Bataklık Arapları Bir Zamanlar Mezopotamya’nın Venedik’ini İnşa Etmişti

Günümüzde hepimiz daha sürdürülebilir bir yaşam kurma hayalleri taşıyoruz. Ancak böyle bir yaşantıyı sağlamak için belki de ileriye değil biraz da geleneksel kültürlere göz atmamız gerekiyor.

Dünyamız kültürel olarak bir hafıza kaybının eşiğinde yaşıyor. Modernite adeta bir kasırga gibi bütün geleneksel kültürleri/toplumları yok ediyor. Yok olma eşiğinde olan toplumlardan birisi de sürdürülebilirlik konusunda kendilerinden bir şeyler öğrenebileceğimiz Marsh Arabs  ya da Ma’dan adı verilen Bataklık Arapları’dır.

Yüzen Evlerde Yaşayan Bataklık Araplarının Hikayesi

Ma’dan veya Bataklık Arapları, Irak’ta Dicle ve Fırat nehirlerinin birleştiği bataklık bölgede yaşarlar. Onlar, son birkaç bin yılda yaşam tarzları çok az değişen, kendilerine özgü kültürleri olan yarı göçebe bir kabile halkıdır.

Bataklık Arapları Kimdir?

Sulak bir alanda tüm yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldıkları için burada yaşayan insanlar evlerini coğrafyaya uyumlu bir biçimde inşa etmek zorunda kalmışlardır. Bu adacıklar da sabit değil. Zemin ıslak olduğu için sürüklenme riski vardır. Bu nedenle köylüler adalarını bağlamak zorunda kalırlar.

Bataklık Arapları
Bu inşaat yöntemi, bölge sakinleri tarafından binlerce yıldır kullanılmaktadır, ancak son yıllarda, bu egzotik ve fantastik mimari örneği neredeyse ortadan kaybolmuştur. Bu eşsiz yapı tekniğine dair kadim bilgisi ile birlikte kaybolma riski altındadır.

Burada yaşayan insanlar evlerini sudan topladıkları sazlardan yaparlar. Bambu benzeri bu sazların boyları eşit değil. Bunun sonucunda da her boy bambu evin farklı bir inşa safhasında kullanılıyor. Ma’dan evleri mimari harikalardır. Hepsi çivi, ahşap veya cam olmadan yapılmıştır. Binlerce yıldır değişmeyen bir yöntemle böyle bir evi yaklaşık 2-3 günde yapabilmeleri de ayrı bir beceridir.

Sazdan inşa edilen bu evler, taşınabilir olma gibi ek bir avantaja da sahiptir. İlkbaharda, bataklık suları yükselir. Bunun sonucunda da, evler kolayca başka bir yere taşınır ve kısa sürede yeniden monte edilir. Uygun bakım ve onarım ile bu sazlık evler yaklaşık 25 yıllık bir ömre sahiptir.

Bataklık Arapları

Bunun ötesinde hemen hemen her köyün mudhif denilen bir misafirhanesi vardır. Bataklık Arapları misafirperver bir toplumdur. Bu evlerde, gelen misafirler herhangi bir ödeme yapmadan yiyecek ve barınma imkanına sahip olurlar. Zaten temelinde sonlarını hazırlayan da misafirperverlikleri olmuştur.

Günümüzde Bataklık Araplıkları Ne Durumda?

1024px Iraq marshes 1994
Sosyo-kültürel ve çevresel önemi ile eski adı ile Mezopotamya bataklığı Ortadoğu’nun en büyük sulak alanıdır. Basra, Meysan (Missan) ve Zikar (Thi-Qar) vilayetleri sınırları içerisinde yer alan bataklık alan birbiri ile bağlantılı üç bataklıktan oluşmaktadır. Bu bataklıklar Merkez bataklık, Al-Hammar bataklığı ve Al-Hwizeh bataklığıdır. Bataklıkların Irak’taki konumu. Kırmızı renkteki bölge kurutulan bataklıkların bulunduğu bölgeyi gösteriyor

20. yüzyılın sonlarında Saddam Hüseyin rejimi sırasında bölgede önemli bir gerilim meydana geldi. Hükümet bataklıkların ve yüzen sazlık evlerinin muhalifleri barındırdığından şüpheleniyordu. Geçmişte aynı bataklıkların bir sığınma yeri olarak kullanıldığı biliniyordu. Sonucunda bölge halkı ihtiyacı olan bir yabancıya asla hayır diyemezdi.

bataklik 1 min
Ülkede yaşanan çatışmalar neticesinde Saddam Hüseyin’in stratejik avantaj yakalamak için bölgede uyguladığı kurutma siyasetiyle bataklıklar neredeyse çölleşti ve biyolojik çeşitlilik büyük zarar gördü. 

Bunun sonucunda da bölge halkına bir ders verilmek istenecekti. Çözüm sulak alanların kurutulması oldu. Oysa ki Ortadoğu’nun en büyük sulak alanı, ekolojik olarak büyük öneme sahipti. Ancak bu fazla da önemsenmeyecekti.

Irak hükümeti, bataklıklara su akışını bozmaya başladıktan sonra başlangıçta terk edilmiş olan 1970’lerdeki bir sulama projesini agresif bir şekilde yeniden canlandırdı. Çok hızlı bir şekilde yiyecek kaynakları yok edildi, köyleri saldırıya uğradı ve yakıldı ve yemyeşil cennetleri sistematik olarak çöle çevrildi. Az miktarda kalan suyun zehirlendiği bildirildi.

Screenshot 3
Ne yazık ki bu geleneksel yapım yöntemi günümüzde unutulmak üzere.

Sonucunda 1950’lerde sayıları yaklaşık yarım milyon kadar olsa da 2000’li yılların başında Bataklık Arap’larından geriye sadece 1.600 kadar kişi kalmıştı. 2003’te Saddam rejiminin devrilmesinden sonra, bataklıklara akan suları engelleyen bentler kırıldı.

Ancak ekosistemin kendini toparlanması için çok daha fazla zamana ihtiyacı vardı. Ayrıca bölge halkı çoktan yüzen evlerinden ayrılmış ve şehirlere taşınmıştı. Ve benzer hikayelerde de olduğu gibi çocukları, halklarının eski adetleri hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Sonuç olarak daha sürdürülebilir bir gelecek hayal ederken Bataklık Arapları ve onlar gibi geleneksel yöntemlerle yüzyıllar boyunca hayatta kalmayı başarmış toplumların yaşam biçimlerine göz atmamız gerekiyor.

Belki yeniden yüzen evler inşa edemeyiz. Ama yine de bu kadim kültürlerden öğrenmemiz gereken çok şey var. Ayrıca göz atmak isterseniz: İndus Vadisi Uygarlığı: Bir Toplum Savaşmadan Nasıl Hayatta Kalır?


Kaynaklar ve ileri okumalar

The Mesopotamian Venice: The Lost Floating Homes of Iraq. Yayınlanma tarihi: 28 Ocak 2021; Bağlantı: https://www.zmescience.com

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu