ÖĞREN

Coober Pedy: İnsanların Yeraltında Yaşadığı Bir Avustralya Kasabası

Coober Pedy’deki opal madenleri oldukça geniştir ve sahip oldukları zenginlik, dünyanın en değerli doğal kaynakları arasında gösterilir. Ancak bu kasabada, alışılmış anlamda bir şehir silueti ya da yükselen apartmanlar görmek mümkün değildir. Çünkü burada yaşayan yaklaşık 2.500 kişinin büyük bölümü, yerin altına oyulmuş evlerde yaşamını sürdürür.

Coober Pedy: İnsanların Yeraltında Yaşadığı Bir Avustralya Kasabası

Avustralya’nın iç kesimlerine uzanan yolda, Adelaide’in kıyı ovalarından 848 kilometre kuzeye doğru ilerlediğinizde, çevreye dağılmış gizemli kum piramitleriyle karşılaşırsınız. Bu yapılar, somon renginde tozla kaplı, neredeyse tamamen ıssız bir manzaranın ortasında yer alır. Arada sırada, bu toz denizinin içinde dirençle tutunmuş birkaç çalı dikkat çeker.

Yol boyunca ilerledikçe, bu gizemli yapılar daha da sıklaşır. Solgun topraktan oluşan bu yığınlar, gelişigüzel dağılmış hâlde durur ve sanki unutulmuş anıtları andırır. Bazılarının yanında yerden çıkmış beyaz borular görünür.

Tüm bunlar, yaklaşık 2.500 kişinin yaşadığı Coober Pedy kasabasının ilk işaretleridir. Bu küçük tepelerin çoğu, onlarca yıl süren madencilik çalışmalarının ardından ortaya çıkan hafriyat topraklarından oluşur. Aynı zamanda, kasabanın en dikkat çekici özelliklerinden biri olan yer altı yaşamına da işaret ederler.

Kasabanın etrafındaki tabelalar, 250.000 maden girişinin tamamının dikkatli bir şekilde etiketlenmediği konusunda uyarıda bulunuyor. 
Bu yüzden araziyi keşfederken gözünüz ayaklarınızda olsun. Bu gördükleriniz de bölgedeki bacalar.

Bu bölgede yaşayanların yaklaşık %60’ı, demir açısından zengin kumtaşı ve silt taşı kayalara oyulmuş yer altı evlerinde hayatını sürdürür. Bazı mahallelerde, yaşamın varlığı sadece havalandırma boruları ve girişlerin yanına yığılmış topraklarla anlaşılır.

Kış aylarında bu yer altı yaşam tarzı yalnızca sıra dışı bir tercih gibi görünebilir. Ancak yaz günlerinde, Coober Pedy’nin neden böyle bir yapıya ihtiyaç duyduğu kendiliğinden anlaşılır hâle gelir. İsmini, “çukurda yaşayan beyaz adam” anlamına gelen yerli bir Avustralya teriminden alan bu kasabada sıcaklık sık sık 52°C’ye ulaşır.

Kasaba, dayanılmaz sıcaklıkların yanı sıra, kavurucu kuraklığa ve sürekli devam eden toz fırtınalarına da maruz kalır. Bu zorlu koşullara çözüm arayan halk, farklı bir yöntem geliştirmiştir. Çözüm, yüzeyin üzerine değil, yerin altına yerleşmek olmuştur.

Coober Pedy’de İnsanlar Neden Yerin Altında Yaşıyor?

Coober Pedy, ürkütücü bir şekilde sessizdir. Binalar birbirinden oldukça uzak konumlanmıştır ve manzarada bir şeylerin eksik olduğu hissedilir. Ancak yerin altına indiğinizde her şey açıklığa kavuşur. Kasabanın “dugout” olarak adlandırılan yer altı evlerine bazen sıradan görünen küçük yapıların içinden girilir. İçeri adım attığınızda, bu evlerin yer altındaki geçitleri yavaş yavaş kendini gösterir.

Coober Pedy
Bugün, Coober Pedy sakinleri yeraltındaki konforlu “sığınaklarda” yaşıyor. Toprağa oyulmuş bu evler, karşılaştırılabilir yer üstü yapılarıyla hemen hemen aynı maliyetle inşa ediliyor

Coober Pedy’deki yer altı yapılarının çökme riskine karşı en az dört metre derinlikte olması gerekir. Bu kalınlıkta kaya tabakasının altında sıcaklık yıl boyunca sabit kalır; içerisi daima 23°C civarındadır. Yüzeyde yaşayanlar, yazın fırın gibi sıcaklara ve kışın 2–3°C’ye kadar düşen soğuk gecelere katlanmak zorundadır. Ancak yer altındaki evler, yılın her günü, günün her saati ideal oda sıcaklığını korur.

