Çin Seddi, Önceden Düşünülenden Çok Daha Eski
Çin Seddi, binlerce yıl öncesine uzanan tarihiyle ve bir dönem 21.000 kilometreyi aşan uzunluğuyla, insanlık tarihindeki en büyük inşaat projelerinden biridir.

Genellikle tek bir yapı olarak düşünülse de, Çin Seddi farklı zamanlarda inşa edilen birçok duvar ve tahkimatın birleşiminden oluşur. Son kazılar, en eski bölümlerinin, daha önce sanılandan 300 yıl önce, Batı Zhou Hanedanı döneminde inşa edildiğini göstermiştir. Bu bulgu, Çin Seddi’nin inşa sürecinin ne kadar köklü ve uzun soluklu olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Çin Seddi’nin ilk bölümlerinin MÖ 7. yüzyılda inşa edildiği ve MÖ 3. yüzyılda Qin Hanedanı döneminde birleştirildiği uzun süre kabul edildi. Bu tarihten sonra gelen hanedanlar, Seddi genişletmeye devam etti. Bugün en çok bilinen bölümler, 1368 ile 1644 yılları arasında hüküm süren Ming Hanedanı tarafından inşa edildi.

Ancak Çin’in doğusundaki Shandong eyaletinde yapılan son kazılar, Seddin bazı bölümlerinin Batı Zhou Hanedanı dönemine, yani MÖ 1046 ile MÖ 771 yılları arasına uzandığını ortaya koydu. Ayrıca araştırmalar, Çin Seddi’nin yalnızca bir askeri savunma hattı olarak kullanılmadığını da ortaya koydu. En eski duvar bölümlerinin altında bulunan yarı yeraltı yerleşim yapıları, Seddin antik toplumların günlük yaşamında da önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Çin Seddi Neden Yapılmıştır?
Çin uygarlığı, Doğu Asya’nın verimli ovalarında gelişti. Ülke, çok sayıda nehir sistemiyle zenginleşmişti. Bu doğal avantaj sayesinde, Çinliler tarım teknolojisinde önemli ilerlemeler kaydetti. Tarımsal refah ve siyasi birlik, halkın büyük bölümünün sakin ve yerleşik bir yaşamı tercih etmesine olanak sağladı.

Buna karşın, Çin’in komşuları doğa karşısında aynı şansa sahip değildi. Orta ve Kuzey Asya büyük ölçüde kurak bozkırlardan oluşuyordu. Bu bölgelerde yaşayanlar, yerleşik hayata geçme imkânı bulamadı ve zorunlu olarak göçebe bir yaşam sürdürmek zorunda kaldı. Ancak pastoral yaşam bile temel ihtiyaçları karşılamaya yetmedi. Bu nedenle, bölgedeki göçebe toplulukların, Çin’in zengin topraklarına saldırmayı tercih etmesi şaşırtıcı değildir.
Batıda zorlu Tibet Platosu, güneyde Himalaya Dağları ve doğuda geniş Pasifik Okyanusu ile çevrili olan Çin, doğal engellerle büyük ölçüde korunuyordu. Ancak imparatorluğun kuzey ve kuzeybatı sınırları savunmasızdı. Bu açıklık, Moğol, Türk ve Xiongnu gibi göçebe kabilelerin Çin’e saldırı düzenlemesine zemin hazırladı.
Çin’in büyük bölümü düzlüklerden oluşur. Bu da ülkeyi yabancı istilalara ve yağmalamalara karşı savunmasız hale getirmiştir. Bu nedenle Çin, savunma amacıyla bir duvar inşa etme yolunu seçti. Ancak bu, tek bir duvardan ibaret değildi. Farklı dönemlerde yapılan birçok duvar zamanla bir bütün haline geldi.
Çin Seddi’nin önemi, her yeni dönemin ihtiyaçlarına göre sürekli değişim gösterdi. Kuzeyden gelen kabilelerin tehdidi altındayken, Sed, Çinliler ile “barbarlar” arasında bir etnik sınır işlevi gördü. Krallığın zayıfladığı dönemlerde ise, Çin’in kültürel ve coğrafi birliğini hatırlatan bir sembol haline geldi. İmparatorluk döneminde ülke sömürgeci güçlerin saldırılarıyla çöktüğünde, Sed bu kez imparatorluğun yetersizliğinin bir metaforuna dönüştü. Aynı zamanda, izolasyoncu ve tutucu politikalara bağlılığın Çin’i Batı etkisine karşı savunmasız bıraktığının simgesi olarak görüldü.
Yeni Çin Seddi: Çin Kapitalizminin Sembolü
Mao’nun 1977’deki ölümünün ardından, ülkenin başına geçen Deng Xiaoping, Çin’i Maoizm’den daha kapitalist bir modele geçirmek için bir dizi reform başlattı. Çin’in Batı’ya açılması, ülkenin uluslararası alanda anlaşılır ve cazip bir kimlik geliştirmesini gerektiriyordu.
Bu dönemde, Batı’da Çin Seddi’ne atfedilen “Büyük” sıfatı, Çinliler tarafından da benimsendi. Sed, Çin’in birliğini ve büyüklüğünü temsil eden güçlü bir simge haline geldi. 1984 yılında Deng, “ülkemizi sevelim ve Çin Seddi’ni yeniden inşa edelim” kampanyasını başlatarak, ülkenin Dünya Ticaret Örgütü’ne giriş sürecine giden yıllarda ulusal ihtişamı yeniden vurgulamak istedi.
O tarihten sonra, özellikle uluslararası pazarlara açılmayı hedefleyen birçok marka, Çin Seddi’nin sembolizmini kendi kimliklerine entegre etti. 1984’te kurulan Great Wall Motors, bugün Çin’in en büyük otomobil üreticisidir. 1983’te kurulan Great Wall Wine ise ülkenin en büyük yerli şarap üreticisi olmuştur. 1990’lara gelindiğinde, “Great Wall” markası, büyük ve başarılı Çin şirketleriyle özdeşleşmişti.
Çin Seddi, 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınarak ülkenin en bilinen turistik cazibe merkezi haline geldi ve hem yerli hem de uluslararası turizm sektörünün büyümesini hızlandırdı.
Sonuç olarak
Çin Seddi’nin uzaydan çıplak gözle görülebildiği iddiası bir kent efsanesidir; gerçekte böyle bir şey mümkün değildir. Ancak Seddi’nin kendisi tartışmasız bir efsanedir. Günümüzde, dünyada eşi benzeri olmayan küresel bir kültürel simge haline gelmiştir.
Yine de, zamanın ironisi dikkat çekicidir. Bir zamanlar istilacıları Çin topraklarından uzak tutan bu görkemli yapı, bugün her yıl milyonlarca yabancı turistin akınına uğramaktadır. Bu yazımıza da göz atmanızı öneririz. Aral Gölü Aralkum Çölüne Nasıl Dönüştü?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Who Built The Great Wall Of China And Why? Yayınlanma tarihi: 8 Temmuz 2022; Bağlantı: Who Built The Great Wall Of China And Why/
- Great Wall of China. Yayınlanma tarihi: 5 Kasım 2020; Bağlantı: Great Wall of China
- Snow, Emily. “Great Wall of China Is Centuries Older Than Previously Thought” TheCollector.com, February 26, 2025, https://www.thecollector.com/great-wall-china-older-than-thought/
YolveMacera