ÖĞREN

Şamran Kanalı: Urartulardan Bize Miras Bir Mühendislik Harikası

Bir medeniyetin sürdürülebilirliği için su, en temel kaynaklardan biridir. Tarih boyunca yerleşimlerin, tarımın ve uygarlıkların gelişimi büyük ölçüde su kaynaklarının varlığına bağlı olmuştur. Ancak her coğrafya, insanlara bu hayati kaynağa kolay erişim imkânı sunmaz. Böyle durumlarda, kalıcı ve etkili çözümler geliştirmek gerekir. Bu ihtiyaca yanıt olarak geliştirilen projelerden biri, Urartu Krallığı döneminde inşa edilen ve Van’ın en büyük sulama sistemi olan Minua ya da bilinen adıyla Şamran Kanalıdır.

Urartu Krallığı, M.Ö. 840-590 yılları arasında Van Gölü çevresinde hüküm sürmüş güçlü bir devletti. Başkentleri, günümüzdeki Van kentinin eski adı olan Tuşba idi. Urartular, siyasi ve ekonomik güçlerini pekiştirmek ve artan nüfusa istihdam sağlamak amacıyla büyük ölçekli sulama projelerine yönelmişlerdi.

Bugün hâlâ izlerine rastlanan barajlar, göletler ve sulama kanalları, bu krallığın kalbi sayılan Doğu Anadolu Bölgesi’ni kısa sürede adeta bir “barajlar havzasına” dönüştürmüştür. Aynı zamanda demir işçiliği ve madencilikte de ileri düzeyde bilgiye sahip olan Urartular, bu yönleriyle tarih boyunca ilk hidrolik uygarlıklardan biri olarak kabul edilir.

Urartu’nun başkenti, Van Gölü kıyısındaki Tuşpa (veya Tuşpa) şehriydi. Bu bölge, krallığın kültürel ve politik merkeziydi. Urartu Krallığı, büyük ve sağlam kalıntılara sahip kaleler ve saraylar inşa etmiştir. Van Gölü kıyısındaki Van Kalesi gibi yapılar günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Urartu döneminde inşa edilen sulama sistemleri içinde en dikkat çekici olanı ise Şamran Kanalıdır. Yüzyıllar boyunca ayakta kalmış ve bugün bile işlevsel olan bu yapı, antik mühendisliğin ne denli gelişmiş olduğunu göstermektedir. Şamran Kanalı, sadece su taşımakla kalmamış, aynı zamanda Urartu’nun planlı şehirleşme ve tarım politikalarının temel taşlarından biri olmuştur.

Şamran Kanalı Nerede Ve Ne Amaçla Kuruldu?

Şamran Kanalı
Yaklaşık 50 kilometre uzunluğundaki Menua Kanalı Van’ın güneydoğusundaki Gürpınar ovasından başkent Tuşpa’nın bulunduğu Van Ovası’na tatlı su taşımaktadır. Su kaynağı deniz seviyesinin 1760 metre yüksekliğindedir. Menua Kanalı’nın son bulduğu yer ise deniz seviyesinden 1700 metre yüksekliktedir.

Van Gölü havzasında tarih boyunca yaşamış olan toplumlar, bölgenin sunduğu ekolojik avantajlardan yararlanarak tarımsal üretimi artırmayı ve kalıcı yerleşimler kurmayı hedeflemişlerdir. Bu amaçla, verimli tarım ovalarına daha uzak noktalardan su taşımak için büyük mühendislik projeleri geliştirmişlerdir. Bu projelerin en dikkat çekici örneklerinden biri, Urartu Kralı Menua tarafından yaptırılan ve bugün “Şamran Kanalı” olarak bilinen tarihi sulama kanalıdır.

Şamran Kanalı, bölgedeki jeolojik yapıya uyum sağlayacak biçimde tasarlanmıştır. Kimi bölümlerde doğrudan toprağa açılmışken, kimi yerlerde kalker ve traverten gibi yumuşak taşların içinden geçirilmiştir. Özellikle kalkerli zemin, kanalın yaklaşık 2800 yıl boyunca çeşitli şiddetli depremlerden etkilenmeden günümüze ulaşmasında etkili olmuştur.

Kanalın istikrarını sağlamak için arazi yapısı dikkate alınmış; derin vadiler ve çukurlarda yüksek taş destek duvarları inşa edilmiştir. Kanalın su kaynağı, Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Yukarı Kaymaz Mahallesi’nin güneybatısında, Başet Dağı eteklerindeki bir kaya altından çıkan sudur. Bu su, uzun bir hat boyunca Van Ovası’na kadar ulaştırılmıştır.

Kanalın bir başka özelliği de üzerindeki Urartuca yazıtlardır. Birçok noktada Kral Menua’nın adı ve bu projeye dair bilgiler taşlara kazınmıştır. Halk arasında “Şamran Kanalı” olarak anılan bu yapı, ismini muhtemelen Ermeni mitolojisindeki Şamra adlı aşk öyküsü karakterinden ya da aynı isimdeki Asur kraliçesinden almıştır.

Efsaneye göre Kral Menua, bu kanal çevresine kızı Tariria için teraslı bağlar ve bahçeler yaptırmıştır. Bugün Menua ya da Şamran Kanalı, yalnızca tarihi bir sulama yapısı değil; aynı zamanda antik mühendisliğin, estetik anlayışın ve tarım toplumlarının yaratıcılığının bir simgesi olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle yapı, Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenmiştir.

