Avrupa’nın sessiz bir köşesinde, dünyanın en karmaşık sınır çizgilerinden biri uzanıyor. Burası öyle bir yer ki, sadece birkaç adım atarak bir ülkeden çıkıp diğerine girebilirsiniz. Bir kafede oturup içkinizi yudumlarken dökülen birkaç damla, siz fark etmeden başka bir ülkenin toprağına düşebilir. Bazı evlerde mutfak Hollanda’da, banyo ise Belçika’da yer alır. Bu tuhaf ama büyüleyici coğrafi yapıya sahip yerleşimin adı: Baarle.

Hollanda’nın güneyinde, Belçika sınırına oldukça yakın bir konumda bulunan Baarle, yalnızca bir coğrafi ilginçlik değil; aynı zamanda günlük yaşamı etkileyen olağanüstü bir sınır düzenine sahip. Buradaki karmaşa, sadece harita üzerinde görülen bir detay değil—sokaklara, evlere ve insanların rutinlerine kadar sirayet eden somut bir gerçeklik.
Kasaba iki ayrı belediyeye ayrılmış durumda: Hollanda’ya bağlı Baarle-Nassau ve Belçika’ya bağlı Baarle-Hertog. Belçika’ya ait bu bölgeler, Hollanda toprakları içinde dağılmış 20’den fazla küçük yerleşim alanından oluşuyor. Dahası, bu Belçika enklavlarının bazılarının içinde de Hollanda’ya ait daha küçük alanlar yer alıyor.
Sonuç olarak, Baarle’de bazı sokaklar birden fazla kez ulusal sınırla kesiliyor. Bazı evlerde ise giriş kapısı bir ülkede, yatak odası başka bir ülkede bulunabiliyor.

Bu olağandışı durum, yüzyıllar öncesine uzanan toprak anlaşmaları, feodal beylerin sadakat ilişkileri ve ulus-devlet inşasının tarihsel süreçleriyle şekillenmiş bir miras.
Baarle’nin Sıradışı Sınırları Nasıl Oluştu?
12. ve 13. yüzyıllarda Baarle, iç içe geçmiş feodal topraklardan oluşan karmaşık bir coğrafyaydı. Bu toprakların bir bölümü, günümüz Belçika’sıyla ilişkilendirilen Brabant Dükü’nün, diğer bölümü ise ileride Hollanda’ya dönüşecek olan topraklarla bağlantılı Breda Lordu’nun denetimindeydi. İki feodal yönetici, koruma ve bağlılık karşılığında yaptıkları toprak takaslarıyla, bugünkü sınır karmaşasının temelini attılar.
1830’larda Belçika, Hollanda Krallığı’ndan ayrılarak bağımsızlığını ilan ettiğinde, bölgede yeni bir sınır çizilmesi zorunlu hâle geldi. Ancak yasa koyucular, Baarle’deki toprak yapısının sınır belirlemeyi neredeyse imkânsız kıldığını fark etti. Araya serpiştirilmiş mülkler, kesintisiz bir çizgi çekilmesine olanak tanımıyordu.
Bu nedenle Baarle için özel bir çözüm geliştirildi. 1842’de imzalanan bir antlaşmada, “Baarle-Nassau (Hollanda) ve Baerle-Duc günümüzde Baarle-Hertog köyleri ile bu köylerden geçen yolların mevcut durumu aynen korunacaktır,” ifadesi yer aldı. Böylece karmaşık yapı, resmiyet kazandı.
Zamanla bu sistem oturdu. 1990’lardan itibaren her iki ülkenin Schengen Anlaşması’na dahil olmasıyla birlikte, fiziksel sınırlar büyük ölçüde anlamını yitirdi. Pasaport kontrolü ortadan kalktı; serbest dolaşım başladı. Ayrıca her iki tarafta da Hollandaca konuşulması ve benzer kültürel alışkanlıkların paylaşılması, sınırları görünmez hâle getirdi.
Yine de Baarle’ye gelen bir ziyaretçi için işler kafa karıştırıcı olabilir. Çünkü burada, bir adımda ülke değiştirmek mümkün.
Baarle’de Gündelik Yaşam Nasıl Sürüyor?