Yer altı yaşamının konfor dışında en büyük avantajlarından biri de ekonomiktir. Coober Pedy, elektriğini tamamen kendisi üretir; bunun %70’i rüzgâr ve güneş enerjisinden sağlanır. Ancak yüzeyde klima çalıştırmak çoğu zaman maddi olarak imkânsız hâle gelir. Yazın sıcaklık sık sık 50°C’yi aşınca, serinlemek için küçük bir servet ödemek gerekir.

Coober Pedy’de yer altında olan sadece evler değil – yer altında restoranlar, mağazalar, moteller ve hatta bir Sırp Ortodoks Kilisesi var

Öte yandan, Coober Pedy’deki birçok yer altı evi nispeten uygun fiyatlıdır. Yer altı yaşamının diğer avantajları arasında böceklerin yok denecek kadar az olması da vardır. Ayrıca bu yaşam tarzı, ses ve ışık kirliliğinden de büyük ölçüde uzaktır.

İlginç bir şekilde, yer altı yaşamı depremlere karşı kısmi bir koruma da sağlayabilir. Yine de, yer altı yapıların depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğu, tamamen yapının büyüklüğüne, derinliğine ve tasarımına bağlıdır.

Ziyaretçiler, yer altındaki otel ve misafirhanelerden birinde konaklayarak yerel halk gibi yaşama deneyimini de edinebilirler. Ayrıca bu yer altı kasabası, modern ulaşım olanaklarının tamamına sahiptir.

Coober Pedy Tek Yeraltı Yerleşimi Değildir

Coober Pedy, ne dünyanın ilk ne de en büyük yer altı yerleşimidir. İnsanlar, zorlu iklim koşullarıyla baş edebilmek için binlerce yıldır yer altına sığınmaktadır. Bundan iki milyon yıl önce Güney Afrika’daki bir mağaraya aletlerini bırakan insan atalarından, 176.000 yıl önce buzul çağında Fransa’daki bir mağarada açıklanması güç sarkıt yığınları oluşturan Neandertallere kadar bu eğilim izlenebilir.

Kapadokya buna verilecek en yakın örneklerden biridir. Kapadokya, Türkiye’nin iç kesimlerinde yer alan kadim bir bölgedir. Kurak bir platonun üzerinde konumlanır ve neredeyse masalsı bir görünüme sahip sıra dışı jeolojisiyle tanınır.

Derinkuyu, Kapadokya bölgesindeki yüzlerce kaya oyma yerleşimden ve çok sayıda yer altı kentinden yalnızca biridir. MÖ 8. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilir. Binlerce yıl boyunca kesintisiz kullanılan bu yerleşim, yalnızca bir yaşam alanı değil, aynı zamanda olağanüstü bir mühendislik örneğidir.

Derinkuyu yeraltı şehri sadece Kapadokya’nın değil, dünyanın en büyük ve en derin yeraltı şehri olma özelliğini de taşıyor.

İçinde havalandırma bacaları, su kuyuları, ahırlar, kiliseler, ambarlar ve birbirine bağlı çok sayıda yer altı konutu bulunur. Ayrıca, olası bir istila anında yaklaşık 20.000 kişiyi barındırabilecek büyüklükte bir sığınak işlevi de görmüştür.

Bugün ise, İran’ın Sahand Dağı eteklerindeki Kandovan köyü, dünyada hâlâ insanların yaşadığı nadir kaya oyma yerleşimlerden biridir. Vadideki sivri kaya oluşumları, adeta termit yuvalarını andıran evlere dönüştürülmüştür.

Sonuç olarak

Elbette, Coober Pedy’de elde edilen başarıyı dünyanın her yerinde tekrarlamak mümkün değildir. Yer altı yapılarında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri nemdir. Bu nedenle, insanlık tarihinde yer altı yerleşimlerinin büyük çoğunluğu kurak bölgelerde inşa edilmiştir. Yine de, iklim krizinin etkilerinin giderek derinleştiği günümüzde, belki de çok yakında Coober Pedy’nin o tuhaf kum piramitleri başka coğrafyalarda da yükselmeye başlar.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

YolveMacera

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu