Az sayıda ressam, deniz manzaralarının tasvirinde İvan Konstantinoviç Ayvazovski kadar başarılı, ikna edici ve kalıcı olmayı başarmıştır. Eserlerinin yarıdan fazlasının konusu deniz olduğu için de genellikle deniz ressamı diye hatırlanır. Denizlerdeki en küçük değişiklikleri tespit etme ve bunu tablolarına aktarma yeteneği benzersizdir.
Çizimlerinde gösterdiği üstün yeteneği, onu doğduğu topraklarda yaşanan olanaksızlıkların üstesinden gelerek Avrupa kültür sahnesinin merkezine taşımıştır. On dokuzuncu yüzyılın neredeyse tamamını kapsayan yaşamı boyunca hamileri arasında dört Rus çarı, iki Osmanlı sultanı ve Papayı saymak mümkündür.
Aktif sanat hayatında Rusya İmparatorluğu’nun son dört çarının himayesinde sanat faaliyetlerini sürdüren, Rus donanmasının baş ressamlığına getirilen Ayvazovski, Sultan Abdülmecid (1839-1861), Sultan Abdülaziz (1867-1876) ve Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) dönemlerinde de bir çok kez İstanbul’u ziyaret etmiş; Osmanlı sarayının ve toplumunun sosyal ve kültürel hayatında oldukça önemli izler bırakmıştır.
Özellikle Sultan Abdülaziz döneminde daha aktif bir şekilde Osmanlı sanat hayatının içerisinde olduğu bilinmektedir. Sanatçı, İstanbul’un yanı sıra pek çok Anadolu şehrini de gezip tuvallerine aktarmış ve 1888’de İstanbul’da bir de sergi açmıştır.
İvan Ayvazovski Kİmdir?
İvan Konstaninoviç Ayvazovski, denizcilik sanatı üzerine yoğunlaşan Ermeni asıllı Rus romantik ressamdır. Ayvazovski Osmanlılar zamanında ismi Kefe olan, daha sonra Rusların hakimiyetine girmesiyle Theodosia
ya da Feodosia olarak anılan ve Karadeniz’in kıyısında bulunan şehirde doğmuş ve hayatının büyük bir
kısmını oradaki evinde geçirmiştir. Mezarı da yine aynı şehirdedir. Bugün Ayvazovski Sanat Galerisi adıyla
bilinen evinde sanatçının çok sayıda resmi ve kişisel eşyası sergilenmektedir
Her en kadar adı deniz ile bütünleşmiş olsa da ilgi alanları tarihi olaylar, şehir manzaraları ve insanların günlük yaşamlarıdır. Aslına bakarsanız onun deniz sevdası 1833’te Saint Petersburg’daki İmparatorluk Sanat Akademisi’ne kabul edildikten sonra başlamıştır. Kuzey’in Venedik’i olarak adlandırılan bölgede geçirdiği yaşantısı giderek onun denize olan sevgisini güçlendirmiştir.
İmparatorluk başkentinin zengin kültürel yaşamından keyif almasına rağmen, Deniz Sanatı Ustası asla sonsuza kadar Petersburg’da kalmayı düşünmedi. Zamanının çoğu Romantik sanatçısı gibi o da yalnızca değişimin değil, aynı zamanda yeni izlenimlerin de peşindeydi. Ivan Aivazovsky mezuniyetinin ardından kendisine verilen eğitim nedeni ile diğer arkadaşları gibi Rus İmparatorluğu’na hizmet etmek zorunda kalacaktı. Ancak aradığı değişimi de bu sayede yakalayacaktı.
İvan Ayvazovski Ve Deniz Sanatı
Resmi görevi Doğu’nun manzaralarını yakalamak ve Rus Donanmasının ihtişamını temsil etmekti. Sonucunda donanmanın resmi ressamı olarak liman şehirlerinin, gemilerin ve gemi oluşumlarının görüntülerini çizme şansını yakalamıştı. Askeri çevresine rağmen savaş ve imparatorluk siyaseti ressamın ilgisini hiç çekmedi. Resimlerinin gerçek ve tek kahramanı denizdi.
Ayvazovski, 1881 yılında kariyerinde büyük bir iz bırakacak görkemli resimlerinden birini yaptı. Karadeniz adını verdiği bu resim Ayvazovski’nin en çarpıcı tasvirlerinden biridir. Deniz gri, rüzgârlı bir günde tasvir edilmiş; gökyüzü bulutlarla kaplı, resmin tüm ön planı, ufuktan yaklaşan, sırt sırta hareket eden ve dönüşümlü olarak tüm resme özel bir ritim duygusuyla görkemli bir zemin oluşturan dalgalarla doludur.
Bu resim aracılığıyla Ayvazovski, denize ait tasvirleri, manzara türüne ait tüm ayrıntıları da ilave ederek bir
deniz manzarası gerçekçiliği yaratmayı başarmıştır. Ayvazovski’nin yapıtları arasında oldukça büyük yer tutan bir diğer tema ise gemi kazaları, daha genel bir ifade ile deniz felaketleridir.
Genellikle Ayvazovski’nin en önde gelen eseri olarak kabul edilen Dokuzuncu Dalga, çalkantılı sularda sürüklenen ve altın gibi parlayan kış güneşinin etkili bir arka plan oluşturduğu, fırtınadan dolayı batan ya da karaya oturan geminin kalıntılarına tutunan, kurtulmak için mücadele veren denizcilerin hikayesini anlatır.
Ayvazovski’nin Kırım coğrafyası ile olan bağı, en çok sevdiği ve en sık resmettiği tema olan Karadeniz aracılığıyla çalışmalarına canlı bir şekilde yansımıştır. Onun gözünde önemli olan, belli bir tarih ve kısmen de imparatorluğun söylemine hizmet ettiği düşünülebilen Karadeniz ve özelinde Kırım coğrafyasını tanıtmak, sanatının niteliğini ve anlamını izleyicilerine aktarmaktı.
Beş binin üzerinde eseri olan Ayvazovski’nin tablolarının büyük bir kısmı St. Petersburg, Moskova ve Erivan devlet müzelerinde sergilenmektedir. 30 kadar eseri Türkiye’de Dolmabahçe Sarayı, Deniz Müzesi, Askeri Müze, Fener Rum Patrikhanesi ve İstanbul Kumkapı Ermeni Patrikhanesi’nin koleksiyonlarında bulunmaktadır.
Son Resim
Ivan Ayvazovski’, şöhretinin zirvesindeyken memleketi Feodosia’ya dönmeye karar verdi. Feodosia’ya döndükten sonra bir sanat okulu, kütüphane, konser salonu ve sanat galerisi kurdu. Ancak Rus Donanmasının saygısını asla kaybetmedi. 80. yaş gününde, ressamın anısına filonun en iyi gemileri Feodosya’ya yanaştı. En ünlü ve en büyük tablolarından biri (282×425 cm ölçülerinde) Dalgalar, bu dönemde yapıldı. Ayvazovski denizin son görünümü olan bir tablo üzerinde çalışırken öldü.
Yazının devamında göz atmak isterseniz: Uluburun Batığı: Bugüne Kadar Keşfedilen En Eski ve En Zengin Gemi Batığı
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Ivan Aivazovsky; Bağlantı: https://totallyhistory.com/ivan-aivazovsky/
- F. Coşkuner. Karadeniz’in Kesişen Kültürleri: İvan Konstantinoviç Ayvazovski ve Osmanlı Dünyası. PDF
- Kurkina, Ana-Teodora. “Ivan Aivazovsky: Master of Marine Art” TheCollector.com, April 25, 2021, https://www.thecollector.com/ivan-aivazovsky-master-of-marine-art/.
YolveMacera