Hint Okyanusu’nda dört tane adadan oluşan Socotra takımadaları, sıcak, zorlu ve rüzgârlı dünyasına benzersiz bir biçimde uyum sağlamış bir çok garip bitki ve hayvana ev sahipliği yapıyor. Bu tuhaflıklarla dolu adaya gelenler kendilerini sanki başka bir gezegene veya dünya tarihinin başka bir çağına gitmiş gibi hissedebilirler.
Günümüzde Yemen’in bir parçası olan Socotra takımadaları, coğrafî olarak son 6 veya 7 milyon yıldır Afrika anakarasından yalıtılmış durumda. Tıpkı Galapagos Adaları gibi bu ada 700 kadar son derece ender hayvan ve bitki türüyle dolu. Doğal güzellikleri nedeniyle ada bazen “Aden Körfezi’nin Mücevheri” veya “Hint Okyanusu’nun Galapagos’u” olarak da anılır.
Hint Okyanusu üzerinde, Somali’den 250 ve Yemen’den 340 kilometre uzaklıkta bulunan ve dünyanın en fazla biyolojik çeşitliliğe sahip adalarından biri olarak kabul edilen Socotra adaları, sahip olduğu olağanüstü niteliklerin uluslararası olarak tanınması sonucu 2003 yılında UNESCO tarafından korunmaya alınmıştır.
Doğa bilimciler ve çevreciler, bu adada yer alan 825 bitki türünün %37’sinin, sürüngenlerinin %90’ının ve kara salyangozlarının %95’inin dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmadığını tahmin ediyor. Bu adadaki ağaçlar ve bitkiler uzun bir jeolojik yalıtılmışlık sayesinde korundular. Buradaki bazı çeşitlerin 20 milyon yıl öncesinden kalma olduğu düşünülüyor.
Yukarıda, adada yetişen bir çöl gülünü görüyorsunuz. Aşağıda ise Ejderha Kanı ağaçları (Dragon’s Blood Tree) görülüyor. Bilimsel adı Dracaena cinnabari olan ağaç, Socotra’nın botanik simgesidir. Bu sembolik ağaçların oluşturduğu ormanlık alan adanın %1.1’ini kaplar.
Ağaç, adını kesildiğinde veya zarar gördüğünde kabuğundan sızan kan kırmızısı reçineden alır. Bu reçinenin kendine has, çok keskin ve ekşimtırak bir kokusu vardır. Bu çok yüksek antioksidan içermesinden kaynaklanır. Bu nedenle bu reçine erken Yunanlılar, Romalılar ve Araplar tarafından tıbbi amaçlar için kullanılmaktadır.
Ne yazık ki, buradaki bitki ve hayvan yaşamı dünyanın geri kalanındakilere benzer tehditlerle karşı karşıya. Bu tehditlerden biri de aşırı otlatılan keçilerdir. Ejderha kanı ağaçları yavaş büyüdüğü için, keçiler büyüme şansı bulamadan genç ağaçları yerler.
Bu nedenle bu ağaçlara daha çok kaya çıkıntılarında ve keçilerin erişemediği alanlarda rastlanacaktır. Erişilebilir arazide ise sadece olgun olgun ağaçlar vardır. Ayrıca bu uzak ada iklim değişikliğinin küresel baskılarından da muaf değildir. 2007’de yapılan bir çalışma, adanın kuraklaşması sonucunda Ejderha Kanı Ağaçları sayısının bu yüzyıl içinde neredeyse yarı yarıya azalabileceğini öngörmüştü.
Günümüzde Socotra Takımadaları Ne Durumda?
Socotra, tartışmasız gezegendeki en eşsiz yerlerden biridir. Ne yazık ki, bu güzel doğal manzaralara sahip ada, dünyanın en kötü insani krizlerinden biri olan Yemen’deki karmaşık iç savaşa karıştıktan sonra zor zamanlar geçirdi. Socotra tarihsel olarak Yemen’in bir parçasıydı, ancak son yıllarda Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) etkisi altına girdi.
Anakaradan uzaklığı sayesinde Socotra halkı yıllarca çatışmadan uzak kalmayı başardı. Ancak 2018’de BAE, Yemen İç Savaşı’nda Suudi Arabistan liderliğindeki devam eden müdahalenin bir parçası olarak adaya askeri güçler konuşlandırdı. Uzun bir mücadelenin ardından Yemenli ayrılıkçılar, adanın kontrolünü ele geçirdi ve Suudi destekli hükümet güçlerini ülkeden kovdu.
Yemen Krizi’nin ne zaman sona ereceği henüz belli olmazken, Socotra bu arada çatışmanın ortasında sıkışıp kalmış durumda. Aslında Socotra adasının geleceğine yönelik en büyük tehditlerden ikisini aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Keçiler ve iç savaş.
Yine de hala umut var. Socotra ve ikonik Ejderha Kanı Ağacı’nın karşılaştığı sıkıntılara rağmen, adanın zenginliğini gelecek nesiller için korumayı hedefleyen çalışmalar devam ediyor.
Kaynaklar ve ileri okumalar için:
- Can Socotra, Yemen’s ‘Dragon’s Blood Island,’ be saved?; yayınlanma tarihi: 13 Kasım 2018; Kaynak site: National Geographic. Bağlantı: Can Socotra, Yemen’s ‘Dragon’s Blood Island,’ be saved?
- Socotra archipelago: why the Emiratis have set their sights on the Arab world’s Garden of Eden. Yayınlanma tarihi: Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Socotra archipelago: why the Emiratis have set their sights on the Arab world’s Garden of Eden
- Claudino-Sales, Vanda. (2019). Socotra Archipelago, Yemen. 10.1007/978-94-024-1528-5_40.
Size Bir Mesajımız Var
YolveMacera ekibi olarak yaklaşık 25 yıldır yollardayız. Gezmenin, kişinin hoşgörüsünü, yaratıcı yanını ve duyarlılığını artıran bir okul olduğunu ve bu okulun yaşı olmadığını; paylaşmanın da gezmek gibi bir tutku olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hem etkinlikler düzenliyor, tutkumuzu paylaşmayı amaçlıyor hem de sizlere kaliteli içerikler üretmeye çalışıyoruz. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca siz de bizimle yeni maceralara, mecralara, dostluklara ve paylaşımlara merhaba demek isterseniz bu bağlantıdan topluluğumuza dahil olabilirsiniz.
YolveMacera