Yerel yönetim, sınır karmaşasını daha anlaşılır kılmak için sokaklara somut çözümler getirmiş durumda. Kasabada yürürken kaldırım taşlarının üzerinde ülke sınırını gösteren beyaz çizgiler göze çarpıyor. Bu çizgiler, hangi adımda hangi ülkede olduğunuzu açıkça gösteriyor.
Evlerin numaralandırması da ülkelere göre farklılık gösteriyor. Bu nedenle her evin yanında, bağlı olduğu ülkenin bayrağı yer alıyor. Bir ev iki ülke arasında kalmışsa, hangi ülkeye ait olduğu genellikle giriş kapısının yönüne göre belirleniyor. Öyle ki geçmişte bazı ev sahipleri, vergi avantajı sağlamak amacıyla sadece kapılarının yönünü değiştirerek mülklerini başka bir ülkeye “taşımış.”
Belçika’ya ait enklavların büyüklüğü 0,2 ile 153 hektar arasında değişiyor. Hollanda’ya ait karşı enklavlar ise 0,28 ila 5 hektar büyüklüğünde. Ayrıca kasabanın dışında, Belçika’ya ait birkaç küçük yerleşim daha bulunuyor. Bu da Baarle’nin sadece merkezinde değil, çevresinde de sınır karmaşasının sürdüğünü gösteriyor.
Her ne kadar Baarle’de fiziksel sınırlar belirgin olmasa da, hukuki sınırlar hâlâ günlük yaşamı etkiliyor. İki ülkenin farklı yasaları, kasabada kimi zaman ilginç pratik sonuçlar doğuruyor. Örneğin, Hollanda’da havai fişek satışı kısıtlıyken, Belçika tarafında tamamen serbest. Bu nedenle yılbaşı ya da özel günler öncesinde birçok Hollandalı, yalnızca birkaç adım atarak Belçika tarafına geçiyor ve alışverişini oradan yapıyor.
Benzer durumlar geçmişte restoranlar için de geçerliydi. Hollanda kısmındaki işletmeler yasal olarak kapanmak zorunda kaldığında, aynı yapının Belçika tarafı açık kalmaya devam edebiliyordu. Böylece müşteriler, birkaç metre ilerleyerek yemeklerine ya da sohbetlerine kaldıkları yerden devam edebiliyordu.
Hollanda’da yasal içki tüketim yaşı 18. Ancak yalnızca birkaç adım ötedeki Belçika tarafında, 16 yaşındaki gençler bira ve şarap satın alabiliyor. Bu nedenle, bir grup genç Hollandalı bar görevlisi tarafından geri çevrildiğinde, sınırın karşı tarafına geçerek Belçika birasıyla kadeh kaldırabiliyor.
Baarle’nin tarihi önemi de dikkat çekici. I. Dünya Savaşı sırasında Belçika, Almanya tarafından işgal edildiğinde, Hollanda tarafsız kalmıştı. Baarle-Hertog’un bazı bölümleri, tamamen Hollanda topraklarının ortasında yer aldığı için Alman işgalinden etkilenmeyen tek Belçika toprağı olarak tarihe geçti.
Sonuç Olarak
Baarle, yalnızca coğrafi olarak değil; kültürel, sosyal ve tarihi olarak da sınırların nasıl iç içe geçebileceğini gösteren eşsiz bir örnek. Bu kasaba, sınırların çizgi olmadığını, bazen evin kapısından bile geçebileceğini ispatlıyor.
Kaynaklar ve İleri okumalar
This Is The Most Bizarre International Border In The World. kaynak site: IFF Science. Yayınlanma tarihi: 25 Temmuz 2025. Bağlantı: This Is The Most Bizarre International Border In The World
YolveMacera