Yaratıcılığınızı artırmak mı istiyorsunuz? O zaman sandalyenizden kalkın ve yürümeye başlayın. Araştırmalar, yürümenin yaratıcı düşünme üzerinde oturmaktan çok daha güçlü bir etkisi olduğunu gösteriyor. Üstelik bu artış çevre değişiminden değil, doğrudan yürüme eyleminin kendisinden kaynaklanıyor gibi görünüyor.

Gezgin Yunan filozofların döneminden bu yana, birçok yazar yürümek ve yaratıcılık arasında derin bir bağ olduğunu sezgisel olarak fark etti. Bu üçlü arasındaki ilişki, sadece fiziksel değil, zihinsel bir açıklığa da işaret eder.
Henry David Thoreau da bu bağı çok iyi kavramıştı. Yürümenin önemini şu sözlerle dile getirir: “Sağlığımı koruyabilmem için, her gün en az dört saat, çoğu zaman daha da uzun süre, koruluklarda, tepelerde ve ovalarda, tüm dünyevi düşüncelerden uzak bir şekilde yürümem gerektiğine inanırım.”
Nietzsche’nin yürüyüşe olan düşkünlüğü, onun düşünsel üretiminin ayrılmaz bir parçasıydı. Yorulmak bilmeden yürür, düşüncelerini dağ yollarında, orman patikalarında şekillendirirdi. Onun için yürümek, yalnızca bir fiziksel eylem değil, zihinsel bir açıklık ve özgürlük biçimiydi. Açık hava, Nietzsche’nin en saf ilham kaynağıydı.
Aydınlanma filozoflarından Jean-Jacques Rousseau da benzer bir bağı fark etmişti. İtiraflar adlı otobiyografik eserinde şöyle yazar: “Yalnızca yürürken derin düşüncelere dalabiliyorum. Durduğum zaman, düşüncelerimde duruyor; zihnim yalnızca bacaklarımla birlikte hareket ediyor.”
Steve Jobs’un yürüyüşü bir alışkanlıktan çok bir strateji olarak kullandığı bilinir. Özellikle önemli görüşmelerini yürüyerek yapmayı tercih ederdi. Bunun benzeri bir yaklaşımı, Mark Zuckerberg de uyguluyor; ayakta ya da yürürken yapılan toplantıların daha verimli ve odaklı geçtiğine inanıyor.
Yürümek Yaratıcılık İle Nasıl İlişkilidir?
Stanford Üniversitesi’nde yapılan bu araştırma, yürürken düşünmenin zihinsel süreçler üzerindeki etkisini bilimsel olarak ortaya koydu. Araştırma ekibi, yürümek yaratıcılık ilişkisini anlamak için dört deney gerçekleştirdi.
Araştırma sonucunda ulaştıkları değerlendirme oldukça netti: Yürümek yaratıcılık ile ilişkiliydi. Üç deneyde sonuçlar dikkat çekiciydi: Katılımcıların sırasıyla %81’i, %88’i ve %100’ü yürürken, hatta koşu bandında yürürken bile, oturdukları zamana kıyasla daha yaratıcıydı.
İster iç mekânda yürüme bandında olun, ister açık havada yürüyüş yapın; yürümek, oturmaya kıyasla yaratıcı fikir üretiminde ortalama %60 artış sağladı. Bu da bize, ilham almak için illa doğada olmanın gerekmediğini, yürümenin kendisinin başlı başına etkili olduğunu gösteriyor.

Peki, beyaz bir duvara bakarak, sabit hızda bir koşu bandında yürümek nasıl olur da yaratıcılığı artırabilir? Araştırmacılara göre bu durumun arkasında, yürüyüşün vücut üzerindeki fizyolojik etkileri ile zihinsel süreçler arasında karmaşık bir nedensel ilişki var.
Yürüyüşe çıktığımızda kalp daha fazla çalışarak beyne daha fazla oksijen gönderiyor. Bu artan oksijen, beynin daha etkin çalışmasını sağlıyor. Düzenli yürüyüşler ise sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kurarak zihinsel esnekliği artırıyor. Yürümek ayrıca stresi azaltıyor, bizi günlük kaygılardan uzaklaştırıyor ve zihnimizin içe yönelmesine olanak tanıyor. Bu da soyut düşünceleri birleştirme ve yaratıcı fikir üretme şansını yükseltiyor.
Tam tersine, bir soruna fazla odaklandığımızda dikkatimiz dışarıya yöneliyor, çözüm ararken analitik kalıplara sıkışabiliyoruz. Bu durum özgün fikirlerin ortaya çıkmasını engelliyor. Yürümek ise zihni serbest bırakıyor ve düşüncelerin daha akışkan, yaratıcı bir şekilde ilerlemesine izin veriyor. Başka bir deyişle, yürüyüş sadece bedeni değil, düşünceleri de hareketlendiriyor.
Sonuç Olarak;
Yürümek, zihinsel tazelik ve yaratıcı üretim için en basit ama etkili araçlardan biri. Sandalyeden kalkmak, sadece kaslarınıza değil fikirlerinize de iyi gelir. Yaratıcılığınız tıkandığında belki de yapmanız gereken tek şey dışarı çıkıp birkaç adım atmaktır.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Oppezzo M, Schwartz DL. Give your ideas some legs: the positive effect of walking on creative thinking. J Exp Psychol Learn Mem Cogn. 2014 Jul;40(4):1142-52. doi: 10.1037/a0036577. Epub 2014 Apr 21. PMID: 24749966.
- Sitting down inhibits creativity, Stanford study finds. Yayınlanma tarihi: 15 Mayıs 2017; Bağlantı: https://bigthink.com
- All it takes is a quick walk’: how a few minutes’ exercise can unleash creativity – even if you hate it. Kaynak site: The Guardian. Bağlantı: All it takes is a quick walk’: how a few minutes’ exercise can unleash creativity – even if you hate it
YolveMacera
rebecca solnit’in Yol Aşkı, Kaybolma Kılavuzu kitapları yürümeye bambaşka bakmamızı sağlayacak kitaplar. Tavsiye ederim.