Dans Eden Ev ( Çekçe’de tančící dům olarak bilinir ), Çek Cumhuriyeti’nin Prag kentindeki Rašín Rıhtımı üzerinde bulunan ünlü bir mimari yapıdır. Binanın yapımına 1992 yılında başlanmış ve dört yıl sonra 1996 yılında tamamlanmıştır. Bina, Kanadalı-Amerikalı mimar Frank Gehry ve Hırvat-Çek mimar Vlado Milunić tarafından tasarlandı.
Bu eve Dans Eden Ev denmesinin nedeni de elbette uzaktan bakıldığında evin dans eden bir çifti andırmasıdır. Kullanılan form sebebiyle binanın cam ağırlıklı gövdesi kadını, silindirik olarak tasarlanmış gövdesi ise erkeği sembolize etmektedir. Bu da, yapıya dışardan bakan birinin çok rahatlıkla cinsiyet metaforik tasarım yaklaşımını anlayabilmesini sağlamaktadır.
Hollywood’un 1930’lu yıllardaki ünlü dans eden çifti Fred Astaire ve Ginger Rogers’ı andırdığı için Dans Eden Ev ismi verilen yapı, postmodern mimarinin önemli örneklerindendir. Dans Eden Ev, iki gövdeden oluşmaktadır. Birinci gövde, eğimli sütunlar ile desteklenmiş cam bir kuledir.
İkinci gövde ise dalgalı bir yapıya sahiptir. Kalıplar ile oluşturulmuş bu dalgalı şekil ve pencerelerin çizgisel olarak hizalanmaması, binaya hareket ediyormuş etkisi vermektedir. Binanın dokuz yer üstü ve iki yer altı katı vardır. Günümüzde bu bina ofis alanlarına, lüks bir otele ve bir restorana (Ginger & Fred denir) ev sahipliği yapmaktadır.
Dans Eden Ev Neden Yapılmıştı?
Dans Eden Ev’in üzerinde bulunduğu alanda, Rönesans akımı etkileri gösteren 19. yüzyıldan kalma bir bina duruyordu. Bu tarihi binanın II. Dünya Savaşı sırasında yıkılması sonucu, yerine yeni ve modern bir bina yapılması kararı alındı.
Mevcut binanın yıkımının ardından ünlü bir banka teklifini ilk olarak Jean Nouvel’e teklif sunacaktı. Ancak Nouvel alanı küçük bularak teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine aynı teklif Frank O. Gehry’e sunulacaktı.
Sonucunda Gehry bu teklifi kabul edince Dans Eden Ev hayata geçirilmiş oldu. Ayrıca yapım esnasında bütçeye yönelik her hangi bir sınırlamanın getirilmemiş olması da daha özgün bir tasarımın ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Böylece yapımına başlanan Dans Eden Ev projesi, 1992-1996 yılları arasında tamamlandı.
Çek-Hırvat mimarı Vlado Milunic’in de görevlendirildiği bu projede Gehry ve Milunic, tasarım fikri için konsept düşünürlerken, dramatik bir tasarım yapılması ve içinde zıt iki elementin soyutlanması kararını almışlardı.
Evde karşımıza çıkan dans eden çiftin seçilmesinin sebebi, 1945 yılında Amerika’nın bombaladığı alanda komünizmden demokrasiye geçişi dans ederek kutlamalarıdır. Uygulaması tamamlanan yapının, çevre yapılarla kurduğu ilişki, dönem sanatçıları tarafından eleştirilse de 21. yüzyıl başlarında dekonstrüktivist tarzıyla önemli bir etki bırakacaktı.
Dekonstrüktivizm ya da yapısal analiz, 1980’lerin sonlarında ortaya çıkan postmodern bir mimari akımdır. Yapıyı oluşturan mimari unsurların bütünlüğünün parçalanması, yüzeylerle yapılan oyunlar, dış cephe gibi mimari unsurların dik açılı olmayan köşelerle yamultulması ve kaydırılması gibi yöntemlere dayanır. Dans eden Ev’de sonucunda buna iyi bir örnektir.
Evin cephesinde kullanılan dalgalı ve kıvrımlı formlar iç mekanda da kendisini hissettirmektedir. Binanın içinde bulunan bir kişi, dalgalanan duvarlar, eğimli sütunlar ve metal destekler ile sıra dışı tasarıma sahip bir bina içinde bulunduğunu hatırlamaktadır. Böyle bir binada yaşamanın tek olumsuz tarafı muhtemelen bir şeyleri içine yerleştirmede yaşanacak olan sorunlardır.
Bu yazılarımıza da göz atmanızı öneririz
- Roma Yolları Neden Düzdür? Antik Romalılar Bunu Nasıl Başardılar?
- Çin Seddi’ni Kim Ve Neden İnşa Etti?
- Houtouwan: Doğa Tarafından Yutulmuş Terk Edilmiş Bir Köy
- Roseto Etkisi: Bir İtalyan Kasabasının Bize Öğretisi
- İsveç’te Tamamen Kar ve Buzdan Yapılmış Büyülü Buz Otel
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- A Guide to Prague’s Dancing House: Architecture and History. Yayınlanma tarihi: 29 Eylül 2021; Bağlantı: https://www.masterclass.com
- İç Mekan, Çevre ve Bitkisel Tasarımda Güncel Araştırmalar; ISBN 978-605-74067-7-4; Artikel Akademi
YolveMacera