Mariana Çukuru ve Challenger Deep: Dünya’nın En Derin Noktası

Mariana Çukuru, Pasifik Okyanusu’nun tabanında hilal şeklinde bir çukurdur  ve son ölçümlere göre çukurun en derin noktası yaklaşık 11 kilometre kadardır. Çukurun uzunluğu 2.542 kilometre, genişliği ise 69 kilometredir.

Büyüklüğü aklınızda canlandırabilmeniz için size şöyle bir örnek verebiliriz. Everest Dağı’nı bu çukura atsaydınız zirvesiyle suyun yüzeyi arasında hâlâ iki kilometreden fazla mesafe kalırdı. Karşılaştırma için, çoğu okyanus yaşamı yaklaşık 200 metre derinliğin üzerinde yaşar.

Nükleer denizaltılar, okyanus sularında dolaşırken yüzeyin yaklaşık 260 metre altında gezinir. Muhtemel ürkütücü bir derinliğe sahip olduğu konusunda ikna olmuşsunuzdur. Mariana Çukuru’nun güney ucunda Challenger Deep ise en derin noktasıdır.

Mariana Çukuru
Karşılaştırıldığında Everest Dağı deniz seviyesinden 8.848 metre yükseklikte. Yani Mariana Çukuru’nun en dip kısmı Everest Dağı’ndan 2.147 metre daha derin. Görselde görebildiğiniz gibi, eğer ki Dünya’nın en yüksek noktası olan Everest Dağı, bu çukura yerleştirilecek olsaydı, halen dağın tepesi üzerinde 2 kilometrelik bir su tabakası kalırdı. 

Okyanusun bilinen en derin noktası olan Challenger Deep’e ulaşan oldu mu?

En derin okyanus çukurundan en yüksek dağ doruğuna kadar, bilinen yaşamın neredeyse tamamını içeren kuşak yalnızca yaklaşık 20 kilometre kalınlığındadır. Bu biz insanlar için daha büyük bir sorundur. Çünkü bu yaşanabilir alanın çoğunluğunu denizler oluşturur.

Sorun yalnızca su içinde nefes alamamamız değildir. Ayrıca sualtındaki basınçlara da dayanamayız. Su havadan yaklaşık 1.300 kat ağır olduğundan, derine inildikçe basınç süratle yükselir. Her 10 metre derinlikte üstümüze bir atmosfere denk ba­sınç biner.

Karada, 150 metre yükseklikte bir yerin tepesine çıktığımız zaman basınçtaki değişimi kolay kolay anlamayız. Ancak su altındaysanız 150 metre derinlik muhtemelen sizi için ölüm demek olacaktır. Ancak yine de sınırlarımızı zorlamayı severiz. Dünyanın en yüksek noktası olan Everest Dağı’nın tepesine tırmanan insan sayısı binlerce olsa da, Challenger Deep’i bugüne kadar sadece 3 dalgıç keşfedebilmiştir.

mariana cukuru
Mariana Çukuru’nun güney ucunda bulunan Challenger Deep Dünya’daki en derin noktadır. Derinliğinin yüzeyden ölçülmesi zor ancak modern sonuçlar yaklaşık 11 bin metreyi gösterir ve yalnızca 300 metrelik bir yanılma payı vardır.

İlk sefer 1960 yılında Jacques Piccard ve Don Walsh tarafından ABD Donanmasına ait özel olarak güçlendirilmiş bir denizaltıyla gerçekleşti. Ocak 1960’ta ikili, Batı Pasifik’te, Guam’ın 400 kilometre kadar açığında bir dalış gerçek­leştirerek, Mariana Çukuru’nun dibine yavaşça indiler.

10.918 metreye inmek dört saatten az vakitlerini aldı. Dünyanın en derin noktasında yalnızca yirmi dakika geçirdikten sonra yüzeye döndüler. Fotoğraf çekmelerine olanak yoktu, dolayısıyla bu olayın hiçbir görsel belgesi bulunmamaktadır.

