Fotoğraf Çekmek Yerine Anları Biriktirmeyi Deneyin

Cep telefonları yaşamımıza gireli uzun zaman oldu. Girdiğinden beri de oldukça evrimleşti. Akıllı telefon satışları her geçen gün daha çok artıyor ve akıllı telefon sahiplerinin telefonu kullanım amaçları da değişiyor.

Akıllı telefonlar yaşama biçimimizi, çalışma, iletişime geçme, eğlenme, paylaşma biçimlerimizi baştan şekillendiriyor. Bugün pek çok kullanıcı telefonu amacı dışında –telefon görüşmesi yerine- farklı özellikleriyle kullanıyor. Örneğin fotoğraf çekmek, o fotoğrafı o anda paylaşmak, paylaşılanlar üzerinden yorum yapmak, beğenmek hepimiz için vazgeçilmez bir dürtü haline geldi.

fotograf
Yaşadığımız her anı belgeleme ihtiyacımız, aslında içinde bulunduğumuz o anı hatırlamamıza engel oluyor. Tatildeyken çekilen pek çok fotoğrafla ilgili hatırlanması gereken, sizden önce bir başkasının, muhtemelen daha iyi şekilde aynı fotoğrafı çekmiş olduğu. Basit bir arama ile zaten bu fotoğraflara da erişmek günümüzde çok kolay.

Dünyanın neresinde olursanız olun, doğal güzelliklerin, tarihî kalıntıların, sanat eserlerinin çevresinde fotoğraf çekenler günümüzde hiç olmadığı kadar fazla. Bir arkeoloji müzesini gezerken dikkat edin. Her camın gerisinde tek tek tüm sergilenen buluntuları fotoğraflayan insanlar görebilirsiniz.

fotograf cekmek
Eğer bu önemli arkeolojik hazinenin tamamını gösteren bir kaynak peşindeyse, Müze’nin profesyonel fotoğrafçıların çektiği fotoğraflardan derlediği bir kataloğu satın alabilirsiniz. Sizin fotoğraf çekmenize aslında gerek yok.

Akla gelen soru şu, eğer bir sanat danışmanı veya arkeolog değil ise bu çekilen fotoğraflar devamında ne işe yarar? Cevap aslında çok belli. Aslında bu, herkesi bir arşivciye dönüştüren, küresel bir histerinin parçası. Çünkü günümüzde bir şeyin fotoğrafını çekmek sevdası, o deneyimi yaşamanın yerini almaya başladı.

Tatili kataloglamak, arşivlemek bir amaç haline geldi. Elinizde, fotoğraf çeken bir cihaz var ise, bu dayanılmaz bir istek haline geliyor. Akıllı telefonlarımızla her anı kaydediyor, paylaşıyor ve aklımızca ölümsüzleştiriyoruz. Gerçekten hayatımızdaki en değerli anları korumak ve ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekmek mi gerekiyor?

Fazla Fotoğraf Çekmek İle İlgili Sorun Ne?

ABD’deki Fairfield Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Linda Henkel’in yaptığı çalışmaya göre, fotoğraf çekmek bir olayla ilgili ayrıntıları sonra hatırlama yeteneğinin kaybolmasına neden oluyor. Düğmeye her bastığımızda aslında kendimizi o ortamın dışında bırakıyoruz.

Veriler, katılımcıların fotoğrafladıkları nesneleri tanımada yalnızca gözlemledikleri nesnelere kıyasla daha az doğru olduklarını gösterdi. Ayrıca, fotoğraflarını çektikleri nesnelerin görsel detaylarıyla ilgili çok fazla soruya cevap veremediler.

“Fotoğraf makinesini bir tür harici bellek aracı olarak görüyoruz. Onun olayları bizim için hatırlamasını bekliyoruz. Bu yüzden de o olayı hatırlamamıza yardımcı olacak şeylerle angaje olmuyoruz” diyor Henkel. Fakat fotoğraf çekmenin kısa dönemli hafıza oluşumuna zarar verse de uzun vadede hatırlamamıza yardımcı olabileceğini de ekliyor.

fotograf cekmek 1
Dijital makineye geçişle birlikte fotoğraf çekme nedeni ve kullanma biçimi de değişime uğradı. Artık fotoğraflar özel günlere ve olaylara, aile yaşantısına ilişkin olmaktan çok, arkadaşlarımızla iletişim kurmak, kendi kimliğimizi oluşturmak ve sosyal bağlarımızı geliştirmek için kullanılıyor..

Peki ne kadar sık fotoğraf çekmeliyiz? Henkel, profesyonel fotoğrafçı değilseniz çektiğiniz fotoğraf sayısını sınırlamak ve daha seçici olmak gerektiğine inanıyor. Böylece fotoğrafın yararlı etkilerinden faydalanmış ve zararlarını sınırlamış oluruz.

“Güzel bir yere gitmişseniz birkaç fotoğraf çektikten sonra makineyi bir kenara bırakıp manzaranın tadını çıkarın. Sonra bu fotoğrafları seçin ve baskıya verin, o anları başkalarına anlatıp paylaşın. Bu yolla belleğinizi ve anılarınızı canlı tutmuş olursunuz.”

Sonuç olarak;

Sizin için anı oluşturacak, zaman içinde değişecek, yitip gidecek şeyler biriktirmeye değerlidir. Bu nedenle tatile çıkarken fotoğraf makinenizi yanınıza alın elbette. Ancak deklanşöre basmadan önce, neyi fotoğrafladığınızı, anılarınıza hangi anları katmak istediğinizi iki kere düşünün.

Bunun için anı tüketmektense, üretebilmek için belki de bir an evvel sosyal medyayla olan ilişkimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Carla Needleman şunları söyler;

“Olduğum yerde olmam gerekiyor. Olmadığımda, orada bir yerde kaybolduğumda, hayatıma, bütün düşüncelerime ve düşlerimde yer alan duygulara yabancılaşırım. Basitçe söyleyecek olursam, eğer hayatımın bir anlamı olacaksa kendi derimin içinde canlı olmam gerekir. ”

Ayrıca bu yazımıza da göz atmak isteyebilirsiniz: Neden Daha Az Fotoğraf Çekip Daha Çok Resim Çizmeliyiz?


Kaynaklar ve ileri okumalar için:

YolveMacera

Sibel Çağlar

Merhaba. Matematik öğretmeni olarak sürdürdüğüm hayatıma ilerleyen süreçte doğa sporlarını ve içerik üreticiliğini eklemeyi tercih ettim. Bilim, tarih ve coğrafya ilgi alanlarımın başında geliyor. Severek üretiyorum ve ürettiklerimi yayınlıyorum. Yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu