Henry David Thoreau, 19. yüzyılda yaşamış Amerikalı bir şair, filozof, yazar ve doğa gözlemcisidir. Aynı zamanda çevre hareketinin öncülerinden biri olarak kabul edilir. Thoreau’nun düşünce dünyası, bireysel özgürlük, sade yaşam ve doğayla uyum içinde yaşama fikri etrafında şekillenir.

Modern yaşamda başarılı olmak; teknolojiyi etkin kullanmak, sürekli bağlantıda kalmak, para için olabildiğince çok çalışmak ve bize söyleneni fazla sorgulamadan yerine getirmek anlamına gelir. Bu unsurlar, başarıya ulaşmak için adeta geleneksel bir reçete hâline gelmiştir. Bu yüzden, modern yaşama dair en anlamlı tavsiyelerin, ormanda tek başına yaşayan, vergi ödemeyi reddeden ve işsiz bir yazardan gelmesi çoğu kişiye şaşırtıcı gelebilir.
Oysa Henry David Thoreau’nun sade yaşam felsefesi, günümüz yaşam tarzını ve bireysel tercihleri sorgulamamıza yardımcı olur. Thoreau, kaybettiğimiz özgürlüğü ve bağımsızlığı yeniden hatırlatır. İhtiyaçları azaltarak sade bir hayat sürmenin mümkün olduğunu gösterir.
Henry David Thoreau Kimdir?
Henry David Thoreau, 12 Temmuz 1817’de Concord, Massachusetts’te dünyaya geldi. Ailesi mütevazı bir yaşam sürüyordu. Babası, Concord itfaiyesinde görev yapıyor ve aynı zamanda bir kurşun kalem fabrikası işletiyordu. Annesi ise evlerinin bazı odalarını pansiyon olarak kiraya veriyor ve çocuklarla ilgileniyordu.

Dört kardeşin üçüncüsü olan Thoreau, Concord’daki doğal güzelliklerin içinde sakin bir çocukluk geçirdi. 1833 yılında, 16 yaşındayken Harvard Koleji’ne başladı. Thoreau başarılı bir öğrenciydi. Ancak ilgi alanlarına yönelmekten ve bireysel projelerle uğraşmaktan daha çok keyif alıyordu. Bu bağımsızlık arayışı, 1835 yılında okula kısa bir ara vererek Massachusetts’in Canton kasabasında öğretmenlik yapmasına da yol açtı. Bu özgür ruh, onun yalnızca gençliğini değil, tüm hayatını şekillendirecekti.
Dönemin eğitimli erkekleri arasında yaygın olan tıp, hukuk veya din adamlığı gibi kariyerlere ilgi duymuyordu. Bunun yerine, eğitim alanında çalışmaya devam etmeye karar verdi. Concord’daki bir okulda öğretmenlik işi buldu. Ancak öğrencileri cezalandırmak için fiziksel disiplin uygulaması gerekiyordu ve Thoreau bunu içselleştiremedi. Sadece iki hafta dayanabildi ve ardından görevinden ayrıldı.
Kısa bir süreliğine babasının kurşun kalem fabrikasında çalıştı. Daha sonra, Haziran 1838’de kardeşi John Thoreau ile birlikte kendi okullarını kurdular. Ancak John üç yıl sonra hastalanınca okulu kapatmak zorunda kaldılar. Yine de, aynı yıl içinde Thoreau ve kardeşi bir kano yolculuğuna çıktı. Bu yolculuk, Thoreau’nun hayatında dönüm noktası oldu.
Henry David Thoreau ve Ralph Waldo Emerson Dostluğu
1837 yılında Thoreau Harvard’da ikinci sınıf öğrencisiyken, Ralph Waldo Emerson Concord’a yerleşti. Thoreau, Emerson’ın düşüncelerini daha önceden “Nature” adlı kitabı aracılığıyla tanımıştı. Aynı yılın sonbaharında, benzer dünya görüşlerine sahip bu iki kişi arasında dostluk gelişmeye başladı.

