
Bitkilerden on kat daha fazla mantar türü olduğunu, ağaçlık bir alanda attığınız her adımda kilometrelerce yayılmış ipliksi yapıdaki mantarları ezdiğinizi veya aldınız her nefeste yaklaşık on mantar sporunu soluduğunuzu biliyor muydunuz? Cevabınız hayır ise yalnız değilsiniz.
Mantarlar, tüm canlı varlıkların mikrobiyomlarında ve hatta atmosferde dahi mevcuttur. Bununla birlikte esasen; orman ve çayır ekosisteminin sürdürülmesinin, besinlerin geri dönüşümünün ve karbon tutulumunun ayrılmaz bir parçası oldukları toprakta ve bitkilerde bulunurlar.
Doğada bir şeyler öldüğünde parçalanmaya ve ayrışmaya başlarlar ki burada mantarlar devreye girer. Mantarlar organik atıkları, odunları, yaprakları ayrıştırarak geri dönüştürürler. Bu süreç doğal yaşam için çok önemlidir. Bu geri dönüşüm süreci temelinde sağlıklı toprak oluşmasının anahtarıdır.

Mantarlar Aslında Nedir?
Bir mantarı gören çoğu insan, onu hemen bitkilerle yakından ilişkili bitkisel bir organizma olarak görür. Bununla birlikte, son araştırmaların gösterdiği gibi, mantarlar aslında bitkilerden çok insanlarla akrabadır!
Mantarlar, tıpkı hayvanlar, bitkiler, bakteriler ve protistalar ( algler ) gibi kendilerine ait bir krallığa sahiptir. Diğer organik maddelerden besinleri emen ökaryotik organizmalardır. Bir ağaç düştüğünde veya bir hayvan öldüğünde, mantarlar tipik olarak olay yerinde doğal ayrışma sürecini başlatan ilk canlılardır.
Binlerce yıl önce, dünyadaki yaşamı sadece bitkiler ve hayvanlar biçiminde iki kategoriye ayırdık. Aslında bu ilkel sistem 1600’lere kadar varlığını sürdürdü. Neyse ki 19. yüzyılın ortalarında tek hücreli organizmalara ayrı bir yaşam krallığı (Protista) verildi. Böylece bakteriler yaşamın dördüncü krallığı oldu.
Aslına bakarsanız mantarlar 1969 yılına kadar hayvanlar aleminin eşsiz bir parçası olarak kabul edildi. Ancak sonrasında da beşinci canlılar krallığı olarak sınıflandırıldı. Aslında aşağıdaki görseli dikkatle incelerseniz yaşamın nasıl sınıflandırıldığını daha net anlayacaksınız.

Mantarlar Neden İnsanlara Daha Yakındır?
Yaşamın sınıflandırılması yakın zamana kadar bir canlının görünümüne bakılarak yapılıyordu. Bununla birlikte modern teknoloji sayesinde türler ve organizmalar arasındaki genetik ilişkilerin analizi artık mümkün.
Görünüşe göre, hayvanlar ve mantarlar ortak bir ataya sahipler ve bitkilerden yaklaşık 1,1 milyar yıl önce ayrıldılar. Hayvanların ve mantarların soy ağacından ayrılmaları, mantarları insanlara bitkilerden daha yakın kıldı.

Mantarlar Sebze midir?
Basitçe cevaplarsak hayır, mantarlar sebze değiller. Bu canlılar, makroskopik (gözle görülen) filamentli mantarların meyve veren organlarıdır.
Mantarlar, makroskopik ipliksi mantarların meyve veren gövdeleridir. Mikoloji (mantar bilimi) ilk ortaya çıktığında botaniğin bir parçasıydı çünkü mantarlar ilkel bitkiler olarak görülüyordu.
Bir bitki (sebze) ile mantar arasındaki temel fark, besinlerini nasıl elde ettikleridir. Bitkiler klorofil içerir ve besinlerini fotosentez yoluyla üretirler. Mantarlar doğada çürüyen maddeler üzerinde bulunur. Ayrıca yaprak, kök ve tohumların olmaması gibi bariz yapısal farklılıklar vardır. Zaten bu nedenle mantarlar kendi krallıklarına sahiptir.
1993 yılında araştırmacılar Baldouf ve Palmer konu ile ilgili bir makale yayınladılar. Çalışmalarında bakteriler, bitkiler, hayvanlar ve mantarlar arasındaki 25 proteini ve DNA dizilerini karşılaştırdılar. Sonucunda hayvanların ve mantarların, bitkilerde ve bakterilerde olmayan bazı proteinlerde benzerlikler sergilediğini buldular.
Mantarların Gizemi Sporlarında Saklıdır

.Mantarların gizemi aslında onların sporlarında yatmakta. Bir mantarın tek amacı soyunu devam ettirmek ve bunun için sürekli olarak spor üretmek yani bir nevi hayatta kalmaktır. Bundan sonra bir mantara yaklaştığınızda üzerinize binlerce sporun püskürtüldüğünü ve sizin de bir taşıyıcı görevi üstlenerek bu sporları başka yerlere götürdüğünüzü unutmayın…
Mantarın İnsana Benzerliği Nedeniyle Mantar Enfeksiyonları İle Mücadele Etmek Zordur

Mantarlar ve hayvanların her ikisi de ökaryottur, çekirdekleri ve hücre zarlarının içinde karmaşık yapılar barındırırlar. Oysa bakteri çok daha basittir, sadece genetik materyalden ve hücre duvarından oluşur. Bu nedenle bakteriyel bir enfeksiyonla savaşmaya çalıştığımızda vücudumuz tehdidi kolayca ayırt edebilir ve etkisiz hale getirebilir.
Ne yazık ki mantar enfeksiyonlarında vücut bazen enfeksiyonun… “kendimiz” olduğumuzu düşünür. Mantar enfeksiyonuna yol açan hücrelere karşı savaşması için geliştirilen ilaçlar, arada çok az yapısal farklılık bulunduğundan sağlıklı insan hücrelerine de saldırır.
Bu ilginç durum mantar enfeksiyonunun tıbbi tedavisinde ciddi sorun oluşturuyor. Aynı zamanda ortak atalarımız hakkında büyüleyici bir gerçeği de ortaya çıkarır. Bir daha yolunuz ormanlara düştüğünde, toprağa daha dikkatli bakın. Atalarınızdan birisi ile karşılaşma şansınız olacaktır. Ayrıca göz atmak isterseniz: Daisugi Tekniği Sayesinde Ağaç Kesmeden Odun Elde Etmek Mümkün
Kaynaklar ve ileri okumalar
- How Are Mushrooms More Similar To Humans Than Plants? Yayınlanma tarihi: 10 Ocak 2022; Bağlantı: https://www.scienceabc.com/
- Steenkamp, E. T., Wright, J., & Baldauf, S. L. (2005, September 8). The Protistan Origins of Animals and Fungi. Molecular Biology and Evolution. Oxford University Press (OUP).
- Baldauf, S. L., & Palmer, J. D. (1993, December 15). Animals and fungi are each other’s closest relatives: congruent evidence from multiple proteins. Proceedings of the National Academy of Sciences. Proceedings of the National Academy of Sciences.
YolveMacera