündürmektedir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Unclaimed Lands Are Still There for the Taking. Yayınlanma tarihi: 17 Temmuz 2017. Kaynak site: Tree Hugger. Bağlantı: Unclaimed Lands Are Still There for the Taking
- Terra nullius; Bağlantı: https://www.britannica.com/topic/terra-nullius
YolveMacera