Bir sonraki ziyaretçi, 50 yıl sonra 2012’de, film yapımcısı ve bilim kurgu meraklısı James Cameron oldu. Kendi tasarladığı bir denizaltıyla en derin noktada üç saat geçirebildi. Bu esnada o daha şanslıydı. Bölgenin fotoğraf ve videolarını çekme şansına sahip oldu.

halitrephes jelly
Halitrephes denizanası 1200 metrede görüntülendi

Mariana Çukuru’nun dibindeki yaygın olarak üç organizma bulunuyor: Xenophyophorea, amfipodlar ve küçük deniz salatalıkları (holothurians). Buradaki canlıların, Prehistorik dönemden bu yana aynı kaldığı düşünülmektedir. Çukurun en derin bölgelerinde yaşayan bu hayvanlar, tam karanlıkta ve aşırı basınç altında uzun süre kaldıkları içinde oldukça farklı görünüme sahiptir.

balB19FB1
Fenersiler ailesinden bu balık zifiri karanlıkta görebilen birkaç canlıdan biri.

Ayrıca bilim insanları ayrıca Challenger Deep’ten toplanan çamurda 200’den fazla farklı mikroorganizma yaşadığını belirlemiştir. Ancak ne yazık ki okyanusun bu en derin bölgesinde bile var olan çöpler bilindik keşiflerden biri olmuştur.

Newcastle Üniversitesi liderliğinde yapılan bir çalışma 1970’lerde üretimi yasaklanan kimyasalların bile hala okyanusun en derin kısımlarında gizlendiğini göstermiştir.

Mariana Çukuru Nasıl Oluştu?

Mariana Çukuru iki büyük okyanus kabuğunun dalma-batma bölgesinde çarpışması ile oluştu. Dalma-batma bölgesinde okyanus kabukları birbiri altına itilir ve çekilir. Sonuç olarak kabuklardan biri alttaki katmana yani Dünya’nın mantosuna batar.

İki kabuğun kesiştiği yerde, batan kabuktaki kıvrımın üstünde derin bir çukur oluşur. Mariana çukuru da, Pasifik Plakası ile Mariana Plakası’nın çarpışması sonucu oluşmuş bir çukurdur ve iki plaka sınırındadır.

mariana cukuru
Mariana Çukuru, okyanus tabanı boyunca uzanan, Izu-Bonin-Mariana Yitim Zonu adı verilen bir dizi yarık ağının bir parçasıdır. Bu tarz yarıklar, yer kabuğunu oluşturan levhalar birbirleriyle çarpıştıklarında meydana gelirler. Çarpışma hattı boyunca levhalardan birisi, diğerinin altına doğru gömülür ve buna bağlı olarak çukurlar oluşur.

Guam bir ABD bölgesi olduğundan, Amerika Birleşik Devletleri Mariana Çukuru üzerinde yargı yetkisine sahiptir. George W. Bush 2009 yılında Mariana Çukuru’nu Deniz Ulusal Anıtı ilan etmişti. Bu nedenle de deniz tabanı ve uzak adaları çevreleyen yaklaşık 506.000 km karelik alan günümüzde koruma altındadır. Bu alan Mariana Çukuru’nun çoğunu, 21 sualtı volkanını ve üç adayı içine almaktadır.

Ancak her ne kadar koruma altında olsa da Dünya’daki en uzak ve en derin habitatlarında dahi bu denli olağanüstü seviyede kirlilik olması insanlığın Dünya üzerindeki yıkıcı etkisini ortaya koyuyor. Bilim adamları şimdilerde bu kirlenmenin canlılar üzerindeki sonuçlarını araştırıyor. Yazımızın bitiminde göz atmak isterseniz: Hashima Adası: Karanlık Sırlarla Dolu Terk Edilmiş Bir Ada


Kaynaklar ve ileri Okumalar İçin:

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu