
Filler, kaplanlar, kurtlar, çitalar, pumalar veya jaguarlar gibi görkemli hayvanların olmadığı bir dünya hayal ettiniz mi? Ne yazık ki bugünkü hızımız ile devam edersek yakın gelecekte bizden sonraki nesiller böyle bir dünyada yaşayacaklar. İnsanlık olarak doğal yaşam alanlarına geri dönüşü olmayan zararlar verdik. Bunu yaparak sadece türlerin yok oluşuna sebep olmadık. Aynı zamanda yaşantımızı doğrudan etkileyen ekosistemin işleyişini bozduk.
İnsan müdahalesi sonucu zarar görmüş ekosistemleri eski haline kavuşturma amacı taşıyan ReWilding (Yabana Geri Dönüş) hareketi, insanın doğayla olan ilişkisine bir denge getirmeyi amaçlıyor. Doğa ile kurduğumuz ilişkiyi kuvvetlendirmek ve daha “doğal” bir hayat biçimi sürdürmek belki de insan olarak sahip olduğumuz potansiyele kavuşmanın tek yolu.
ReWilding Nedir?

Yeniden yabanlaştırma bozulan ekosistemlerin yönetimine ilişkin yeni sayılabilecek bir yaklaşımdır. Yeniden vahşileştirme kavramı ilk olarak 1980’lerin sonlarında, Michael Soulé (bir koruma biyoloğu) ve Dave Forman (bir vahşi yaşam aktivisti) tarafından önerildi. O günden sonra yeniden yabanlaştırma uygulamaları dünyanın çeşitli bölgelerinde uygulanmaya başladı.
Bu yaklaşım, ekosistem süreçlerini ve işlevlerini, insanlar onları büyük ölçüde değiştirmeden önceki duruma geri getirmek için avcı veya baskın otçul türlerin tanıtılmasına (veya yeniden dahil edilmesine) odaklanır. Bu dominant türler, yukarıdan aşağıya kontrol yoluyla ekolojik işleyişin, beslenme ağlarının ve besin zincirlerinin yenilenmesine yardımcı olur. Örneğin, çitalar besin zincirinde daha üsttedir. Bu nedenle daha alt seviyelerde olan geyiklerin sayısı onların sayısı ile dengelenmektedir. Av popülasyonlarının kontrolü, yiyecek ve su kaynaklarının düzenlenmesine (ve yenilenmesine) yardımcı olur. Bu nedenle, popülasyonların bu yukarıdan aşağıya kontrolü, temel ekosistem işlevlerini onarmak veya yeniden başlatmak için zorunludur.

ReWilding Örnekleri
Birçok ülke son zamanlarda farklı stratejileri benimsemiştir. Örneğin Birleşik Krallık’ta yeniden yabanlaştırma hem politika tartışmalarında hem de arazi yönetim uygulamalarında giderek belirginleşmekte ve bir yönetim seçeneği olarak tanımlanmaktadır. Rewilding Britain kurumsal internet sayfalarında 13 farklı yeniden yabanlaştırma projesi bulunmaktadır. Benzer şekilde Avustralya’da da üç yeniden yabanlaştırma programı ve dört yeniden yabanlaştırma araştırması Rewilding Australia bünyesinde sürdürülmektedir. Yine Rewilding Europe Projesi kapsamında da sekiz farklı yeniden yabanlaştırma çalışması değişik ülkelerde yürütülmektedir.
Bizon, Avrupa’nın en başarılı yeniden yabanlaştırma başarısıdır. Bir zamanlar tüm kıtada yaygın olarak gözlemlenen bizon, 1920’lerin sonlarında, habitat tahribatı ve aşırı avlanma nedeniyle yok olmuştu. Bugün bizon, çeşitli korumacıların, kuruluşların ve enstitülerin yorulmak bilmeyen çabaları sayesinde mucizevi bir geri dönüş yaptı. Türler hala savunmasız olsa da, kıta genelinde yapılan yeniden vahşileştirme çabaları nedeniyle popülasyonları birkaç bine yükseldi.
ReWilding Kapsamında Kurtlar Coğrafyayı Nasıl Değiştirdi?

Amerika’daki Yellowstone Ulusal Parkı gibi dünyanın diğer bölgelerinde, gri kurdun yeniden vahşileştirilmesi de oldukça başarılı olmuştur. Gri kurt, 1800’lerin sonlarında yine aşırı avlanma nedeniyle Yellowstone’dan silindi. Bilim adamlarının ekosistemin sağlıklı olup olmadığını sorgulamaya başlaması ancak 20. yüzyılın başındaydı. Çünkü yok olmaları geyiklerin sayısında muazzam bir artışa yol açmıştı. Bu da coğrafyadaki bitki örtüsünün yok olmasına neden olmuştu.
1995 yılında, sekiz Kanadalı kurt parka dahil edildi ve eve dönmeleri engellendi. Bugün Yellowstone’da hepsi o erkek ve dişi kurtların soyundan gelen 80-100 arasında kurt var. Bu türün başarılı bir şekilde yeniden coğrafyaya tanıtılmasının, geyik popülasyonunu kontrol altında tutma ve vadileri aşırı otlatmadan koruma konusunda muazzam bir etkisi oldu. Detaylar için: Geri Dönüşlerinden 25 Yıl Sonra YellowStone Kurtlarını Başka Sorunlar Bekliyor
Türkiye’nin zengin doğal yapısı, ekosistem çeşitliliği bilinmektedir. Bununla birlikte uygarlığın en çok iz bıraktığı bölgelerden biri olarak doğal bozulmalar da oldukça fazladır. Bu nedenle yeniden yabanlaştırma kavramı Türkiye açısından önem taşıyan bir potansiyele sahiptir. Az bozulmuş yüksek dağ ekosistemleri, terk edilmiş tarım alanları, koruma altına alınan ormanlar ve diğer korunan doğal alanlar yeniden yabanlaştırma projelerinin uygulanmasına en uygun alanlar olarak görülebilir.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Yeniden Yabanlaştırma: Ekosistem Yönetiminde Bir Yaklaşım; https://dergipark.org.tr/
- Rewilding complex ecosystems; https://science.sciencemag.org
YolveMacera