Bayan Mary Chubb’un tek istediği birkaç yemek sandalyesiydi. Bunu alması için 21 Eylül 1915 sabahı, zengin bir avukat olan kocası Cecil Chubb’u bir müzayedeye göndermişti. Kendilerinin evlilik yıldönümüydü ve kocasının güzel bir sürpriz yapacağından emindi. Aslında haklıydı. Sonucunda kocası ona hediye olarak 100.000 sterlinlik servetinin 6.600 sterliniyle bir hevesle Stonehenge’i satın alacaktı.
Günümüz değeriyle 1 milyon dolara satılan Stonehenge, 1918 yılına kadar Cecil Chubb’ın özel mülkü olarak kalacaktı. Mary Chubb’ın bu romantik jestten mutlu olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak Cecil Chubb, Stonehenge’i satın aldığında tarih içinde bir yere ve süslü bir unvana sahip olma şansını yakalamıştı.
O dönemde başbakan olan David Lloyd George, satın alma işleminden bir yıl sonra ona bir unvan verdi. Böylece kendisi Stonehenge’in ilk baroneti oldu. Ancak akıllarda iki soru kaldı.
Sonucunda İngiltere’nin Wiltshire kenti Salisbury Düzlüğünde bulunan Stonehenge 1968 yılından beri dünya mirası listesinde yer almaktadır. Bir dünya mirası nasıl açık arttırmada satılır? Ayrıca bir kişi neden bir dünya mirası satın almak ister? Bu soruların cevabı için hikayenin perde arkasını anlatmalıyız
Cecil Chubb Stonehenge’i Neden Ve Nasıl Satın Aldı?
Aslında Cecil Chubb Stonehenge’i satın aldığında bu arkeolojik alan çok kötü durumdaydı. Viktorya döneminin arkeoloji ve hediyelik eşya avcıları, hatıra olarak evlerine götürmek için bu taşlardan bazılarını parçalamışlardı. Bu durum bazı taşların devrilmesine neden olmuştu. Mary Chubb’un hediyesinden çok memnun olmamasına şaşmamak gerek. Ama kocasının aslında ona bir hediye almaktan daha farklı bir amacı vardı.
Müzayededen önce, zengin bir yabancının Stonehenge’i satın alabileceği, parçalara ayırabileceği ve başka bir ülkeye taşıyabileceği konuşuluyordu. Bu nedenle satın almasının en önemli nedeni çocuksu heves ve vatanseverliğin bir karışımıydı.
Yapı neolitik dönemde inşa edildiğinden ve o döneme ait yazılı herhangi bir kayıt olmadığından Stonehenge hakkında bilinenler taşların kendilerinden ve üzerinde bulundukları topraklardan öğrenilmiştir. Sonucunda bu topraklar da bir kişiye aittir. Yani Stonehenge ve bulunduğu arazi bir kişiye aittir.
Taşlar, 800’lerde Amesbury Abbey arazisinin bir parçasıydı. İlerleyen yıllarda taşlar ve Amesbury Manastırı da dahil olmak üzere 6.420 dönümlük mülk VIII.Henry tarafından Sir Edward Seymour’a verildi. Sonrasında bir kaç defa el değiştirdi ve 1825 yılında Sir Edmund Antrobus tarafından satın alındı.
Bu dönemde, paralı yolların ve Salisbury’ye bir demiryolu hattının getirilmesi, ziyaretçi sayısını önemli ölçüde artırdı. Halkın arkeolojik keşiflere olan ilgisi de artmıştı. Bunun nedenlerinden biri Stonehenge’in kökenleri hakkında ortaya atılan ezoterik teoriler idi. Ancak ziyaretçi sayısı arttıkça Stonehenge bundan zarar görmeye başlayacaktı.
1901’de Sir Edmund Antrobus, 20 dönümlük arazinin etrafını çevirdi ve ziyaretçilerden 1 şilin giriş ücreti almaya ve onu koruması için bir polis memuru için ödeme yapmaya başladı. ( Şilin Birleşik Krallık ve İrlanda’da 1971 yılında ondalık sisteme geçişten önce kullanılan bir para birimidir).
Sir Edmund Antrobus, mülkü oğluna miras bırakmayı umuyordu. Ancak Birinci Dünya Savaşı araya girdi. Kendisi bu savaşta tek oğlunu kaybetti. Dört ay sonra öldüğünde, Sir Edmund Antrobus’un mülkü, taşlarla birlikte kardeşi Sir Cosmo’ya geçti. Ancak bu talihsiz mirastan bıkan Sir Cosmo, mülkü satmaya karar verdi.
Cecil Chubb Stonehenge’i Bağışlayacaktı
Chubb, Stonehenge’i satın aldıktan üç yıl sonra onu ulusa hediye etti. Ancak bunun için bazı şartlar ileri sürdü. 1918 senesinde savaş hala devam ediyordu. Bu nedenle ilk olarak girişten elde edilen tüm gelirin Kızıl Haç’a gitmesini istedi. Ayrıca giriş ücreti 1 şilinden fazla olmayacaktı. Cömertliğinin şerefine Chubb, “Stonehenge’in İlk Baroneti” unvanını aldı. Yrel halk ona sevgiyle Sir Cecil “Vikont Stonehenge” adını taktı. 1934’te 58 yaşında öldü.
Chubb’ın hediyesi hâlâ bir dünya mirasıdır. Diğer 400 sitenin yanı sıra English Heritage, Stonehenge’in vesayetine sahipken, National Trust çevredeki arazinin çoğuna sahip olduğundan, buranın gelişmeden uzak kalmasını ve taşların muhteşem bir şekilde izole kalmasını sağlamaktadır.
Bu Dünya Mirası alanını görmek için dünyanın dört bir yanından her yıl milyonlarca ziyaretçi bölgeye geliyor. Bir hayır kurumu olan English Heritage, gelirinin önemli bir bölümünü giriş ücretlerinden elde ediyor. Ancak günümüzde yetişkin ziyaretçiler giriş esnasında 1 şilin yerine 14.50 sterlin ( Yaklaşık 430 TL) ödüyor. Yine de bölgede yaşayanlar hala ücretsiz girebiliyor.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Honey, I’ve bought Stonehenge! The true story of Cecil Chubb, its last private owner. Yayınlanma tarihi: 24 Şubat 2022; Bağlantı: https://www.telegraph.co.uk/
- The Man Who Bought Stonehenge. Yayınlanma tarihi: 23 Mayıs 2023; Bağlantı: https://www.history.com/
YolveMacera