ÖĞREN

Şerpalar Neden Dağların Süper İnsanları Olarak Bilinmektedir?

Everest Dağı, sınırlarını test etmeye çalışan maceracılar için nihai bir sınavdır. Ancak bu sınavı geçmek bir grup insan için de çocuk oyuncağıdır. Elbette bahsettiğimiz kişiler Şerpalar.

Deniz seviyesinden 8.848 metre yükseklikte bulunan Nepal-Tibet sınırındaki Everest Dağı’na her yıl dünyanın dört bir yanından yüzlerce dağcı geliyor. Şerpaların bu tırmanışlardaki rolü büyük. Kökleri Tibet topraklarına dayanan Şerpalar, Himalaya Bölgesi’nin yerlilerinden oluşan bir etnik grup. Ancak Nepal’in dışındakiler için ise “Şerpa” kelimesi, dağcı rehberleri anlamına geliyor.

Şerpalar, geçimlerini büyük ölçüde Everest’e tırmanan dağcılara rehberlik ederek sağlıyor. -30°C hatta -50°C’yi bulan dondurucu soğuklarda yalnızca oksijen tüpleri, su ve gıda gibi hayati ekipmanları taşımakla kalmıyor, aynı zamanda çığ, buz çağlayanları ve diğer doğal tehlikeler karşısında da dağcılara rehberlik ediyorlar.

Edmund Hillary ve şerpa rehberi Tenzing Norgay adlı dağcılar, adlarını tarih kitaplarına yazdırmadan sadece birkaç hafta önce tanışmışlardı. Devamında bu ikili, beş saat süren amansız tırmanışın ardından, Dünya’nın en yüksek zirvesi olan Everest Dağı’nın zirvesine ulaşan ilk insanlar olacaklardı.

Dağcılık sezonu, genellikle Mayıs ayının ortasında bir haftalık kısa bir süreçte yoğunlaşır. Ancak Şerpalar, dağcılardan çok önce harekete geçer. Tırmanış başlamadan önce ipleri, merdivenleri ve diğer ekipmanları hazırlar. Sezonun sonunda ise, geride bırakılan tonlarca çöpü temizlemek için büyük çaplı bir operasyon yürütürler.

Şerpalar Yükseklerde Yaşamaya Adapte Olmuştur

Everest’te bir yolculukta hayatta kalmak, yüksek rakımdaki atmosfer koşullarının üstesinden gelmek anlamına gelir. Dağın zirvesinde, oksijen seviyesi deniz seviyesindekinin yalnızca üçte biri kadardır. Bu nedenle, insanların %6’sından daha azı oksijen desteği olmadan bu yüksekliğe tırmanabilecek kapasiteye sahiptir.

Ancak, dünya üzerinde yaklaşık 140 milyon insan yüksek rakımlarda kalıcı olarak yaşamaktadır. Düşük oksijen oranı, bu bölgelerde yaşamayı zorlaştırırken, burada yaşayan topluluklar hipoksi (oksijen yetmezliği) ile başa çıkmaya adapte olmuştur.

Şerpalar, en az 6.000 yıldır insanlar tarafından işgal edilen Tibet’ten 500 yıl önce ülkeye göç eden Nepalliler arasında belirli bir nüfustur. 

Özellikle Himalaya dağlarının eteklerinde yaşayan bu insanlar, bu zorlu koşullara benzersiz bir metabolizma sağlayan genetik bir mutasyon sayesinde uyum sağlamışlardır. Bu genetik avantaj, onlara yüksek irtifada daha verimli oksijen kullanımı sağlayarak, ekstrem koşullarda bile dayanıklılıklarını artırmaktadır.

Şerpaların Himalayaların yükseklerinde, düşük oksijenli atmosferle bölgeyi ziyaret edenlerden çok daha iyi başa çıkabilmesi uzun yıllardır bilim insanları için bir bilmeceydi.

2013 yılında, yüksek irtifada insan dayanıklılığının ardındaki biyolojiyi araştırmak amacıyla Southampton Üniversite Hastanesi’nden Dr. Denny Levett, Everest’in zirvesine yönelik bilimsel bir keşif gezisi olan Xtreme Everest 2‘ye katıldı. Bu keşif gezisi sırasında, 64’ü Şerpa olmak üzere 180 kişilik bir ekip, 5.300 metrelik tırmanış öncesinde ve sırasında fizyolojilerindeki farklılıkları belirlemek için bir dizi fiziksel ve biyolojik teste tabi tutuldu.

Tırmanıştan sonra yapılan testlerde, diğer gönüllülerde fizyolojik ve psikolojik olarak ciddi anormallikler gözlemlenirken, Şerpalarda herhangi bir olumsuz değişiklik tespit edilmedi. Daha detaylı analizler, Şerpaların hücrelerindeki mitokondrilerin normal insanlara göre çok daha fazla oksijen kullanma kapasitesine sahip olduğunu ortaya koydu.

Şerpalar Gerçekten Süper İnsanlar mı?

Yapılan testlerde ortaya çıkan en şaşırtıcı sonuçlardan biri, Şerpaların normal insanlara göre kanlarında %20’den daha fazla hemoglobine sahip olmasıydı. Hemoglobin, oksijenin akciğerlerden vücudun geri kalanına taşınmasını sağlayan kırmızı kan hücrelerinde bulunan bir proteindir.

Daha fazla hemoglobin, vücuda daha fazla oksijen taşınması anlamına gelir. Bu da Şerpaların yüksek rakımlardaki düşük oksijen seviyelerine olağanüstü bir şekilde uyum sağlamış olduğunu gösterir. Bu sonuçlara dayanarak, araştırmacılar fizyolojik ve psikolojik değerler göz önüne alındığında, onlara rahatlıkla “süper insan” denilebileceğini belirtiyor.

Bu araştırmalar, insan vücudunun aşırı koşullara nasıl adapte olabileceğini gösterirken, aynı zamanda genetik ve çevresel faktörlerin dayanıklılığı nasıl şekillendirdiğini de gözler önüne seriyor. Şerpalar, evrimsel olarak yüksek rakımlara en iyi adapte olmuş insan topluluklarından biri olarak dikkat çekmeye devam ediyor.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var

YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz bu bağlantıdan topluluğumuza dahil olabilirsiniz.

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu