
Amelia Earhart, Amerikalı bir havacı, yazar ve kadın hakları aktivistiydi. Atlantik üzerinden tek başına uçan ilk kadındı. 1937’de dünyayı dolaşma girişimi sırasında ortadan kaybolması, dünya çapında insanların ilgisini çekmeye devam eden bir gizemdir.
Amelia Earhart 1897’de Amerika’nın Kansas eyaletinde dünyaya gelse de çocukluğunun çoğunu anneannesi ve dedesinin yanında, doğayla içiçe büyüyerek geçirdi. Eğitim sürecinin ardından, Kanada’da yaşayan ablasının yanına gitti. Savaş zamanlarıydı ve Amelia burada gönüllü hemşirelik yapmaya başladı. Her gün Kraliyet Hava Kolordusu’nun hazırlık uçuşlarını izler oldu.Aralık 1920’de Earhart, Long Beach, Kaliforniya’da bir hava gösterisine katıldı, kısa bir uçak yolculuğuna çıktı ve bu 10 dakikalık uçuş onun hayatını değiştirdi.
Uçuş derslerine başladıktan sadece altı ay sonra, The Canary adını verdiği parlak sarı ikinci el çift kanatlı ilk uçağını satın aldı. Kısa süre sonra Ekim 1922’de kadın pilotlar için dünya irtifa rekorunu (4300 metre) elde etti.

1923’de ise Uluslararası Havacılık Federasyonu’nun pilotluk lisansı verdiği 16. kadın oldu. Ancak elindeki para sınırlıydı. Her şeye ara verip, hatta çok sevdiği uçağını da satıp, bir süre ailesine yardım etmek için Boston’a gitti. Burada önce öğretmen, sonra sosyal görevli olarak çalışmaya başladı. 1927’ye kadar hiç uçamadı. Bir yandan ailesine bakıyor, bir yandan da uçmayı ve havacılığı özendirmesini hedeflediği yazılar yazıyordu.
Leydi Lindy
Nisan 1928’de Earhart, Atlantik’i geçen ilk kadın olmak isteyip istemediğini soran beklenmedik bir telefon aldı. Earhart teklifi hemen kabul etti. Yardımcı pilot olarak listelendi, ancak sonuçta uçmasına izin verilmedi. Yapılan görüşmeler ve zamanın havacılık camiasının ortak fikriyle bir kadının tek başına yapamayacağına inanılan bu uçuşa, Amelia yolcu olarak katılmak için seçildi.

Yine de, Earhart havacılıkta ünlü oldu. Basın ona “Leydi Lindy” adını verdi. Uçuşun organizatörlerinden George Putnam bu ünü kullanmaya karar verdi. Amelia Amerika’nın çeşitli yerlerinde konuşmalar yapmaya başladı. Yüzü, kadın kıyafetleri, bavul, Lucky Strike sigarası ve spor kıyafetleri gibi çeşitli ürünlerde kullanılmaya başlandı. Amelia da yaratılan bu markayı yine kadınları havacılığa yönlendirmek için kullandı. Cosmopolitan dergisinden gelen editörlük işini daha çok kişiye ulaşmak adına kabul etti. Transcontinental Air Transport ticari uçuşlarının en büyük destekçilerinden oldu. Daha sonra National Airways firmasının başkan yardımcılığını üstlendi.

Bu süreçte Amelia Ninety-Nines (Doksan Dokuzlar) adlı bir örgülün kuruluşunda yer aldı. Bu örgütün amacını, kadınların havacılıktaki payını arttırmak ve kadın havacılara destek olmak olarak belirlediler. Amelia, cesaret, zekâ ve kendine güvenin simgesi olmak için çabalıyordu. Yaptıklarının toplum üzerinde bırakacağı etkinin, kadınlar üzerindeki olumsuz klişelerin yıkılması ve kadınların daha fazla alanda yer bulmasına yol açmasını umuyordu.
Atlantik Okyanusu üzerinde tek başına

Putnam ile 1931’de evlendiğinde, Atlantik Okyanusu üzerinde uçuş için bir plan yapmaya başlamıştı. 20 Mayıs 1932 günü bu uçuş gerçekleşti sonunda. Zorlu hava şartlarına rağmen uçuşu 15 saatte tamamlayan Amelia artık Atlantik Okyanusunu uçakla tek başına geçen ilk kadındı…
Amelia Earhart’ın son uçuşu
Earhart, 40. yaş gününe yaklaşırken, aklında onu farklı kılacak bir uçuş planı vardı: Dünyanın ekvatoru etrafında uçmak. Amelia, Amerika’ya döndüğünde Purdue Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. Buradan edindiği gelir ile bir uçak satın aldı. Bu dünya turu için ilk adımdı.
Orijinal plana göre Kaliforniya’dan Hawaii’ye gidilecekti. Oradan Pasifik üzerinden Avustralya’ya geçilip Afrika’ya Hindistan üzerinden uçulacaktı. Daha sonra Afrika geçilip, önce Florida’ya oradan da Kaliforniya’ya geri dönülecekti.
17 Mart 1937’de ekip Kaliforniya’dan Hawaii’ye doğru yol almaya başladı. Birkaç zorlukla karşılaşılsa da Hawaii’ye ulaşıldı. Ancak kalkış esnasında yaşanan bir kaza sonucunda uçak hasar aldı ve Kaliforniya’ya dönülmek zorunda kalındı.
Uçak onarılıncaya kadar geçen zamanda hava şartları değişti. Dolayısıyla ekibin uçuş planı da değişmek zorunda kaldı. 2. denemede Amelia önce Afrika, oradan Hint Okyanusu üzerinden Papua Yeni Gine’ye ulaştı. Yolculuğun 35.400 km’lik bölümü bitmiş, 11.200 km’lik Pasifik uçuşu kalmıştı geriye. Uçuş başlar başlamaz ekip olumsuzluklarla baş etmeye başladı. Yolu tespit etmeyi zorlaştıran bulutlar baş göstermişti. Bunlar yetmezmiş gibi daha sonra anlaşılacağı üzere ekip hatalı haritalar kullanıyordu. Ekibin iletişimde olduğu Howland Adasında kullanılan saat ile uçağın saati arasında daha önceden fark edilmeyen 30 dakika fark vardı.

Tüm bu olumsuzluklar çözümü olmayan problemlere yol açtı. 3 Temmuz 1937 sabahı 7:20’de Amelia pozisyon bildirisi yaptı. Ancak kullanılan saatlerin farklı olması sonucu Howland Adası’nda mesaj 7:42’de alındı. Mesajda Amelia “Üzerinizde olmalıyız, ama sizi göremiyoruz. Yakıt azalmaya başladı. Telsizle de size ulaşamadık” diyordu. Telsizle ulaşımın sağlanamadığı ve ekibin artık gelmeyeceği anlaşılınca Howland’da bulunan Amerikan ekibi derhal büyük çaplı bir arama başlattı ve resmi arama Temmuz ayına kadar sürdü. Ocak 1939’da Amelia resmi olarak ölü ilan edildi.
Ölümünün Ardından
Ölümünün ardından bir sürü teori üretildi. 2014 yılında bulunan uçak parçalarından yola çıkarak bunlardan en çok kabul gören muhtemel Gardner Adasına iniş yaptıkları ve burada öldükleri oldu. “Amelia Earhart ve Nikumaroro Bones” başlıklı araştırmada, Hawaii’nin yaklaşık 2 bin 900 kilometre güneybatısındaki ıssız adada bulunan kemikler modern adli tıp teknikleri kullanılarak yeniden incelendi. Sonuçta, kemiklerin yüzde 99 ihtimalle Earhart’a ait olduğu anlaşıldı.
Kaynaklar:
- Amelia Earhart: Biography & Disappearance; https://www.livescience.com/
- Yusuf Can Semerci; Atlantik Okyanusu’nu Tek Başına Geçen İlk Kadın”; Bilim ve Gelecek dergisi, Ekim – 2015
YolveMacera