ÖĞREN

Kintsugi Felsefesi Başarısızlıkla Başa Çıkmamıza Nasıl Yardımcı Olabilir? 

Hayat her zaman kusursuz ilerlemez. Bazen kırılırız, dağılırız, eksiliriz. Japonya’nın yüzyıllara dayanan kintsugi felsefesi, tam da bu anlara başka bir gözle bakmayı öneriyor.

20’li ve 30’lu yaşlarımızda, toplumun, ailemizin, arkadaşlarımızın ve hatta kendi beklentilerimizin baskısı oldukça yoğun olabilir. Pek çok kişi geriye dönüp baktığında, daha fazla seyahat etme fırsatını kaçırmış olmaktan dolayı pişmanlık hisseder. Kimileri ise kariyerinde ya da özel hayatında hayal ettiği noktada olamadığını fark eder.

Gerçekten de hayat zordur ve karşımıza çıkan büyük ya da küçük engeller hayallerimizi çoğu zaman alt üst eder. Yaşantımızdan geriye ise çoğu zaman bize değersiz görünen kırık parçalar kalır. Ortaya çıkan bu başarısızlık duygusu da zihinsel olarak uzun süreli bir yük yaratır.

Ancak bu duygu, sizi olduğunuz yerde durdurmak zorunda değil. Hayal kırıklığıyla başa çıkmanıza, kusurları kabullenmenize ve umutlu kalmanıza yardımcı olabilecek pek çok öğreti, uygulama ve felsefe var. Bu yaklaşımlardan biri, Japon kökenli kintsugi felsefesidir.

Kintsugi Felsefesi Nedir? 

Kintsugi Felsefesi son yıllarda hem bir sanat tekniği, hem bir yaşam felsefesi hem de bir metafor olarak büyük ilgi görmeye başladı. Pek çok Japon sanat formu gibi, kintsugi de Zen ve Mahayana felsefelerinden etkilenmiştir. Bu felsefeler; kusurları kabullenmeyi, geçiciliği anlamayı ve her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu kavramayı teşvik eder.

Kintsugi, kırılmış seramikleri onarma sanatı olarak bilinen bir Japon geleneğidir. Bir kâse kırıldığında, parçaları atmak yerine, ağaç reçinesine benzer bir yapıştırıcıyla yeniden birleştirilir ve çatlaklar altınla süslenir. Hasar gizlenmez, aksine görünür hâle getirilir.

Bu uygulama, kusurlarda da bir tür güzellik bulunabileceği fikrini simgeler. Kırılma bir kayıp değil, bir fırsat olarak görülür. Bu bakış açısını, hayatımızdaki başarısızlık anlarına uyarlamak da oldukça faydalı olabilir.

Kintsugi, Japonya’da özellikle 16. yüzyıl sonları ile 17. yüzyıl başlarında yaygın bir uygulamaydı. Ancak bu estetik anlayışın kökleri çok daha eskilere, Muromachi dönemine (yaklaşık 1336–1573) kadar uzanır. Rivayete göre, dönemin üçüncü Şogunu Ashikaga Yoshimitsu (1358–1408) bir gün en sevdiği çay kâsesini kırar. Bu kâse eşsizdir ve yerine yenisini koymak mümkün değildir.

Yoshimitsu, kâseyi onarılması ya da yenisi bulunması için Çin’e gönderir. Ancak geri döndüğünde kâse, parçaları metal zımbalarla tutturulmuş hâlde gelir. O dönemde hem Çin’de hem de Avrupa’nın bazı bölgelerinde bu tür değerli eşyaları zımbayla onarma yöntemi yaygındır. Fakat Şogun, bu çözümü ne işlevsel ne de estetik bulur.

Bunun üzerine, sarayındaki zanaatkârlara kırık bir nesneden, üstelik hasarını gizlemeden, nasıl güzel bir şey yaratabileceklerini sorar. Ve böylece, kintsugi sanatı doğar.

Kintsugi, kırılmış seramikleri onarma sanatı olarak bilinen bir Japon geleneğidir. Bir kâse kırıldığında, parçaları atmak yerine, ağaç reçinesine benzer bir yapıştırıcıyla yeniden birleştirilir ve çatlaklar altınla süslenir. Hasar gizlenmez, aksine görünür hâle getirilir.

Kintsugi Felsefesi İle Kusurda Güzelliği Bulmak

Bir kintsugi eseri yaratmak, hem dikkatli bir zanaatkârlık hem de kusurların içindeki güzelliği görebilme becerisi gerektirir. Süreç, kırılmış seramiğin parçalarını özenle toplamakla başlar. Ardından usta, bu parçaları altın, gümüş ya da platinle karıştırılmış özel bir reçineyle birleştirir. Oluşan çizgiler ışığı yansıtır, her çatlak bir kusur değil, göz alıcı bir detay hâline gelir.

Kintsugi, kırılmış bir seramiği onararak onu bambaşka bir şeye dönüştürür; nesne artık farklı bir güzellik taşır. Onu eşsiz kılan şey, altınla doldurulmuş çatlaklardır. Bu kusurlar her bakışta görünür hâlde kalır ve hem nesnenin geçmişini hem de yaşanan “kırılma” anını hatırlatır. Üstelik yalnızca objenin değil, sahibinin de bu kırılmayı atlattığını düşündürür. Bu yönüyle kintsugi, yalnızca bir onarım yöntemi değil, bir düşünme biçimidir.

Kintsugi felsefesi Japon felsefesi wabi-sabi ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Wabi-sabi, geçiciliği, kusurluluğu ve sadelikteki güzelliği kabullenen bir yaşam anlayışıdır. Aynı zamanda doğaya ve doğal süreçlere duyulan bir hayranlığı ifade eder; bize hiçbir şeyin sonsuza kadar aynı kalmayacağını hatırlatır.

“Wabi”, sade yaşamı, doğayla uyumu ve dışsal zenginlikten çok içsel huzuru temsil eder. Gösterişten uzak bir güzelliği ve sadeliğin değerini ifade eder. “Sabi” ise zamanın geçişini, yaşanmışlığın izlerini ve eskiyen şeylerin kazandığı karakteri anlatır. Eskimiş, yıpranmış ya da değişmiş nesnelerdeki sessiz güzelliğe vurgu yapar.

Wabi-sabi felsefesi, bir şeye bakarken zamanla daha da güzelleştiğini görebilme becerisini de içerir. Kintsugi ise bu felsefeyi hem bir zanaat hem de sanat biçimi olarak somutlaştırır. Çünkü bu teknik yalnızca bir nesneyi onarmakla kalmaz; onu kasıtlı olarak dönüştürür, hatta görünümünü bilinçli şekilde değiştirir.

Sonuç olarak

Seri üretimin ve tek tipleşmenin öne çıktığı bir çağda, kintsugi felsefesi kusurları kabullenmenin ve onları onurlandırmanın ne kadar güçlü bir eylem olduğunu hatırlatır. İster bir ayrılığın ardından toparlanmaya çalışıyor olun, ister bir hayal kırıklığıyla yüzleşiyor; yaşanan parçalanmışlık, yeni bir şeye dönüşebilir.

Ortaya çıkan şey, ilk bakışta mükemmel görünmeyebilir. Ancak kintsugi’nin ruhu, kusurları gizlemek yerine vurgular. Çünkü her çatlak, atlatılmış bir sınavın izidir. Bu yaklaşım, hayatta karşılaştığımız kırılma anlarında bize ilham verir.

Eğer parçaları toplayabilirsek, yeniden bir bütün oluşturabiliriz. Ve tıpkı wabi-sabi’nin öğrettiği gibi, zamanla o kusurların içinde gerçek bir güzellik görmeye başlayabiliriz. Kâse kırılmış olabilir, ama bu altınla yeniden bir araya gelme ve eşsiz bir form kazanma fırsatıdır. Ortaya çıkan şey, eskisinden daha sağlam, daha özel olabilir.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Rosi A, Cavallini E, Gamboz N, Vecchi T, Van Vugt FT, Russo R. The Impact of Failures and Successes on Affect and Self-Esteem in Young and Older Adults. Front Psychol. 2019 Aug 6;10:1795. doi: 10.3389/fpsyg.2019.01795. PMID: 31447736; PMCID: PMC6691139.
  • How the philosophy behind the Japanese art form of kintsugi can help us navigate failure. Yayınlanma tariğhi: 8 Kasım 2022. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: How the philosophy behind the Japanese art form of kintsugi can help us navigate failure

Size Bir Mesajımız Var

YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz topluluğumuza dahil olabilirsiniz.

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler