Diriliş Filminde Adını Duyduğumuz Hugh Glass’ın Gerçek Hikayesi

2016 yılı Oscar Ödüllü The Revenant, Türkçe adıyla da Diriliş filmini büyük bir çoğunluğumuz izlemiştir. Pek olası görünmese de, bu sürükleyici film, gerçekten de konusunu gerçek bir hikayeden almıştır. Filmin uyarlamasında daha geniş bir kitleye hitap etmek için bazı eklemeler yer alsa da The Revenant, Amerikan tarihinde oldukça tanınan bir şahsiyet olan Hugh Glass’ın hikayesini anlatmaktadır.

Diriliş Filminde Adını Duyduğumuz Hugh Glass'ın Gerçek Hikayesi

Hugh Glass Kimdir?

1783 doğumlu Hugh Glass Scranton, Pennsylvania’da İrlandalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Sıradan yaşamı 1822 yılında bir gazetede, General William Henry Ashley tarafından verilmiş bir ilana rastlamasıyla değişecekti. General Ashley, Missouri Nehri boyunca yapılacak ve amacı kürk avcılığı/ticareti olan bir ekspedisyon için 100 adam aramaktaydı. Bu macera Hugh için bulunmaz bir fırsattı.

1823 yılı haziran ayı başında ekspedisyon, Arikara yerlilerinin saldırısına uğradı. Ekipten 15 kişi öldü ve Hugh Glass da bacağından yaralandı. Yeni saldırılara açık olmaları nedeniyle ekip Missouri Nehri’nde yola devam etmeye korkunca, içlerinde Hugh Glass‘ın da olduğu bir grup, karadan Yellowstone Nehrine doğru gitmeye karar verecekti.

Hugh Glass, Grand River yakınlarında avlanırken, yanında 2 yavrusu olan bir boz ayıyı rastlayınca da kaderi tamamen değişti. Ayı yavrularını korumak amacıyla Hugh‘a saldırdı. Hugh ayıyı öldürdü ancak kendisi de ağır bir şekilde yaralandı.

Hugh Glass

Ekip lideri onun bu yaralar ile hayatta kalma ihtimalinin olmadığına inanınca, mezarı hazırlandı, yanında ölene kadar beklemesi için iki kişi bırakıldı ve ekip yoluna devam etti. Bu iki adam John Fitzgerald ve bazı tarihçilerin aslında ünlü dağ adamı Jim Bridger olduğuna inandığı “Bridges” adında bir gençti. Ancak beş gün sonra Glass hâlâ hayata tutunmaya çalışırken onu terk etmeye karar verdiler. Silahlarını ve aletlerini aldılar ve onu vahşi doğada çaresiz bıraktılar.

Hugh Glass Hayatta Kalmayı Nasıl Başardı?

En yakın yerleşim yerinden 320 km. uzaktaydı. Bir ayağı ve pek çok kaburgası kırık ve hatta iltihaplanmış bir biçimde Hugh Glass’ın hayatta kalmanın bir yolunu bulması gerekiyordu. Öldü kabul edildiği için kimse onun yanına silah ya da yiyecek de bırakmamıştı.

Hugh önce kırık bacağını yerine oturttu ve ayı postu ile sardı. Daha sonrada, Missouri nehri üzerinde bir kürk ticaret merkezi olan Fort Kiowa‘ya gitmek için Cheyenne Nehri’ne doğru sürünmeye başladı. Neyse ki bu süreç de şans ona yardım etti. Onu gören olan bir grup Kızılderili, ona silah ve gıda yardımı yaptı.

Hugh Glass
Bugün, Grand River’ın güney kıyısında, Glass’ın ünlü saldırısının bulunduğu yerin yakınında bir anıt yer almaktadır.

Hugh 3 ay sonra yarı emekleyerek yarı yürüyerek, yolda ne olursa olsun bulduğu her şeyi yiyerek, nehir kenarına ulaşmayı başaracaktı. Burada kürk tüccarlarına karşı dostça davranan bir Lakota kabilesine rastladı. Sonuçta bir pazarlık yaparak onlardan bir bot edindi ve Fort Kiowa’ya doğru yola çıktı. Yolculuğu altı hafta kadar sürdü. Sonunda nihayet Fort Kiowa’ya ulaştı.

Hugh yaraları iyileştikten sonra, intikam almak amacıyla John S. Fitzgerald ve Jim Bridger’in peşine düşecekti. Kısa bir süre sonra Jim Bridger’i bulsa da çok genç olması sebebiyle ona acıdı ve ardından Fitzgerald’i aramaya başladı. Orduya girdiğini öğrenince onu bulmak için Nebraska’ya gitti. Ancak bir ordu mensubunu öldürmenin cezasının çok ağırdı. Bu nedenle onun da hayatını sonrasında bağışladı.

Hugh Glass
Bugün, Grand Nehri’nin güney kıyısında, Glass’ın ünlü saldırısının yapıldığı yerin yakınında, yoldan geçen herkese bir boz ayıyı ele geçiren ve bu hikayeyi anlatmak için hayatta kalan adamı hatırlatan bir anıt duruyor.

İlerleyen yıllarda Hugh Glass kürk ticaretine geri döndü. Bu esnada vahşi doğada yeniden pek çok tehlike ile yüzleşmek zorunda kalacaktı. Ancak 1833’te Glass, uzun süredir kaçındığı sonla karşılaştı. Hugh Glass, iki arkadaşıyla Yellowstone Nehri boyunca bir yolculuk yaparken, bir kez daha Arikara’nın saldırısına uğradı. Bu sefer kurtulamadı. Glass’ın destansı hikayesi o kadar inanılmazdı ki sonunda Hollywood’un dikkatini çekti. Sonrasında da Leonardo Dicaprio’nun oynadığı Oscar ödüllü The Revenant filmi ile bizlere ulaştı.

Hugh Glass’ı ve The Revenant’ın arkasındaki gerçek hikayeyi okuduktan sonra Denizde En Uzun Süre Kalma Rekoru Sahibi Poon Lim’in İlginç Öyküsü ile devam edin.


Kaynak ve ileri okumalar için: The Incredible True Story Of The Revenant’s Hugh Glass; yayınlanma tarihi: 25 Ocak 2018; Bağlantı: https://allthatsinteresting.com/hugh-glass

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu