Sarnıçlar su biriktirmek amacı ile kimi zaman açık kimi zaman da kapalı biçimde yapılan bir bir nevi su depolarıdır. Sarnıç dediğimiz zamanlarda da bir çoğumuzun aklına Yerebatan Sarnıcı gelir. Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan sarnıç, suyun içinden yükselen mermer sütunları ile bilinir.
İstanbul’un görkemli tarihsel yapılarından biri olan bu sarnıç, uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan, dev bir yapıdır. Toplam 9.800 m2 alanı kaplar ve yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.
Ancak ne yazık ki Aetios Sarnıcı onun kadar şanslı olup günümüze erişememiştir. Kapak görselinde de gördüğünüz İstanbul’daki Fatih ilçesinde bulunan tarihi Karagümrük Stadyumu, 70 yıla aşkın bir süredir futbolseverlere hizmet veriyor. Ancak Karagümrük Stadı’nın bulunduğu yer Bizans döneminde uzun yıllar açık bir su sarnıcı olarak kullanılmıştı.
İstanbul’da Birden Çok Sarnıç Mevcuttur
İstanbul’un Konstantinopolis olarak adlandırıldığı 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun Doğu
ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmasıyla başlayan Bizans Dönemi’ne karşılık gelen dönemde şehrin su ihtiyacı sarnıçlar tarafından karşılanmaktaydı. Açık ve kapalı olarak inşa edilen, çeşitli boyutlardaki bu su hazneleri şehrin yüksek noktalarına kurulmuştu.
Araştırmacılar o dönemde dört açık hava sarnıcı olduğunu düşünmektedir. Bunlardan üçü, tahminen Bizans’ın son dönemlerinde tarım arazisine dönüştürüldükleri için halk arasında Çukurbostanlar olarak da bilinir.
Bunun nedeni uzun yıllar boyunca içme suyu depolamak için kullanılan bu depoların tabanlarının verimliliğidir. Zamanla açık sarnıçlar kullanılmaz olunca, halk buralarda biriken toprak tabakasında sebze-meyve yetiştirmeye başlamış ve bu isimle de anılmaya başlanmıştır.
Bu sarnıçlar küçükten büyüğe Mokios Sarnıcı (Altımermer Çukurbostanı, Fındıkzade), Aspar Sarnıcı (Çarşamba Çukurbostanı, Balat) ve Aetius Sarnıcı (Karagümrük Çukurbostanı, Karagümrük) biçimindedir.
Aetios Sarnıcı Nedir?
Aetios Sarnıcı 244 m uzunluk, 85 m en ve 14 m derinlik gibi etkileyici boyutlarda bir açık hava sarnıcıydı. Halen duvarlarla çevrili biçimde Fatih ilçesinde yer alan, büyük sarnıç tasarımının MS 5. yüzyılın ilk yarısına, İmparator II. Theodosius’un hükümdarlığı dönemine ait olduğu tahmin edilmektedir.
II. Theodosius, Konstantinopolis’in görkemli Theodozyen Duvarları ile bilinir ve bu büyük girişim onun himayesi altında başlamıştı. Aetios Sarnıcı, çevreye uyum sağlaması açısından şehrin ana geçiş yoluna paralel biçimde tasarlanmıştı. Sarnıca Roma-su taşıma sistemi vasıtasıyla Bozdoğan Kemeri’nden de su tedarik ediliyordu.
Aetius Sarnıcı bir zamanlar gerçekten çok büyüktü. 290,390 m3 ‘lük yapı, 5.20 metrelik istinat duvarları ile 66 ile 79 milyon galon su tutma kapasitesine sahipti. Birçok uzman, Aetios Sarnıcı’nın opus listatum olarak bilinen küçük taş bloklarının yatay dizilmesiyle oluşturulan karmaşık bir Roma inşaat sistemini sergilediğine inanıyor. Üstün gayretin amacı olarak, sarnıcın büyük şehir duvarlarının ötesindeki hendeklere su tedarik etmek için kullanılmasıyla ilgili hipotezler de var.
Her halükarda, ünlü Fransız topograf Pierre Gilles’in kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, rezervuar muhtemelen 16. yüzyılın başlarında kurumuştu. Ve ne yazık ki ilerleyen süreçte bu mühendislik harikası, 1928 yılında büyük bir spor alanına dönüştürülecekti. Günümüzde bu sarnıçtan geriye bir şey kalmadı. Ancak yolunuz o civara düşerse, basit bir futbol stadyumunun altında yatan tarihi anımsayınız.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Gündüz, Seda Nur , Birer, Emel . “Tarihi Yarımada’nın Görünmeyenlerini Görmek: Aetius Sarnıcı’na Arendtçi Bakış”. Art-Sanat Dergisi / 15 (Şubat 2021): 109-132
- Cistern of Aetius. Bağlantı: https://en.wikipedia.org/wiki/Cistern_of_Aetius
YolveMacera