Zaman zaman ilişkileri karmaşık bir hâl alsa da, Thoreau sonunda Emerson’da hem bir dost hem de bir baba figürü buldu. Emerson, genç yazar adayına günlük tutup tutmadığını sordu. Bu, Emerson’ın ömür boyu sürdürdüğü bir alışkanlıktı. Thoreau da bu sorunun ardından, 1837’nin sonlarında günlük tutmaya başladı. Bu alışkanlık, ölümünden iki ay öncesine kadar neredeyse kesintisiz devam etti.
1840 yılında Thoreau, Concord’u ziyaret eden genç bir kadın olan Ellen Sewall ile tanıştı ve ona âşık oldu. Ellen, Thoreau’nun evlenme teklifini kabul etti, ancak ailesi bu ilişkiye karşı çıktı. Bunun üzerine Ellen nişanı hemen bozdu. Thoreau bu olaydan sonra bir daha hiç evlilik teklifinde bulunmadı ve hayatı boyunca evlenmedi.
1841’de Thoreau, bir süreliğine Emerson ailesinin evine taşındı. Emerson, genç Thoreau’yu edebi yönünü geliştirmesi için teşvik etti. Thoreau da şair olma fikrini benimsedi, birçok şiir ve deneme kaleme aldı. Emersonların evinde yaşarken çocuklara özel ders verdi, tamirat işleri yaptı, bahçeyle ilgilendi ve zamanla Emerson’un yazılarını düzenleyen bir editör hâline geldi.
Ancak 1842’de kardeşi John, tıraş olurken parmağını kesmesi sonucu tetanoz kaptı ve Thoreau’nun kollarında, acı içinde can verdi. Bu travmatik kaybın ardından Thoreau, derin bir yas dönemine girdi.
Bir değişiklik arayışına giren Thoreau, New York’a gitmeye karar verdi. Şehir hayatını sevmemesine ve bu dönemi verimsiz bulmasına rağmen, burada Horace Greeley ile tanıştı. Greeley, Thoreau’nun eserlerinin yayımlanmasına öncülük eden ilk isimlerden biri ve onun edebi temsilcisi olacaktı.
1843’te New York’tan ayrılarak yeniden Concord’a döndü. Babasının işinde çalışmaya başladı. Ancak bu dönemin ardından, içinde bir kez daha değişim ihtiyacı hissetti. 1838’deki kano yolculuğundan ilhamla başlamakta olduğu kitabını tamamlamak istiyordu. Harvard’daki bir sınıf arkadaşının, su kenarında bir kulübe yaparak yalnız başına okuma ve düşünme fikrinden etkilendi. Ve kendisi de benzer bir deneysel yaşam kurmaya karar verdi.
Henry David Thoreau ve Basit Yaşam Felsefesi
Emerson, Concord’un güneyinde, küçük bir göl olan Walden Göleti kıyısındaki arazisini Thoreau’nun kullanımına sundu. 27 yaşındaki Thoreau, göl kıyısındaki bu arazide kendi kulübesini inşa etmeye başladı. Ağaçları kesip odunlarını taşıdı ve elleriyle küçük ama işlevsel bir ev kurdu.

4 Temmuz 1845 tarihinde kulübeye resmen taşındı. Böylece iki yıl, iki ay ve iki gün sürecek olan ve onu ölümsüzleştiren deneyine başladı. Bu dönem, Thoreau’nun hayatındaki en tatmin edici ve verimli yıllardan biri olacaktı.
Bu basit kulübede geçirdiği zaman boyunca Thoreau, doğayla iç içe, sade ve bilinçli bir yaşamın mümkün olduğunu gösterdi. Aynı zamanda düşüncelerini sistemli bir şekilde kaleme aldı ve bu deneyimi daha sonra Walden adlı eserinde ölümsüzleştirdi.
Thoreau’nun Walden’daki yaşamı, olabildiğince sade ve kendi kendine yeten bir hayat sürme arzusu doğrultusunda şekillendi. Göl kenarındaki kulübesinde neredeyse her geceyi geçirdi. Her hafta bir kez ailesiyle yemek yemek için Concord kasabasına yürüdü, ancak geri kalan zamanı doğayla baş başa geçirdi.

Günlerini bahçeyle ilgilenerek, balık tutarak, gölde kürek çekerek ve yüzerek geçirdi. Aynı zamanda, bölgedeki bitki ve hayvan çeşitliliğini gözlemleyip kayda aldı. En çok zaman ayırdığı faaliyet ise düşünmek, okumak ve yazmaktı.
Bu dönemde Thoreau, yaşamındaki bu sade ve tatmin edici deneyimi titizlikle günlüğüne kaydetmeye devam etti. Yalnızca birkaç yıl sonra, göl kıyısında geçirdiği bu özel zamanı kaleme alarak, edebiyatın klasikleri arasına girecek olan eseri Walden’ı (1854) yazacaktı. Bu eser, çoğu kişi tarafından Thoreau’nun en büyük yapıtı olarak kabul edilir.
Bir Sivil İtaatsiz Olarak Thoreau
1847 yazında Emerson, Avrupa’ya seyahat etme kararı aldı ve Thoreau’yu yeniden evine davet ederek çocuklarına göz kulak olmasını ve eğitimlerini sürdürmesini istedi. Thoreau, Walden’daki deneyimini tamamlamış ve kitabını bitirmişti. Emerson’ın evine taşındı ve orada iki yıl daha yaşayarak yazı çalışmalarına devam etti.
Ancak yazarlık yolculuğu kolay olmadı. Kitabı için bir yayınevi bulamayınca, Thoreau kitabı kendi imkânlarıyla bastırdı. Kitap sınırlı bir ilgi gördü ve ticari anlamda neredeyse hiç kazanç sağlamadı. Buna rağmen Thoreau yazmaktan vazgeçmedi.

Bu dönemde Thoreau, en etkili metinlerinden biri olan “Civil Disobedience” (Sivil İtaatsizlik) adlı denemesini yayımladı. Bu metinde, bireysel vicdanın yasalardan üstün olduğunu savunur. Ona göre, bir insan adaletsizliğe sessiz kalmaktansa, bedel ödemeyi göze almalıdır. Şu cümlesi, metnin özünü yansıtır:
“Bir hükümet birini adaletsiz yere hapse atıyorsa, adil bir insanın yeri de hapistir.”
Thoreau’nun bireysel adalet ve özgürlük vurgusu, yalnızca kendi zamanını değil, sonraki kuşakları da dönüştürmeye devam etti. Bu metin, birçok protesto hareketine esin verdi. Özellikle şiddet içermeyen direniş anlayışına öncülük eden Martin Luther King Jr. ve Mohandas Gandhi gibi liderler üzerinde derin bir etkisi oldu.

Sonuç olarak
Thoreau, 1835’te verem hastalığına yakalanmıştı ve hayatı boyunca bu hastalığın etkilerini dönem dönem yaşadı. 1860’ta geçirdiği bronşit sonrası sağlığı hızla kötüleşti. 1862 yılında, 44 yaşındayken de hayatını kaybetti.
Thoreau, yaşarken fazla tanınmadı. Onu bilenler, daha çok bir doğa gözlemcisi olarak tanıyordu. Bugün ise Thoreau, Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul ediliyor. Yazıyı sevdiğimiz bir sözü ile kapatalım. “Tutkularınızdan ve hayallerinizden vazgeçmeyin. Eğer vazgeçerseniz, bedeniniz bu dünyada var olsa da, yaşamınız son bulur. “
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Furtak, Rick Anthony, “Henry David Thoreau”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2019 Edition), Edward N. Zalta (ed.), https://plato.stanford.edu/archives/fall2019/entries/thoreau/.
- Why We Love Henry David Thoreau, in 5 Quotes. Yayınlanma tarihi: 2 Mart 2021. Bağlantı: Why We Love Henry David Thoreau, in 5 Quotes
YolveMacera