Şamran Kanalını Kim Yaptırdı?

Milattan Önce 810 ile 786 yılları arasında hüküm süren Urartu Kralı Menua ülkesinin yer aldığı dağlık coğrafyanın zorluklarını ancak imar faaliyetleriyle en aza indirdirileceği düşünerek, en büyük icraatı olan ve bugünlere kadar gelen, bir sulama kanalı yaptırdı.

Urartu Krallığı’nın en büyük hükümdarı olarak kabul edilen Kral Menua, dönemi boyunca yalnızca sivil ve askerî yapılar inşa ettirmekle kalmamış, aynı zamanda kalıcı ve etkileyici sulama projelerine de öncülük etmiştir. Bu projeler, sadece antik çağların değil, mühendislik tarihinin de önemli başarıları arasında yer alır. Üstelik bu sistemlerin bazıları, yaklaşık 2800 yıl geçmişe rağmen bugün hâlâ kullanılmaktadır.

Menua’nın en bilinen eseri olan Şamran Kanalı, bu projelerin başında gelir. Ancak yazıtlardan anlaşıldığı kadarıyla Menua, yalnızca Van çevresiyle sınırlı kalmamış, Erciş, Malazgirt ve Muş-Bulanık gibi daha uzak bölgelerde de sulama tesisleri kurdurmuştur. Ayrıca, Van kentine içme suyu ulaştırmak için özel altyapılar ve sarnıçlar yaptırdığı da bilinmektedir.

Bu sulama sistemleri sayesinde canlanan bölgelerden biri de Gürpınar Ovasıdır. Van’ın en verimli tarım alanlarından biri olan bu ova, yapılan arkeolojik kazılara göre M.Ö. 4. yüzyıldan itibaren sürekli yerleşime sahne olmuştur. Şamran Kanalı’nın geçtiği bölgelerde genellikle bozkır (step) bitki örtüsü hâkim olsa da, kanal sayesinde bu alanlar tarıma elverişli hâle gelmiştir.

Yaklaşık 2,5 metreküp/saniye su taşıma kapasitesine sahip olan kanal, yılda 75 milyon metreküpten fazla suyu Van Ovası’na ulaştırmaktadır. Bu su, 5000 hektardan fazla tarım arazisini sulamaktadır. Günümüzde bile yaşamı destekleyen bu kanal, sadece teknik bir başarı değil; aynı zamanda tarım, yerleşim ve sürdürülebilirlik açısından Urartu’nun ileri görüşlülüğünü temsil eden tarihi bir yapıdır. Şamran Kanalı, geçtiği yerlerdeki meyve ve sebze bahçelerine hâlâ hayat vermeye devam etmektedir.

Kanal Günümüzde Halen Kullanılıyor

Şamran kanalı günümüzde halen geçtiği coğrafyaya hayat veriyor. Sulama kanalında, aynı zamanda Ortaçağ değişikliklerinin de izlenebildiği yerler mevcuttur.

Günümüzde Şamran Kanalı’nın yaklaşık 23 kilometrelik kısmı, orijinal güzergâhı korunarak hâlâ kullanılmaktadır. Ancak zaman içinde bazı bölümlerde güzergâh değişiklikleri yapılmış, kalan kısımlarda ise kanal yatağı betonla kaplanarak yeniden düzenlenmiştir. Bu müdahalelere rağmen, kanalın çeşitli noktalarında yalnızca Urartu dönemine değil, aynı zamanda Ortaçağ’daki kullanıma dair izlere de rastlanmaktadır.

Tarihî yapının korunması amacıyla yapılan değerlendirmelerde, kanalda tahribata uğramış 18 farklı alan tespit edilmiştir. Bu alanlardan 15’i su tahliye noktalarına, 3’ü ise istinat duvarlarına aittir. Tahribatların kökenlerine bakıldığında, 6’sı doğal etkenlerle, 10’u insan kaynaklı müdahalelerle, 2’si ise hem doğal hem de insan eliyle oluşan nedenlerle zarar görmüştür.

Son yıllarda sosyal medya ve dijital platformlar sayesinde Şamran Kanalı’nın bilinirliği artmış, belirli ölçüde koruma amaçlı girişimler de başlatılmıştır. Ancak bu yapının tarihî ve kültürel değeri göz önüne alındığında, koruma konusunda hâlâ atılması gereken önemli adımlar olduğu açıktır.

Bu benzersiz mühendislik mirasının sadece geçmişin bir hatırası değil, bugünün yaşayan bir örneği olduğunu unutmamak gerekir. Umarız Şamran Kanalı, en kısa sürede hak ettiği ilgiyi görür ve uzun yıllar boyunca hem bilimsel hem de kültürel anlamda korunarak geleceğe aktarılır.

Yazının devamında ayrıca göz atmak isterseniz: Chefchaouen (Şafşavan) Şehri Neden Mavi Şehir Olarak Bilinir?


Kaynaklar ve İleri okumalar

  • Tarihi Sulama Su Depolama Taşkın Koruma Tesisleri; Bağlantı: https://cdniys.tarimorman.gov.tr
  • Peyzaj Mimarlığı Açısından Tarihi Minua (ŞamramSulama Kanalının Tahribat Nedenleri Ve Çözüm Önerileri, PAUD- Peyzaj Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi,; Bağlantı: https://dergipark.org.tr/

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir